Salı, Kasım 26, 2024

BU HAFTA İLK 5 HABER

Benzer Haberler

Bilal Sarı: MAKS 2019 İzlenimlerim 2

Yazarımız Bilal Sarı MAKS 2019 konulu bir önceki yazısında MAKS 2019’a dair ilk izlenimlerimi yazmıştı. Bu yazısında ise duygularımı da katarak farklı bir açıdan anlatmak MAKS 2019 deneyimini sizlerle paylaşıyor.

Airshow için 1 ay önceden hazırlanmaya başlamıştım fakat bu sürenin yetersiz olduğunu çok daha fazla para ödeyerek öğrendim. Bence kafanızda düşünceleriniz kesinleştiği zaman tüm hazırlıklara başlamalısınız.

Sürekli süresi biten ve son 6 aylık süresi asla kullanılamayan pasaportlarımdan bıkıp nihayet 10 yıllık pasaport aldım. Bordo pasaport (umuma mahsus) sahibi olduğum için Rusya tarafından vize istenmekteydi.  Vizeyi, bu işlerin ticaretini yapan güvendiğim bir arkadaşa havale ettikten sonra nerede kalacağım, nereye nasıl gideceğim konularını araştırmaya başladım. Teknoloji çok güzel; internet ortamında gerekli bilgiler mevcut.

Vize onayım geldiği gün yani seyahatime 1 hafta kala Pegasus Hava Yolları’ndan normalde ödenen ücretin 4 mislini ödeyerek biletimi satın aldım. Gidiş geliş çok keyifliydi. Hele giderken Airbus A320neo uçağıyla seyahat ettik ki bu uçaklara bayılıyorum. Uçak içi büfe ihtiyacı gideriyor, ben her defasında memnun kalıyorum.

Uçaktan inince gümrük kontrolde görevli memur bana Rusça bir şeyler sordu. Rusça bilmediğim için anlamadım İngilizce konuşunca hiç tepki vermedi Türkçe konuşunca İiiiistanbul dedi ve 3-4 dakikalık mercekle pasaport incelemesinin ardından imigration card denilen kartı pasaportumla birlikte verip yine Rusça bir şeyler söyledi. Artık Moskova’daydım.

Domodevo Havalimanı beklediğim büyüklükte çıktı: Küçük. Çıkışa giderken klasik otomobil sergisi dikkatimi çekti fakat dönüşte incelerim diyerek hemen dışarı çıktım. Doğrudan Aeroexpres ismini verdikleri 41 dakikada son istasyonuna varan bir ekspres trene bindim. İndiğim yer, konumu açısından tercih ettiğim otelin olduğu yerdi. Burayı merkez olarak kullandım ve Kızıl Meydan’a metro ile 2 durak, elektronik mağazasına 1 durak, Zhukovsky Havalimanı da hesaba katıldığında en uygun noktadaydı.

Otele yerleşmeden önce hemen metroya girdim ve elektronik alışverişimi yaptım. Moskova’da da poşetler ücretli. Elimde alışveriş poşetleriyle Kızıl Meydan’a gittim fakat 17:00’den sonra meydanı müzikal etkinlik için kapatıyorlarmış, giremedim.

Otele dönüp kaydımı yaptırdım. Gümrük kontrolde verilen imigration card burada lazım oluyor. Bir de ülkeden çıkış yaparken geri alıyorlar. Otelim temiz ve konforluydu.

Et yemeklerinde ne eti olduğunu bilmediğim için, sebze yemeklerinin içinde ne var bilmediğim için sadece tavuk satılan KFC’de bir menü istedim ama mayoneze kadar her şey isteğe bağlı. Neden menü olarak gösterdiklerini de anlamadım. Lezzet aramadığım iyi oldu çünkü baharatına, tuzuna, pişme dozuna kadar çok farklı.

Daha sonra Starbucks’a gittim ki çalışanlardan biri İngilizce biliyordu ama işe yaramadı; fitle kahve bitti dedi. Türkiye’de olsa hemen demleyelim derlerdi burada Americano verelim dediler. İstedim bir kek ve bir americano’ya 45 lira verip, kahvenin soğuğa yakın ılık olduğunu görünce üzüldüm.

Sabah erken kalkıp Uber’den taksi çağırmaya gayret ettim fakat oda ne? Güncelle diyor, güncellemeye çalışınca da Yandex Taksiyi yüklüyordu. Uber babamın şirketi değil dedim hadi Yandex olsun. Verdiğim telefona mesaj gelmiyor, zaman geçiyor, panikliyordum. Resepsiyon görevlisinin telefon numarasını verince mesaj geldi de taksi çağırabildim. 1100 Ruble’ye (100 tl civarı) otelden 40 km civarında bir uzaklıktaki  Ramenskoe Hava Üssüne 1 saatten biraz uzun bir sürede varabildik. Vardığımızda Su-35 gökyüzünde yardırıyordu ve dayanamayıp girişe varana kadar otomobilin camını açıp izledim.

Hava üssü girişinden otobüslerle alıp, fuar alanına götürüyorlardı. Türkiye’deyken internet sitesinden aldığım bileti gösterip, güvenlik kontrolünden de geçtikten sonra statik sergi alanına girdim. Girdim ama ne göreyim, insan seli akıyor. 3 günü halka açık olan fuarı 600bin kişi gezince kalabalık olması gayet doğal.

Airbus A350 ve Embraer E190 Profit Hunter uçağını izlerken aklım Rus uçaklarındaydı. ilyushin İl-76’lar peş peşe dizilmiş, bu uçak vazgeçilmezimiz der gibi gövde gösterisi yapıyordu.  İlk uçak farklı bir versiyonu olan İl-78 tanker uçaktı. Diğerleri motor deneme platformu ve uzay araştırmalarında kullanılan yerçekimsiz ortam oluşturan zero gravity uçağı idi. Yanında bir de Aero L-39 Albatros uçağı vardı ve bu iki uçağı gezmek için ücret ödemek ve sıra beklemek gerekiyordu. Aynı sıranın devamında test platformu olarak kullanılan Tupolev Tu-154 vardı. Daha ileride Kamov ve Mil Mi helikopterler sergileniyordu.

Karşı tarafta girişten itibaren MC-21-300, iki adet Sukhoi Super Jet, Beriev BE-200 amfibik yangın söndürme uçağı,  Mig ve Sukhoi savaş uçakları, ardından üç adet farklı bombardıman uçağı Tu-22M3, Tu-95MS, Tu-160 vardı. Aralarına küçük uçaklar koymuşlar ki heybetleri anlaşılsın.

Bu uçakların ardından efsane Tu-144 sergileniyordu ki ilgi çok büyüktü. Kısıtlı zamanın olduğu için 2-3 saat sırada beklemeye zaman bulamadım. Hemen yanında üzerinde kocaman oksijen tankıyla adını yeni duyduğum Myasishchev VM-T bulunuyordu. Bu iki uçak diğerleri yanında buharlı lokomotif gibi eski ve muhteşem duruyordu. Hemen yanlarındaki önce likit hidrojen sonra sıvı doğal gaz ile çalışan motorların test edildiği Tu-155 vardı.

18 liraya bir koçan haşlanmış mısır ve 9 liraya 0,5 litre MAKS marka su alarak uçakları rahatça izleyebileceğim çimen alana geçtim ki güneş tam karşımda. İzleyenler bile ellerini Güneşe siper ederek izlerken ters ışıkta hava fotoğrafçılığı yapmak zorunda kaldım ki bazı spotterlar hiç çekim yapmadılar bile. Ters ışığı fotoğrafla ilgilenenler iyi bilirler, detay almak isteyen bir fotoğrafçının asla istemeyeceği bir durumdur. Elim boş dönmemek için fotoğraf ve video çektim elbette. Rus televizyonları pistin diğer tarafından çekim yaparken, jilet gibi görüntüler alıyorlardı.

Airshow bir marka olmuş. Hediyeliklerden içme suyuna kadar birçok ürün vardı. Elbette pahalıydı ama satışlar da iyiydi. Her yerde açıkta et piştiği ve malum hayvan eti olduğu için günlerce aklımdan çıkmayacak bir koku beni adeta boğdu. Bir mısır, bir dondurma ve bir şişe MAKS su ile akşamı etmek zorunda kaldım.

Akşam dönüşte “çıkışa gitmek istiyorum” lafını sorduğum belki 10 kişi içinden biraz İngilizce bilen bir delikanlı beni taksi ile değil tren ile gitmeye razı etti. Önce otobüs sonra tren sonra da metro ile otelime vardım. Kendimi Moskova’nın yerlisi gibi hissetmeme sebep olan bu seyahat çok hoşuma gitti.

Akşam yine KFC’de yemek ardından tatlı bir çörek ve çay ile günü sonlandırdım. Ertesi gün öğleden sonra uçağım kalkıyordu ve ben henüz Kızıl Meydan’a girememiştim. Sabah 7 gibi kalkıp metro ile 2 durak sonra Kızıl Meydan’a vardım ki ne göreyim; her yer saat 10:00’da açılıyormuş. Kızıl Meydan’ın hemen yanındaki devasa alışveriş merkezi GUM da kapalıydı. Sokak ortasında aç karnına kalakaldım. GUM binasında olan fakat kapısı ara caddede olan bir süpermarket açıktı ve biraz zaman geçirdim. 14 liraya bir poğaça aldım. Daha sonra saat 10 çanı çalınca Kızıl Meydan’a girişe izin verdiler ve koyun sürüsünün meraya hücum ettiği gibi meydana girdik. Hızlı bir gezi, fotoğraf ve video çekiminin ardından hediyelikleri canlı yayın ile sana hangisini alayım, ya sana, ya sana diyerek tamamlayıp hızlıca metro istasyonuna gittim. Metro ile Aeroexpress treninin aynı istasyonda olduğu aynı zamanda otelimin de olduğu noktadan tekrar Domodedova Havalimanı’na hareket ettim. Yine keyifli bir yolculukla, iki günlük açlığımdan sonra büfeden kendime ziyafet çekerek geri döndüm.

Ruslar birbirlerine bir şey sormuyor. Göz göze bile gelmiyor. Konuşmanız uzarsa önlerine bakıyorlar, satıcılar dahil. Kimsenin kimse ile işi yok, gayet ciddi insanlar. Hiç ama hiç sarhoş görmedim. Tipi kayıklar konusunda bilgiliydim ama çok şükür rastlamadım. Türkçe, İngilizce’den daha çok işe yarıyor. Fiyatlar Türkiye’ye göre pahalı. Hediyelik Rus çikolatası; üzerindeki bebek resmiyle meşhur Alyonka’lardan aldım. Kısa, yorucu fakat güzel bir deneyim oldu. Görme fırsatı bulamadığım birçok Rus uçağını bir arada gördüm. İki yıl sonraki MAKS’a gitmek için şimdiden istekliyim.

Facebook ile Yorum Yapın

ÇOK OKUNANLAR