Cumartesi, Ocak 11, 2025

BU HAFTA İLK 5 HABER

Benzer Haberler

AZAL Kazası, Havacılıkta Siyasi Kararlar ve ICAO Neden Var?

Sivil havacılıkta evrensel kurallar, taraf olunan uluslararası sözleşmelerle, milli kurallar ise bu sözleşmelere uygun olarak hazırlanan mevzuatlarla belirlenmiştir. Ancak havacılığı siyasete bulaştırır, siyaseten havacılık yapar veya siyaseti havacılığa alet ederseniz, tarih ve tecrübe göstermiştir ki bu yaklaşımın sonu kaçınılmaz bir şekilde hüsrandır. Siyasi otoriteler havacılığın yakasını bırakmalı, bu sektörün kendi evrensel ve milli kuralları çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmesine izin vermelidir. Havacılığı yönetenler de siyasetçilere yapışarak, siyasi çıkar peşinde koşarak ya da görevlerini siyaseten “uzatma” çabasıyla itibarsızlaştırmaktan artık vazgeçmelidir. Biz buna siyaseten rüşvet yemekte deriz. Bu durum hem etik değildir hem de sektöre telafisi zor zararlar verir.
Kazakistan’ın Aktau Havalimanı’nda 25 Aralık’ta düşen AZAL’a ait Embraer E190AR tipi uçak kazasına ilişkin gelişmelere gelirsek: Karakutuların (CVR ve FDR) uçak üreticisi ülke olan Brezilya’ya gönderilmesi doğru bir karardır ve bu kararı alanları tebrik ediyorum. Bu kazaya ilişkin ben de dahil ülkemizdeki ve dünyadaki binlerce uzman kendi görüşlerini açıkladılar. Ancak unutulmamalıdır ki kazanın gerçek nedeni, kara kutuların çözümlenmesi ve Kazakistan’ın hazırlayacağı kaza kırım raporunun yayımlanmasıyla netleşecektir. Kamuoyunda dillendirilen teknik analiz ve tahminler, sadece yüzeysel yaklaşımlar olup gerçeği yansıtmaktan uzak olabilir.
Benim bu kazaya ilişkin kişisel görüşüm ise siyasi bir eleştiriyi hak ediyor: ABD ve AB tarafından ambargo uygulanan, savaş nedeniyle hava sahası, hava trafik hizmetleri ve havaalanlarının riskli olduğu bilinen bir ülkeye uçuş izni veren siyasi otorite, Azerbaycan sivil havacılık otoritesi ve AZAL yetkilileri bu kazanın asıl sorumlularıdır. Yolcuların can ve mal güvenliğini, uçuş emniyetini hiçe sayan bu karar, açıkça bir hatadır. Bu hatanın sadece ilgili taraflar için değil, tüm dünya ülkeleri için bir ders ve emsal teşkil etmesi şarttır.
Bir diğer önemli nokta da şudur: 1944 tarihli Şikago Sözleşmesi ve onun ekleri (Annex’ler), sivil havacılığın güvenliğini sağlamak ve hava araçlarının yalnızca barışçıl amaçlarla kullanılmasını teminat altına almak için oluşturulmuştur. Ancak, gerek bu kaza gerekse savaş bölgelerinde düşürülen diğer sivil uçaklar göstermektedir ki bu sözleşme ve Birleşmiş Milletler’e bağlı ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü) görevini yerine getirememektedir. 197 üyesi bulunan ICAO’nun böylesine kritik bir olay karşısında ne yaptığını, hangi önlemleri aldığını ya da hangi yaptırımları uyguladığını sormak hakkımızdır. Bu haliyle ICAO, kağıt üzerindeki bir varlık olmaktan öteye geçememektedir.
Son olarak: Terör ve iç savaşın pençesindeki Suriye’ye uçak seferlerinin yeniden başlatılması gibi riskli bir kararın aceleyle alınması da uçuş emniyeti açısından kabul edilemez. Hava sahası, hava trafik hizmetleri ve havaalanları henüz güvenli olmayan bir bölgeye uçuş başlatmak, yolcuların hayatını tehlikeye atmaktır. Siyasi hesaplarla verilen bu tür kararlar, geri dönülemez felaketlere yol açabilir. Umarım, bu tür yanlış adımlar atılmaz ve gerekli güvenlik tedbirleri alınmadan böylesi bir riske girilmez…
Oktay Erdağı
E.Sivil Havacılık Genel Müdür Yrd.
Yazar- Havada Ahkam-Havada Oraj
Havacılık Uzmanı

ÇOK OKUNANLAR

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com