Üzerinde bayrak ya da başka belirleyici bir sembol taşımayan makam aracı NASA’nın Washington’daki merkez binası önünde durur.
Araçtan inen genç diplomat, Ankara’dan gelen önemli bir talebi karşılamak üzere binaya girer.Tam saatinde, randevusu olan kişinin karşısına oturur.
Washington’daki bir sürü kamu binasında, Türk Büyükelçiliği’nden yetkililer, binlerce görüşme yapmıştır ama bu NASA için de genç diplomat için de bir ilk demek olacaktır.
Türk diplomat: “Hükümetimiz uzaya bir Türk kadın astronot yollamak istiyor. Bu konuda NASA’yla çalışmak istiyoruz” der.
Konuşma sırası NASA’ının üst düzey yetkilisine gelir: “Eğer uzaya prestij için birini yollamak istiyorsanız, gerekli eğitimin ardından bunu yapabiliriz. Bunun için bize 10 milyon dolar ödemeniz gerekir. Ancak, eğer gerçekten uzay çalışmalarına dahil olmak istiyorsanız, yeni fakülteler kurmalı, bitkilerin uzay genetiği dahil ciddi çalışmaların yolunu açmalısınız. Bu uzun yıllar alan bir süreçtir.”
Genç diplomat notlarını alır, makamına döner dönmez konuşmayı özetleyen bir bilgi notunu Ankara’ya geçer.
Fakat Ankara’dan bir ses çıkmaz ve süreç ilk adımda biter.
Bu okuduklarınızı, çok uzun yıllar sonra görüşmeyi yapan diplomatın ağzından dinledim.
O dönem MGK’nın ilgili bir bakanlıktan talebi üzerine yaşanmış bu görüşme süreci.
Uzaya gitmesi düşünülen kadın astronotun ismi bile belliymiş ve NASA’yla görüşme öncesinde de Büyükelçiliğe bildirilmiş.
Bugüne kadar 28 Şubat sürecine dair bir sürü meseleyi tartıştık ama toplum mühendisliğinin uzay ayağı hiç konuşulmamıştı.
Tahminen bundan sonra konuşulacaktır…
(Özay Şendir-Milliyet)