Geçen yılın son günlerinde, 30 Aralık’ta Borajet’in satışı gündeme bomba gibi düşmüştü. Aslında hisse devri yapılmıştı, ama kamuoyuna yüksek rakamlı bir satış gibi sunulduğu için şirketin ciddi anlamda borcu olması sebebiyle bahsedilen rakamlara satışının normal olmadığını bu köşeden yazdım. Sonra doğru tespitlerimi teyit eden epeyce gelişme oldu.
Amerika’da yaşayan işadamı Yalçın Ayaslı’ya ait Borajet Havayolları’nın tüm hisselerinin, Sezgin Baran Korkmaz tarafından Türkiye’de temsil edilen bir “Amerikalı fon” tarafından devir alınmasıyla da nasıl bir gelişme olacağını beklerken, ilginç bir tablo ortaya çıktı. Yüksek oranda borçlu, kiralık uçakları da sorunlu olan şirketin, hisse devriyle birlikte faaliyetlerine de ara vereceği bilgisi ise şirketin yeni sahibi olan Korkmaztarafından kamuoyuna duyuruldu. Bu gelişmeden bir süre sonra Baran Korkmaz ile görüştüğümde, şirket hakkında ilginç şeyler öğrendim. Borajet yetkilileri, kuruluşundan hisse devrine kadar olan zaman diliminde medya ile yakın temastan sürekli uzak durmuşlar, profesyonel bir yönetim de sergilememişlerdi. Son dönemde şirketin konseptini değiştirip farklı uçak tipine yönelmelerine de anlam verememiştim.
Gelelim son duruma… Mahkemeye yansıyan olaylara… Yalçın Ayaslı’ya ait Borajet, Borajet Bakım ve Aydın Jet hisselerinin % 100’ü Sezgin Baran Korkmaz Holding çatısı altındaki Bugaraj Elektronik Ticaret ve Bilişim Hiz. AŞ’ye devredilmek üzere taraflar arasında 29 Aralık 2016 tarihli Hisse Devir ve Kâr Paylaşım Sözleşmesi imzalanıyor. Devir işlemleri gerçekleştikten sonra şirketin yeni patronu Baran Korkmaz,devir öncesi tablodan çok farklı ve daha yüksek meblağlı bir borç tablosuyla karşılaştığını ifade eden bir dilekçeyle mahkemeye başvuruyor. Sözleşme ve eklerinde 28 Aralık 2016 tarihli mizanlarda yer almayan ve hisse devri öncesine ait şirket borçlarının olduğu, bunlara ilişkin faturaların bulunduğu, pasifte olması gereken giderlerin, aktifte gösterildiği, uçmayan uçakların bakım giderleri bulunduğu iddiasıyla konu yargıya taşınıyor. Diğer bir ifadeyle şirketin daha fazla borcu, daha az alacağı ve mal varlığı olduğu gerekçesiyle iki taraf satıştan kısa süre sonra mahkemede karşı karşıya geliyor. Şu an taraflar karışıklı olarak mahkemeye dilekçe ve belge sunuyor.
Borajet dahil 3 şirket, maddi durumları kötü olduğu için bir bedel karşılığında satılmıyor. Borçlara karşılık hisse devri ve kâr paylaşım sözleşmesiyle el değiştiriyor. Ama sorun da zaten hisse devri sonrası ortaya çıkıyor, çeşitli olaylarla da dallanıp budaklanarak devam ediyor.
Son gelişmeler üzerine görüştüğüm SBK Holding’in yönetim kurulu başkanı Sezgin Baran Korkmaz, konunun Türkiye sınırlarını aşan boyutu olduğunu, hisse devri sonrası çok farklı bir tabloyla karşılaştığı için de tüm belgelerle adli makamlara başvurduğunu söyledi.
Konu, özellikle Yalçın Ayaslı açısından iki şirket arasındaki tartışmaları aşan ilginç bir dava olarak devam edecek gibi görünüyor.
3.HAVALİMANINDA HAVACILIK YENİDEN ŞEKİLLENECEK?
İstanbul’un yeni havalimanının, Başbakan Binali Yıldırım’ın bu hafta açıkladığı, benim de daha önce bu köşede yazdığım üzere 29 Ekim 2019’da açılması muhtemel. Muhtemel diyorum, zira bu denli büyük bir proje için kesin bir tarih zikretmenin zorluğunu biliyorum. Önemli olan projenin sorunsuz bir şekilde hizmete girmesidir. Bahsedilen tarihlere çok takılmamak gerekir. Ayrıca 2019’daki seçimleri de dikkate alırsak, açılış tarihi için kesin konuşmak doğru olmayabilir. Malum olduğu üzere açılış için daha önce de çeşitli tarihler verilmişti, ama proje büyük olunca her türlü ihtimali dikkate almak gerekiyor.
Diğer taraftan yeni havalimanını her şeyi ile hazır hale getirmek için yoğun çaba sarf eden İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Keskin, duty free ve yeme içme alanlarının ihalesi tamamlandıktan sonra reklam tahsis alanlarının ihalesine de önümüzdeki günlerde çıkacak; dün de proje alanı içerisinde yer alacak Kargo Şehri içinde 25 yıl boyunca hizmet verecek MNG, PTT, Çelebi Hava Servisi, HAVAŞ, Sistem Lojistikve Bilin Lojistik şirketleriyle anlaşmayaimza koydu. 6 şirketle, 250 milyon Euro değerinde alan tahsisi yapıldı. Sırada ise Türk Hava Yolları var. THY’nin yeni merkezinde ikram şirketi kim olacak? Hangi büyüklükte bir anlaşmaya imza atılacak? Başta Sancak Catering ortaklığında dünya devi Gate Gourme olmak üzere Singapur Havayolları’nın catering şirketi gibi küresel ölçekte THY ikramıyla ilgilenen ciddi devler var.
Bir taraftan da Alman Lufthansa Havayolları’nın ikram şirketi LSG Sky Chef Türkiye’den çıkmaya çalışıyor. Hatta Lufthansa uzun süredir ikramları kendi şirketinden değil, Sancak Catering’den alıyor. Yeni havalimanı yetkilileri dahil, Türkiye’nin havacılık otoritelerinin ikram konusunda titiz olmaları gerekiyor. Eğer pahalı yer kiralarıyla ikram işi yapılırsa, birçok şirket 4-5 saatlik uçuşlarında gidiş-dönüş ikramını yükleyerek İstanbul’a gelebilir. Türkiye çıkışlı uçuşlarda da karşı meydanlar tercih sebebi olabilir. Böylece Türkiye’nin yiyecek-içecek ürünlerini gökyüzüne taşımada zorluklar yaşanabilir. Lütfen dikkat…
(Güntay Şimşek-Habertürk)