BEN BÖYLE FIRÇA YEMEDİM!
Altmış beş yaşıma girdim,
Ben böyle fırça yemedim!
Hocamı aradım,
Hal hatır sorayım, biraz da muziplik yapayım dedim,
Uçtuğu tayyarenin fotosunu yolladım.
Ben böyle fırça yemedim.
Yirmi dokuz yıl on ay askerlik yaptım,
Ben böyle bir fırça yemedim.
Öyle nahif, öyle tatlıydı ki,
Acısı hâlâ geçmedi.
Bir de ne dese beğenirsiniz!
Beni dört buçuğa kadar uyutmadın,
Şimdi sen de uyuma günlerce.
Gerçekten de dört buçukta aradı.
– Sen değil miydin çatısındaki yaprakları temizleyen?
– Erkekler tuvaletini de sen boyamamış mıydın?
– Atatürk heykelini yıkayan?
– Çocukları Robinson’a bindirip, uçurur gibi yapan?
– Her gelen ile ilgilenen?
– Ulan hergele sen değil miydin atlar mısın / kuleden hocam diyen?
Sıraladı durdu sorularını, belli ki sinirden hiç uyumamış.
Başka fotoğrafı var mı Uğur’un, gönder bakayım dedi.
Yok diyemedim, keşke var demeseydim!
Telefonu yüzüme kapattı, saat 05.15’de tekrar aradı!
Yaz bunları. Koy fotoları.
100’üncü yılında ne hale gelmiş Ata’mın emaneti,
Senin de emeklerin var, korumak sana da düşer.
Yaz gönder bana. Kırmayayım kemiklerini.
Az önce tekrar aradı hocam,
Bu hale gelene kadar neredelermiş?
Orada bir çocuk tetanos olsa var ya!
Altmış beş yaşıma girdim,
Ben böyle fırça yemedim!
Not: Ocak 2025
Mustafa KILIÇ
Havacılık Tarihi Araştırmacısı – Yazar
sontayyareci@gmail.com