Bundan tam 34 yıl önce 28 Nisan 1988 günü, dünya havacılığına şaşkına çeviren, inanılması çok güç bir olay yaşandı.
Aloha Hava Yollarının 243 sefer sayılı (AQ 243, AAH 243) uçuşunda, 28 Nisan 1988 tarihinde Hawaii adalarının Hilo kentinden Honolulu kentine doğru havalanan Boeing 737 model uçak seyir irtifasına çıktığı esnada uçakta meydana gelen patlayıcı dekompresyon sonucu uçağın yolcu kabinini ön kısmında 35 m2‘lik bir kısmın koparak uçaktan ayrılmış, uçak Maui adasındaki Kahului Havaalanına acil iniş yapmak zorunda kalmıştır. Kazada uçakta bulunan 89 yolcu ve 6 mürettebat toplam 95 kişiden sadece 1 kabin görevlisi patlama esnasında kabinden dışarı fırlayarak hayatını kaybetmiştir.
Boeing 737-297 tipi uçak ilk kez 28 Mart 1969 yılında uçuş yapmıştı. Yani 19 yıllık bir uçaktı ve 35496 saat uçuş geçmişi vardı. Kaza günü ise 89,681. seferini gerçekleştiriyordu. Enkaz üzerinde Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Taşımacılık Güvenlik Dairesi (NTSB) yapılan inceleme sonucunda, birbirlerine perçinlenen paneller arasında bulunan epoksi maddesinin özelliğini Hawaii Adaları arasındaki sık aralıklı seferlerden kaynaklanan sık basınç ve sıcaklık değişimi sebebiyle yitirdiği, bu sebeple kabin basıncının uçak gövdesinde oluşan metal yorgunluğu sonucu meydana gelen ufak bir yırtılma sonucu patlayıcı dekompresyon etkisi gösterdiği ve uçak gövdesinde yırtılma oluştuğu sonucuna ulaşılmıştır.
NTSB’nin hazırladığı raporda şu tespitler yapılmıştı:
Kazada, uçuş esnasında yolcu kabini tavanının 6 metrelik bölümü yarılıp
uçaktan ayrılmıştır. Bu kazanın yaşandığı B737 uçağı, kazadan önceki bakımlarda
ABD sivil havacılığının öngördüğü şekilde iki yetkili tarafından kontrol edilmiştir.
Bu göreli kontrolörlerden biri 22 yıllık tecrübeye sahip şef kontrolör; diğeri ise 33
yıllık havacılık deneyimine sahip kontrolör. Gövde sacının çatlak kontrolleri
esnasında ikisi de hiçbir çatlak bulamamıştır.
Kazadan sonra yapılan incelemelerde, anılan uçağın gövde saÇında, önceki
bakımlarda tespit edilememiş 240 adet çatlak bulunduğu kanıtlanmıştır.
Derinleştirilen incelemeler sonunda ilgili kuruluşta çatlak kontrol uygulamalarında
birçok insan faktörü aksaklığı belirlenmiştir.