Büyütmeyin denk geldi…
29 Mart’ta Türk Hava Yolları’nın uzun menzilli bir uçuşunda ilk kez kokpitte 2 kadın kaptan pilot vardı: Emel Arman ve Ferihan Işık… Yoğun uçuşları nedeniyle buluşmamız zaman aldı ama sonunda yerde yakaladık havadan dedikoduları aldık.
Mart ayının sonunda müthiş bir şey oldu: Türk Hava Yolları’nın uzun menzilli bir uçuşunda ilk kez kokpitte iki kadın kaptan pilot vardı. 10 saatte Chicago’dan İstanbul’a uçtular. Gerçi bizim için muazzam sayılan bu olay onlar için sıradan; büyütmüyorlar. Çok havalılar, çok güzeller, bakımlılar. Ama “Kokpitte ojeli tırnaklar” gibi seksist başlıklardan hoşlanmıyorlar. “Börek yapmamızın nesi garip” diyorlar. Simülatöre daldık, fotoğraflar çektik, sohbet ettik.
Bu hikâye nasıl başladı?
Emel Arman: Gökyüzü aşkıyla başladı. Uçan her şeye ilgi gösteriyordum, küçük yaşlardan itibaren çok meraklıydım. Çocukluğumda birçok uçak seyahati yapmışlığım var.
Nereye gidiyordunuz?
E.A.: Almanya’ya gidiyordum, ailem orada. Ben de orada yaşadım, çocukluğum orada geçti. 86’dan beri buradayım.
Ferihan Işık.: Benim de çocukluk hayalimdi. Evimizin çok yakınında askeri havalimanı vardı çünkü.
Neredeydiniz?
F.I.: Bulgaristan. Uçak sesleriyle büyüdüm.
‘GÜZEL HİSSEDİYORUZ’
Hep pilot mu olmak istediniz?
F.I.: Kesinlikle.
E.A: Sanırım Ferihan’da da aynı şekildedir. Hep uçaklara el sallayan bir çocuktum.
Ailenizde havacı var mıydı?
F.I.: Bizde yok.
E.A.: Dedem Türk Hava Kurumu’nda havacıydı ama ben çok küçükken vefat ettiği için tanıma şansım olmadı.
Havada ne hissediyorsunuz?
(Gülüyorlar.) E.A.: Hislerden bahsetmek biraz garip bizim için. Güzel hissediyoruz, sonuçta bir sorumluluk taşıyoruz ve her zaman bunun bilincindeyiz. Muhteşem bir ufuk var önünüzde, açık… Bir hava aracı idare etmek, bir ekibe dâhil olmak muazzam.
Kokpitte kaç kişi olur?
E.A.: Uçuşa göre değişebiliyor. Uzun menzilli uçuşlarda 2 kaptan ve 1 ikinci pilot veya 1 kaptan ve 2 ikinci pilot şeklinde olabiliyor ama genelde 1 mesul kaptan ve 1 ikinci pilottan oluşur.
Şu ünlü, malum Chicago uçuşunda durum neydi?
E.A.: Bu Chicago uçuşu çok olay oldu ama aslında bizim için normal bir uçuştu. İkimizin de tesadüfen uçuşları değişmişti.
Tesadüftü yani?
E.A.: Evet. Tesadüfen bu uçuşa atanmışız ama ikimizin de birbirimizden haberi yoktu. Uçuş için ekip tahsise geldiğimizde karşılaştık ve mutlu olduk. Daha evvel ikinci kadın pilotlarla benim de Ferihan Kaptan’ın da ayrı ayrı uçuşlarımız oldu ama ilk kez bu uçuşta böyle bir şey yaşadık. Zaten geniş gövde uçaklarda sadece Ferihan Kaptan’ımla ben varız mesul kaptan olarak. Bu uçuşta da 2 mesul kaptan olarak Türk Hava Yolları’nda ve Türkiye’de de ilkiz.
Havadayken korktuğunuz oldu mu hiç?
E.A.: Bu soru bana her zaman çok komik gelmiştir. Tabii ki yolculardan “Korkuyoruz” diyenleri anlıyorum ama bu benim mesleğim.
F.I.: Zaten başlangıçta en zor şartlara göre eğitim alıyoruz ve ona uygun davranış şekilleri sergilemek üzere yıllarca eğitimimiz devam ediyor. O yüzden öyle bir durum olmuyor.
Türk Hava Yolları’nda kaç kadın pilot var?
E.A.: 90 yerli, 10 yabancı olmak üzere 100 kadın pilot var.
F.I.: Bu rakam gün geçtikçe değişiyor tabii. Bir de akademide eğitim alanlar var. Her gün akademiyi bitirip burada filoya katılanlar oluyor, sayımız artıyor.
Pilotluk eğitimi zor mu? E.A.: Zor, uzun ve disiplinli. Emek gerektiren bir eğitim.
‘OFİS İŞLERİ GİBİ DEĞİL’
3 pilot kokpitte ne yapar?
E.A.: Kokpitte görev dağılımı bellidir. Hepimizin yapacağı işler önceden belli ve yazılı olduğu için herkes ona göre davranır. Uçuş başlangıcında “uçan pilot” ve “monitoring” (gözlem yapan pilot) şeklinde görev dağılımı yapılır. Ona göre her şey madde madde önceden bellidir. Biz kafamıza göre bir şey yapmayız, kurallara göre hareket ederiz.
Siz başarılı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
E.A.: Bir kaptan hiçbir zaman “Ben oldum” noktasına gelmemeli. Havacılıkta her gün bir şey öğrenir, tecrübeyi katarak işinize devam edersiniz.
F.I.: Bir de her uçuş birbirinden farklı; çok dinamik bir ortam ve değişken şartlar var. Tabii ki istediğim işi yapmanın verdiği bir huzur var. Burada bir hedefe, kariyer planlamasına imkân sağlayacak kadar fazla basamaklı bir ortam yok. Ofis işleri ya da diğer sektörler gibi değil yani. Benim amacım kaptan olmaktı ve kaptan oldum, bunun için mutluyum. Bir de daha önce hiç benim üstüm olan bir kadın kaptanla uçmamıştım. Emel Kaptan’la uçunca diğer pilot arkadaşların benimle uçtuklarında neden mutlu olduklarını anladım.
Nedenmiş?
F.I.: Güzelmiş! (Gülüyor…)
Farklı mı bir kadınla uçmak?
F.I.: Aslında teknik olarak hiçbir fark yok ama insanın bir şekilde hoşuna gidiyor.
Daha güvenli geliyor olabilir mi?
F.I.: Güven de değil, nasıl ki bir tatlı yersiniz ve yanında kahve olunca daha güzel olur, Emel Kaptan’la uçunca da öyle oldu.
E.A.: Samimiyet sanırım bu.
Zorlu uçuşlarda panik olur mu?
E.A.: Asla. Orada bir yönetim söz konusu. Okula giriş şartlarından biri de bu zaten; psikolojik testler, dikkat testleri… Uçuşa çıkarıp anlıyorlar her şeyi, ona göre devam ediyorsunuz.
Hiç “Daha düzenli bir hayatım olsaydı” dediğiniz oldu mu?
E.A.: Aslında şu an son derece düzenli hayatlarımız var. (Gülüyor.) Ama tabii 08.00-08.00 çalışmıyoruz. Biz buna alıştık, insanlar yatmaya giderken biz uçuşa gidiyoruz. Onlar kalktığında biz uyumaya başlıyoruz ama alıştık.
Çocuklarınız var mı? Pilot anne olmak zor mudur?
E.A.: Benim bir oğlum var. Standart bir aile hayatımız yok tabii ki ama zaten bu işi yaparken bunun bilincindeydik. Böyle bir işi tercih ettik ve hayatımızı, boş vakitlerimizi ona göre düzenliyoruz.
Yemediğiniz bir şey var mı uçmadan önce?
E.A.: Tam adamına sordunuz! (Kahkahalar.) Beslenme, sağlık konusunda uzmandır kendisi.
F.I.: Ben dikkat ediyorum ve etrafımdaki herkesi de bu konuda bilinçlendirmeye çalışıyorum. Az önce kantinde bir arkadaş yakalayıp beslenme konusunda bir şeyler sordu. Beslenmemize, uykumuza, diyetimize dikkat ediyoruz tabii. Aksi takdirde bu tempoyu kaldırmak çok zor.
n Haftada kaç saat çalışıyorsunuz?
F.I.: Sivil havacılık kuralları gereği ‘6 gün uçuş, 1 gün boş’ şeklinde düzenleniyor. Ama tabii bu sabah 09.00, akşam 17.00 şeklinde olmuyor, ki zaten o düzen bence çok sıkıcı.
Erkek pilotlar arasında mahalle baskısına maruz kaldınız mı hiç?
E.A.: Ben Türk Hava Yolları’na giren ilk kadın kaptanım, o zamanlar alışmamışlığın getirdiği bir şey vardı tabii. Değişik geldi, insanlar alışık değildi. Ben bile hâlâ kadın kaptan görünce şöyle bir bakıyorum. İlgi çekiyor. Dikkatli olmak durumunda hissediyoruz ama herhangi bir baskıyla karşılaşmadım.
NORMAL KADINLAR GİBİ BİZ ÇİÇEKLERDEN HOŞLANIYORUZ
Bu işte hiç “erkeksi davranmak gerektiğini” düşündünüz mü?
E.A.: Hiç erkeksi davranmaya çalışmadım ama tabii meslektaşlarımın çoğu erkek olduğu için, okulda da onlarla okuyup mezun olduğum için farkında olmadan bir şeyler kapmışımdır belki.
Pilot olduğunuz için sizden korkan, yaklaşamayan, çekinen erkekler oldu mu?
F.I.: İşte yaklaşamadıkları için hiç bilemiyoruz onları. (Gülüyorlar.)
E.A.: Ama insanlarda hep, biz her şeyi yapabilirmişiz gibi bir beklenti var. 24 saat üniformayla geziyormuşuz ve her şeyi biliyormuşuz gibi…
F.I.: Ama kaptanım, her şeyi biliyorsunuz zaten!
Burçlarınız ne? E.A.: Ben Yay’ım.
F.I.: Ben Aslan’ım.
Uçmasaydınız n’apardınız?
F.I.: Çok zor bir soru bu!
E.A.: Bungee jumping!
F.I.: Bir spor hocası bana “Sen pilot olmasan çok iyi bir atlet olurmuşsun” demişti. Disiplinimi beğenmişti.
Sizi hayatta ne korkutur?
F.I.: Çalışmadığımız yerden bu!
E.A.: Biz her şeyi yapabilirmişiz gibi görünüyor ama normal kadınlar gibi çiçekten hoşlanıyoruz biz de. Süper kahraman değiliz! Ben böcekten korkabilirim mesela.
Kadın kadının kurdu mu?
F.I.: Bizde öyle bir durum yok. Diğer kızlarla da buluşuyoruz, ortak dertlerimiz oluyor, paylaşıyoruz. Belki de rekabet olmadığı için böyle. Yani yükselmenin kriterleri belli, kimse kimsenin önünde ya da arkasında değil. Herkes kendi hak ettiği, tecrübesinin gerektirdiği yerlere gelebilir.
10 SAAT
Türk Hava Yolları’nın 29 Mart’taki TK6 sefer sayılı Şikago-İstanbul uçuşunda şirketin tarihinde bir ilk yaşandı. Yaklaşık 10 saat süren Airbus 330 tipi uçağın kokpitinde iki kadın kaptan pilotun yer almasıyla THY’de iki kadın kaptanlı ilk uçuş yapılmış oldu.
Gizem Sevinç SELVİ / HABERTÜRK PAZAR