Sevgili Mustafa Kılıç’ın, emek verdiği ve özen gösterdiği kitaplardan biri ‘UÇMAN AVNİ YAYKIN’. 2. baskısı yapılan 150 sayfayı kapsayan bir kitap.
Geçenlerde birisi bana face’de, kitaptan bir sayfayı göndermiş. Uzun zamandır görüşmediğim o kişi kitaptan 43. sayfayı özellikle seçmiş. Ne maksatla yayınladığını çözemedim. Kitap yazarı sevgili Mustafa Kılıç’la görüştüm, o da bir mana veremedi. Bana bu konuyu özel olarak tekrar detaylı bir şekilde araştıracağını söyledi.
Acaba planörcülüğün, motorlu uçak pilotluğundan daha önemsiz mi olduğunu veya başka bir sebepten mi paylaştığını düşünürken, kardeşim Alpay’a sordum. O da “planörcülüğün uçuculuğun yani pilotluğun temeli olduğunu, daha çok beceri istediğini” söyledi.
Aynı konuda kitabın Yazarı Mustafa Kılıç da, planör pilotluğu için şu yorumu yaptı.
“ Planör yerçekimine karşı yelken dediğimiz, belli bir engele çarparak yükselen rüzgâr kaldırma kuvvetini kullanarak uçar. Diğer bir uçuş kolaylığı ise sıcak havanın yükselmesinde, yani Termik dediğimiz hava hareketinden faydalanarak uçuşun sürdürülmesidir. Belli bir yükseltiden süzülmek, Römork veya oto vinç ile de havalanarak kısa süreli uçuşlar yapılabilmektedir. Toparlayacak olur isek tüm uçuşlarda ana unsur pilot ve onun bilgi, beceri, önsezi ile öngörüsüdür. Özel yetenek gerektirir. Hele ki uluslar arası yarışmalarda derece yapmak, rekorlar kırmak planör pilotluğunun üst seviyede gelişmesi ile doğru orantılıdır.”
“Kullandığınız bir hava aracının havada tutunabilmesi ve ilerleyebilmesi için motorlu bir güce de ihtiyaç duyulur. Bu tür uçuş için en küçük hava aracını veya binlerce tonluk dev yolcu uçaklarını kumanda etmek için de bilgi ve beceri ister. Pilotlar bu yüzden özel insanlardır. Uzun eğitimlerden geçerler ve havacılığın bir emniyet mesleği olduğunu bilirler.”
3.Belgedeki imzaya dikkat çekerim ve belgede yazılanlara. THK Türkkuşu’nun Baş Öğretmeni SABİHA GÖKÇEN’e ait yorum ve imza.
Hala niyetinin ne olduğunu çözemedim.
Unutulmamalı, “ Avni Yaykın” dünya çapında başarıları olan, rekorları olan bir planörcüydü.
Dip not; 1961 senesinde, THK talebe mübadelesinde İsrail’e gittiğimde, uçaktan iner inmez resmi elbiseli bir yetkili “who is cadet Yaykin” diye gruba hitap etmişti. Sonradan öğrendim, Fransa’da Babam ile yarışmışlar ve sonra iyi dost olmuşlar.
Yazar Mustafa KILIÇ’ın yorumu:
Öncelikle değerli ağabeyim Özcan Yaykın’ın son cümlesindeki İsrail’e gittiğinde yaşadığı olaya ait güzel bir anı fotoğrafı ile konuya başlamak isterim.
Özcan ağabeyimin yukarıda paylaştığı ve kendisinin hassas noktası olduğu, hatta kırmızı çizgisi diyebileceğim bir konuda bile ne kadar naif bir sorgulama içerisine girdiğini görebilirsiniz. Ben ise onun ruhunda nasıl fırtına estiğini kardeşi olarak hissedebiliyorum. Evet, Özcan ağabeyimin kırmızı çizgisi şehit havacı olan babası Avni Yaykın’dır. O’na yapılabilecek bir saygısızlık ya da kötü bir ima sadece onu değil tüm gerçek havacıları üzer.
Kitabımın 29. Sayfası paylaşılsa idi Avni Yaykın’ın askerlik sonrası 5 Kasım 1940 da motorlu uçuş kamp çalışmalarında başarılı olduğu ve bu yüzden kendisine 50 liralık bir mükâfatın verildiği de görülecektir.
Şimdi yukarıdaki Belge-3’e dikkatinizi çekmek isterim. 5 Aralık 1946 tarihinde THK Türkkuşu’nun Başöğretmeni Sayın Sabiha Gökçen tarafından hazırlanan ve imzalanan öğretmen kursu ile ilgili intibalarda Pilot Avni Yaykın’ın sadece motorlu uçuşlardaki akrobasi hareketlerinde midesi ile ilgili rahatsızlığından bahsedilmiştir. Zamanla bu rahatsızlığın yenildiğine dair not düşülerek öğretmen kursunda çok iyi derece ile mezun olduğu kayıtlara geçirilmiştir.
Şimdi gelelim Belge -2’deki konuya. Kitabımın 43. Sayfasını aynen yayımlıyorum.
“ 21 MAYIS 1948 MOTORLU UÇUŞ ÖĞRETMENİ OLAMAYACAĞI”
“21 Mayıs 1948 Avni Yaykın’ın motorlu uçuş öğretmeni olamayacağı yapılan kontrolde Fevzi Arsın tarafından THK’ya bildirilir, Canı çok sıkılan Yaykın hocayı yöneticiler iki aylık süre ile İzmir-Aeroculub’de planör öğretmenliği yapması için İzmir’e gönderirler. Yöneticiler arasında Yaykın hocanın çok sevdiği Cemal Uygun’da vardır. Sevgileri karşılıklıdır. Motorlu uçuş öğretmeni olamaz raporu alan Avni Yaykın 3 Nisan 1949 tarihinde tekrar sınava girer. Eskişehir Hava Okulu Talim Grubu 2. Bölük Pilot Yzb. Talat Gönenç tarafından kontrolleri yapılır. Ancak sonuç olumsuzdur.
Bu aşamada tekrar devreye giren Cemal Uygun planörcülükte çok başarılı olan kardeşini, planör okulu başöğretmenliğine atanması için destekler. Yardımcılığına ise Raif Oltu’yu önerir. Yapılan sınavdan üstün başarı ile çıkan Yaykın hoca, planör okulu başöğretmeni olur. Bu gelişmeden sonra Avni Yaykın kendini planörcülüğe adar.”
1. 21 Mayıs 1948 tarihinde daha sonra Hava Kuvvetlerinin 181. Filo komutanı (Bnb.) da olacak olan Fevzi Arsın Yüzbaşı tarafından 1. Ana Jet Üs Komutanlığında yapılan değerlendirmede uçuş öğretmeni olamayacağı THK’ya bildirilir. Değerlendirme Hava Kuvvetlerinde görevlendirilecek pilot öğretmenler için yapılmıştır. THK uçuş öğretmenliği ile bir alakası yoktur.
2. Doğal olarak buna çok üzülen 10 yıllık tecrübeli uçman Avni Yaykın kendi kurumunda anlayışla karşılanmış ve kendisine moral olması düşüncesi ile İzmir’de planör öğretmenliğine ek görevle gönderilir. Bence; muhtemelen THK Türkkuşu tarafından neden seçilmediği sorgulanmış olmalı ki, ertesi yıl yapılan seçmeye bir kez daha gönderilir. Çünkü Türkkuşu yönetimi hocalarının uçuculuğundan emindirler.
3. Bir yıl geçtikten sonra 3 Nisan 1949 tarihinde tekrar 1. Ana Jet Üssünde Eskişehir Hava Okulu Talim Grubu 2. Bölük pilotlarından Yüzbaşı Talat Gönenç tarafından Avni Yaykın’a olumsuz rapor verilir.
Bu aşamadan sonra yoruma açık değerlendirilmeler yapılabilir. Ancak Pilot Avni Yaykın’ın iyi bir pilot olmadığını asla belirlemez. Avni Yaykın hocamızın hayat hikâyesi okunduğunda ulusal ve uluslar arası başarıları sivil havacılık tarihimize altın harflerle kazınmıştır.
SADECE 43. KİTAP SAYFASININ SEÇİLMESİ / ÖNE ÇIKARTILMASI
Özcan Yaykın ağabeyimi düşünceye sevk eden “Uçman Avni Yaykın” kitabımın 43. Sayfasının seçilerek paylaşılmasına olan yorumum ise şöyledir. Neden 43. Sayfa ve neden gönderilen kişi Avni Yaykın hocamızın oğlu Özcan Yaykın. Özcan ağabeyim yazısının başında bence ipucunu veriyor zaten. “Geçenlerde birisi bana face’de, kitaptan bir sayfayı göndermiş. Uzun zamandır görüşmediğim o kişi” Bence bu kasıtlı bir paylaşım / gönderi.
Yazımı sonlandırırken, Şimdi size 1935 yılında başlayan THK Türkkuşu sivil havacılık eğitimlerinin başlangıcı olan planör eğitimlerinde edinilen bir tecrübeyi aktarmak istiyorum. Büyük şair Can Yücel’in affına sığınarak kullanacağım kelimenin son harfini gizleyerek. Hani büyük usta “Bizde G..’e G.. derler” dediği.
Planör uçuşlarında motor sesi duyamazsınız, duyduğunuz ses sadece uçuş hızınıza bağlı olarak rüzgârın sesidir. Planörün kokpitinde oturduğunuz koltuk da planörün tabanına neredeyse yapışık olan bir oturma düzenidir. Planör uçuşlarında irtifanızı kontrol edebileceğiniz Altimetre ve Varyometre’nin olmadığı dönemlerdeki tecrübe şöyle.
Pilotluğun başlangıcı sayılan planör eğitimlerinde planörünüzün yükselmeye başladığını g..’ünüzle hissedersiniz. Ya da planörün alçalma için çöktüğünü yine g..’ünüzle hissedersiniz. İşte o yüzdendir ki “ Pilotluk g.. ister” der eski hocalar. Doğal olarak devam ettirmek de g.. ister.
Avni Yaykın hocamı ve onun nezdinde şehit olmuş tüm havacılarımızı 15 Mayıs Hava Şehitlerini Anma Gününde saygı, sevgi ve minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun.
Mustafa KILIÇ
Havacılık Tarihi Araştırmacısı – Yazar
sontayyareci @gmail.com