Avrupa Birliği küresel ısınmanın önüne geçebilmek için 12 ayrı yasal düzenleme içeren “iddialı ancak yüksek riskli” radikal bir “Yeşil Anlaşma” açıkladı. Sosyal dirençlere yol açma riski taşıyan hükümler içeren anlaşmada, “karbon vergisi, kirletici sanayi ürünlerine vergi, 2035 yılında dizel ve benzinli araç satışına son verilmesi, daha yeşil bir tarım sistemine geçilmesi, yenilenebilir enerji yöntemleri, ithalata ve hava taşımacılığına vergi” gibi kıta ekonomisini kökten değiştiren katı önlemler yer alıyor. AB, bu önlemler ile karbondioksit gaz salımını 2030 yılına kadar yüzde 55 oranında azaltmayı, 2050 yılında da karbonlu yakıt kullanımını tümüyle bitirmeyi hedefliyor.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB liderlerinin sera gazı salımı oranlarında ulaşmak istediği hedefler üzerinde anlaşmasının ardından, bu hedefe ulaşmak için atılması gereken adımları içeren Yeşil Anlaşma’yı hazırlayarak kamuoyuna açıkladı. Dünyanın geri kalanına örnek olma amacı da içeren Yeşil Anlaşma, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin hayatını tümüyle değiştirecek 12 yasal düzenleme içeriyor.
Anlaşma ile hazırlanacak yeni plan havacılık sektörüne ne getiriyor?
“Kirleten öder” ilkesini planın ana ilkesine dönüştüren AB, CO2 emisyonlarını azaltmak ve tüm Avrupa ekonomisini yeşillendirmek için karbon piyasasını tamamen değiştirmeyi planlıyor. AB, ulaştırmadan enerjiye, otomotivden tarıma ve inşaat sektörüne kadar tüm sektörleri küresel ısınma ile mücadelesine katmak istiyor.
Hava taşımacılığı, AB’nin sera gazı emisyonlarının yüzde 25’ini oluşturuyor ve diğer sektörlerden farklı olarak, bu iki sektörde emisyon artmaya devam ediyor. Karbon piyasasına entegre olan havacılıkta, emisyon kotalarının ücretsiz tahsisi 2026’dan itibaren aşamalı olarak kaldırılacak.
Karbon yakıt üreticilerinin, biyoyakıt üretim payını, aşamalı olarak, 2050 yılına kadar yüzde 63’e ulaştırmaları zorunlu olacak. Ayrıca, Komisyon, Avrupa içi, ‘iş dışı’ uçuşlar için şimdiye kadar muaf tutulan on yıllık gazyağı (karosen) vergisini kademeli olarak getirmek istiyor.