Türkiye’de sivil akrobasi uçağı denince akla gelen uçak ‘Mor Menekşe’ ve onun mucizeler yaratan pilotu Ali İsmet Öztürk Facebook sayfasından yaptığı paylaşımda, Türkiye’nin ilk profesyonel kadın akrobasi pilotu ve yeni anne olan Semin Öztürk’ün 8 yaşındaki fotoğrafını paylaştı.
Boeing Stearman tipi çift kanatlı, açık kokpitli bir uçakla yaptıkları uçuşu ve 20 yıl önce çekilen bu fotoğrafın hikayesini aktardı.
Öztürk’ün yazısı şöyle;
BU FOTOĞRAFIN HİKAYESİ
Daha önce anlatmıştım. Hangi tarlaya inilir, hangi tarlaya inilmez diye… Sonra “anladın mı” diye sordum. Bilmiş gözlerle baktı, korkunun eseri yoktu “anladım” dedi büyük bir kararlılıkla… Sanıyorum 20 sene önce yine böyle bir Sonbahar günüydü. O zamanlar boyu kısa olduğu için altına ve arkasına bilmem kaç yastık koymuştuk, boyu ersin diye. Sımsıkı bağlamıştım ön koltuğa ve içimden “aman bir şey olmasın” diye geçiriyordum hep. Aslında defalarca uçmuştuk birlikte ve bu bilmem kaçıncı uçuşumuzdu. Ama bu sefer Trakya’ nın dümdüz tarlalarına inmeye gidiyorduk birlikte. Ilık havada öyle güzel bir gündü ki anlatamam, gökyüzü adeta bizi çağırıyordu içine. Sonra motor çalıştı, üstü açık çift kanatlı uçak havalandı. Motorun tekdüze homurtularını dinleyerek uzandık taa Trakya’nın içlerine. Sonra ben sordum “bak bakalım hangi tarlaya inelim ?” Sanki yüzlerce kez o tarlalara inmiş gibi küçücük başını bir sağa bir sola çevirip yere bakıyor, ona daha önce anlattıklarıma uygun inecek bir tarla arıyordu. Motordan gelen yağ ve yakıt kokuları birbirine karışıyor, bizim gözlerimiz 1940 lı yıların gördüğü ile aynı oluyordu. Aynı sesler, aynı kokular ve korkular… Ama Semin bütün bu mistik düşüncelerden uzak inebilecek bir tarla arıyordu. Sonra buldu da. Bana “şu tarlaya inelim babacım” dedi. Lafa bak yahu ? Bu kız çocuğu daha 8 yaşında ve babasına inecek tarla gösteriyor. Bir anda irkildim ! Acaba dünyada kaç baba bunu duymuş olabilir ki ? Acaba kaç babaya 8 yaşındaki küçük kızı şu tarlaya inelim demiştir ki ? Altımızdaki uçak çok eski, motor da öyle ama bu söz yani Semin’in sözü çok yeni … ! Bana inelim dediği tarlaya baktım, uzun , ve engebesiz gayet düzgün görünüyordu. İlk deneme için üzerinden alçak geçtik. Rüzgarın yönünü tespit ettik sonra doğru istikametten dönüşle hooop tarlaya iniverdik. Semin mutluluktan uçuyordu. Bir karar vermişti havada ve o kararı uygulamıştık, ondan mutlusu yoktu. Bense müthiş ve anlatılmaz duygular içindeydim, 8 yaşında bir kız çocuğunun küçücük elleriyle işaret ettiği tarlaya inmiştik. Trakya’ nın ortasında bir yerde, bir tarlada kız çocuğu ve babası, açık kokpitli ihtiyar bir çift kanatlının içinde öylece sessiz kaldık bir süre. Bilmiyorum Semin ne düşünüyordu ama ben pek az olabilecek bir anın yaşandığını fark etmiştim. Sonra o tarladan havalandık, gittik bir başkasına indik. Düzlükler arasında Semin ‘ in gösterdiği her yere iniyor sonra kalkıyorduk. Rüzgara karşı indikten sonra rüzgara karşı kalkmak gerektiği için indiğimiz tarlayı bir başından diğerine yerde kat etmemiz gerekiyordu. Normalde uçaklar “pist başı” yaparlar biz ise “tarla başı” yapıyorduk. Muhteşem anların içinde olduğu muhteşem bir gündü. O gün Semin ‘ in havacılıkta ilerleyeceğini hissettim. Bu fotoğraf benim bunu hissettiğim günkü o uçuşta çekildi ! Birbirine benzeyen, sıradan düzlükler ve tarlalar demeyin, bakın nelere kadirler …
*