14 Ağustos Cuma sabahı festivale katılan sporcular ve aileleri Gölyaka’ya gelmeye ve hava parkını, Gölyaka’yı keşfe başladılar.
Cumartesi sabahı yeni katılımlarla birlikte yamaç paraşütü pilotlarına verilen brifingin ardından Bakacak Köyü’nde yapılan take off alanına üç otobüs ve özel araçlarla hareket edildi.
Bu sırada hava parkının bulunduğu alanda paramotorlar gökyüzünü şenlendirmeye başlamışlardı bile. Ağaçların arasında yaptıkları kıvrak hareketlerle ne kadar yetenekli olduklarını gösterirken, o güne kadar kuşlardan başka hiçbir şeyin uçmadığı Gölyaka semalarını süslüyorlardı.
Model uçak pilotları ve model uçaklar da çoktan festivalde yerlerini almışlardı. Hobilerini en mükemmel şekilde yaptıklarını gözlemledim. Bir kenarda model helikopterler ayrıca sayısız drone ve multicopter uçuruluyordu. Drone ve multicopterlerin hepsinin video çektiğini söylersek, bu festivalden belgesel videosu bile çıkar diye düşünüyorum.
Yamaç paraşütleri gökyüzünde yerini alınca müthiş bir görsel şölen başladı. İzlemek çok değişik bir duygu, görmek lazım tarif edemiyorum. Şunu söyleyebilirim ki her pilot aynı stratejiyi uygulamıyor ve yere inme noktalarını da bu taktik belirliyor.
İlk gelen yamaç paraşütü pilotlarıyla konuştum, take off alanının çok güzel olduğunu, çok güzel termik akımlar olduğunu, durgun havalar için iniş alanının uzak kalabileceğini fakat inmek için her yerin müsait olduğunu, sorun teşkil etmeyeceğini söylediler. Tercih edilecek bir parkur olduğunu öğrendiğimde çok mutlu oldum. Demek ki bu festival burada kalmayacaktı.
Yamaç paraşütleri arasında iki tane delta kanat gördüm. Dans edercesine süzülürken çok asil duruyorlardı.
Balon da yerini almıştı festivalde. Daha önce ineklerin otladığı bozulmamış doğada bir balon görmenin beni bu kadar sevindireceğini düşünemezdim bile. Ne kadar da yakışmıştı. İplerine bağlı şekilde balon şişiriliyor, birkaç meraklı ile yükselip tekrar yere iniliyordu. Meraklar giderildi.
Festivalin en ağır işçisi Lütfi Yüzüak idi desem yanlış olmaz. Cuma akşamüstü başladığı meraklıları gezdirme serüvenine Pazar akşamına kadar devam etti.
Festivale Piper Pa-18 ile gelen Uğur İçbak, yakıtı yettiğince meraklıları gezdirdi ve büyük renk kattı. Piper ve toprak zemin, ağaçlar ile biran kendimi çocukluğumda okuduğum Mister No çizgi romanının içinde sandım.
Festival alanında gezerken yüksek konumda yapılmış bir gyrocopter gördüm. Düşmesin diye birisi lövyesinden tutuyordu. Sohbet anında öğrendim ki evinde uçak yapan Adapazarı’lı Hikmet Şentürk’müş. Az sonra gyrocopterin sahibi Vural Çelik geldi. Satın aldığı planla evinde imal etmiş bu gyrocopteri. Festivalin her iki günü de çok güzel uçtu. Tebrik ediyorum kendisini.
Havanın yamaç paraşütü için iyice durgunlaştığı anda Bakacak take off alanından Goat planör havalandı, kısa bir uçuşun ardından hava parkına süzüle süzüle indi. Pazar günü ise microlight ile çekerek hava parkından havalandılar.
Bu arada hava parkı üzerinde Microlighttan paraşütle serbest atlayış yaptılar. Tatmin seviyesi yüksek, her yönüyle havacılık dolu bir festival oldu.
Merak edenler konunun uzmanlarına sorular sorup, cevaplarını aldılar. Sektörde birbirini tanıyan insanlar yüzyüze görüşme ve tanışma fırsatı buldular. Hemen her köşede konuşulan bürokrasinin ne zaman engel teşkil etmeyeceği, neden Avrupa veya ABD gibi rahat havacılık yapamadığımız konuşuluyordu.
Tüm katılımcılar, 17 Ağustos depreminde büyük yara almış bir ilçenin yüzünü güldürdüler. Festivalin hazırlanmasında emeği geçenlere ve festivale katılan tüm havacılık sporcu ve dostlarına teşekkürlerimi sunarım. Bu hava parkı hepimizin, gelin yaşatalım.
Festivalden sonra unutmayalım
Gölyaka, doğal süt ve süt ürünleri, balı, doğada beslenen sığır ve koyunların etleri, bahçelerde yetişen sebzeleri nefistir. Hafta sonları hem doğa ile iç içe dinlenmek hem de doğal ürünlerden satın almak için Gölyaka’ya gitmek bir fırsat olacaktır. Değerlendirmek lazım.
Bilal Sarı’nın gözünden Gölyaka Havacılık Festivaline ulaşmak için TIKLAYINIZ…