Salı, Kasım 26, 2024

BU HAFTA İLK 5 HABER

Benzer Haberler

Çanakkaleli Uçan Şahin; Timur Kara

Bir havacının yıllar sonra memleketi Çanakkale’de yaşadığı zorluklar… Timur Kara Çanakkale için çok şeyler yapmak istiyor…

Çanakkale’nin Umurbey Beldesinde gerçekleştirilen ve yaza damgasını vuran Troy Air Fest Havacılık Festivali’nin fikir babası ve en büyük destekçisi olan Timur Kara, Çanakkale Aynalı Pazar okuyucuları ile buluştu. Aslen Çanakkale Bayramiçli olan ve dünyanın önde gelen uluslar arası firmalarında çalışan Timur Kara yaşamını ve Çanakkale ile ilgili hislerinin yanı sıra Umurbey’de gerçekleştirilen Troy Air Fest Havacılık festivalinin geleceğini anlattı.

Timur Bey, öncelikle sizi tanımak isteriz.  Bayramiçli olduğunuzu biliyoruz. Bir yıldan beri Çanakkale’de yaptıklarınız ile gündemdesiniz. Okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?

-Evet, Bayramiçliyim. Aslen Selanik göçmeniyiz, 1920’lere dayanıyor… Almanya doğumluyum, ilkokulu Almanya’da okudum, ortaöğretimimi İzmir’de yatılı tamamladım ve İzmir 9 Eylül Üniversitesi Almanca Öğretmenliği okudum, daha sonra Üniversite eğitimimin devamı için Almanya’ya gittim fakat havacılığa ve fotoğrafçılığa olan merakım bu gün ki mesleğim olan Hava fotoğrafçılığına adım atmamı sağladı. Almanya merkezli olarak birçok Ülkede hava çekimleri konusunda hem tanıtım hem sayısal bazlı topografik çekimler yaptım. Bu sayede birçok Ülkenin tanıtımında ve coğrafi kentleşme çalışmalarının içerisinde bulundum.

-Türkiye’ye ne zaman döndünüz?

– 2001 yılında Turizm Bakanlığına Türkiye’nin tanıtım çalışmaları için kısa süreliğine Türkiye’ye geldim. O dönemlerde ülkemizde havacılığın yaygınlaşmamış olduğunu ve havadan fotoğraf çekimleri konusunda eksikliği buna bağlı olarak yoğun bir talebin olduğunu fark ettim. Sonrasında 2007 yılına kadar Türkiye merkezli farklı ülkelerde çalışmalarıma devam ettim. Özellikle Akdeniz ve Ege Bölgesi turizm merkezlerinin tanıtımları konusunda çok detaylı çalışmalar yaptık.

-Sonrasında bir Dubai maceranız olduğunu biliyorum.

-Evet, 2007 yılında Dubai’de Palm Adasının 6 aylık bir fotoğraf çekim çalışması için geçici olarak Birleşik Arap Emirliklerine gittim ve aldığım işler doğrultusunda 8 yıl orada kaldım.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde ne gibi çalışmalarda bulundunuz?

Mesleğim olan Hava Fotoğrafçılığını Dubai merkezli olarak Orta Doğu ve Afrika’da da sürdürdüm. Bunun yanında Türkler için açılan orta doğu pazarında Türk şirketlerinin ihtiyaçlarını görüp onların tanıtım faaliyetlerinde çözüm amaçlı bir reklam ajansı kurduk. 8 yıl boyunca birçok bilindik Türk firmasının orta doğuda ajans hizmetini verdik.

-Birde Türk İş Adamlarına yönelik faaliyetlerinizin olduğunu biliyoruz.

-Evet, 2008 yılında Türk İş Adamları ve yöneticilerinden oluşan bir yönetim kurulu oluşturarak Abu Dhabi merkezli Türk Konseyini kurduk. Burada ki amacımız Birleşik Arap Emirlikleri ile iş yapmak isteyen Türk Firmaların ve Türkiye ile iş yapmak isteyen lokal firmalarına bir köprü niteliği görmekti. Oluşturduğumuz Türk İş Konseyi o yıllarda Türkiye’ye verilen değerden dolayı Emirliğin ticaret odasına kayıtlı ilk İş Adamları Derneğiydi. 2011 yılında Türk iş konseyi olarak BAE’de Türkiye’nin tanıtımı konusunda 76 ülke arasında en iyi tanıtım ödülünü aldık. Bu tanıtım konusunda o güne kadar aldığım en anlamlı ödüldü. (Abu Dhabi Türk İş Konseyine verilen ”en iyi ülke tanıtımı” ödülü.)

-Birleşik Arap Emirlikleri dışında Körfez Ülkelerinde başka nerelerde ne gibi faaliyetler gösterdiniz?

-Katar, Umman ve Bahrin de yine Türk Firmaları ve Almanya geçmişimden dolayı Alman firmaları iş yaptığımız kuruluşlardı.   Suudi Arabistan da yine Türk firmalarının inşaat projelerinde hizmet veriyoruz. (MNG-Suudi Arabistan Cidde şantiyesi)

-O zaman Orta Doğu ile ilişiğiniz henüz kesilmedi?

Evet, doğru ancak devamlı adresim artık Çanakkale. Çalışmalarımı bundan sonra Çanakkale merkezli olarak devam ettireceğim. Yaptığım işlerde ofis adresimin neresi olduğu önemli değil. Bu güne kadar sağlamış olduğum bağlantılarımla işlerimiz bir şekilde yürüyor.

-Bunca yıldan sonra neden Çanakkale’ye yerleşme kararı verdiniz?

-Bunun iki sebebi var. Çanakkale Türkiye’nin en güzel şehri. En büyük şansımda Çanakkaleli olmam. İkinci sebep ise bu gün 100.000’lerde olan Çanakkale nüfusunun gelecek 15 yıl içerisinde 500.000’i bulacağı ve bu süreçte bir çok şeyin Çanakkale de ve Çanakkale için yapılabileceği düşüncesi.

– Bunu biraz açar mısınız?

-Çanakkale coğrafyası ve tarihi olarak Türkiye’nin en önemli şehri olmasına rağmen bu güne kadar hem turizm açısından hem sanayileşme açısından bir gelişim göstermedi. Mesleğim icabı bu güne kadar birçok marka şehrin reklam çalışmasında emeğim olduysa Çanakkale içinde bir şeyler yapmam gerektiği düşüncesi beni bu şehre getirdi. Bana dünyada kaç şehir sayabilirsiniz ki aynı anda dağlara, denize, adalara, uzak ve yakın eski tarihe ve her şeyden önemlisi iki kıtayı birleştiren bir boğaza sahip olsun.

-Troy Air Fest ile Çanakkale de bir çıkış yaptınız. Çok başarılı ve büyük ilgi gören bir festival oldu. Çanakkale’de havacılık festivali düzenleme fikri nerden çıktı?

– 20 yıldır havacılık sektöründeyim ve bu sektörü birçok ülkenin faaliyet ve deneyimleri ile tecrübe ettim. Çanakkale’nin de havacılığa en yakın olması gereken şehir olduğunu düşünüyorum. Çünkü Türkiye de başka hangi şehrin içinde bir hava limanı var? Öncelikle amacım havacılığa çocuk ve gençlerin dikkatini çekmekti bu tür havacılık etkinliklerini zaten Türkiye ve yurt dışında bazen katılımcı bazen organizasyonda yer alarak havacı arkadaşlarımla sürekli yapıyoruz.

Troy Air Fest organizasyonu aslında içerik olarak bir ilkti. MEB ve devlet kurumlarının belirlediği 200 çocuk ilçeleri ile birlikte tüm Çanakkale’yi kapsıyordu. Katılım gerçekleştiren çocuklar sadece uçmadılar aynı zamanda Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ile işbirliği içerisinde düzenlediğimiz havacılık seminerinde sektör ile ilgili olarak bilgi sahibi oldular. Bunun yanında Bandırma 6. Ana Jet Üssü’ne düzenlediğimiz gezide birebir F-16 simülatörü uçuşları yaptılar. En önemlisi de gerçek uçuş sırasında lövye yi tutarak uçmanın ve uçurmanın keyfini bizzat yaşadılar.

Festival sonrasında özellikle aileler çocuklarının dikkatlerini havacılığa çektiğimiz için memnuniyetlerini belirten mailler attılar. Hatta biri oğlunun çok tembel olduğunu ve uçuş yaptıktan sonra pilot olmak için şimdilerde hep ders çalıştığını belirtti. Bunlar güzel geri dönüşler tabii ki. Bu festivalde amacımız sadece havacılığı aşılamak değil, aynı zamanda çocuklarımızın ufuklarını açmaktı. Bu faaliyetlerimiz devam edecek.

– Festival ile ilgili olarak basına yansıyan siyasi çalkantılar hakkında neler söyleyeceksiniz?

-Dediğiniz gibi ”siyasi çalkalantı”. Ben siyasetçi değilim. Festivalin tamamen dışında. Umurbey Belediyesi ile siyasilerin arasında olan konulardı. Bu olaylar tamamen şahsım ve organizasyonum dışında gerçekleşti.  Tabii olmasaydı daha iyi olurdu. Gönlüm isterdi ki tüm kurum ve kuruluşlar el birliği içinde olsaydı.

-AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan’ın festivali basında veto etmesi organizasyonunuzu etkiledi mi?

– Bu konuda bizzat kendimin  bu festivalin amaç ve getirilerini ilgililere anlatamadığımı düşünmek istiyorum.. Yoksa eminim ki Çanakkale’nin tanıtımı ve Çanakkale çocuklarımızın vizyonu için ne kurumların nede siyasetin engel olacağını düşünmüyorum. Kaldı ki festivalden sonra Bülent Bey bundan sonraki organizasyonda gereken desteğin verileceği sözünü verdi. Bu da bizleri mutlu etti.

-Neden Umurbey belediyesi?

-İlk olarak Assos bölgesinde havacı arkadaşlarımız ile bağımsız yapmayı planlıyorduk. Sonra Umurbey belediyesi yeri olduğunu belirtti ve dahil olmak istediklerini söylediler. Yeri gördük ve uygundu. Birlikte güç doğar dedik çıktık yola.

-Doğru bir karar mıydı?

-Doğru yanlış konusundan çok bu festival ikincisi için tecrübe oldu. Bu tür faaliyetlere birçok ülkede dahil oldum. Dolayısı ile her bir milletten insanla çalıştım. Çanakkale benim memleketim ve buranın insanı da hele ki Çanakkale sevdalısı ise, olan olumsuzlukları görmemem gerekir. Tabi ki kolay olmadı bu festival.  Hala da arda kalan ve yapılması gerekenler var. Eminim ki Umurbey belediyesi festivalden sonra da yükümlülüklerinin arkasında duracaktır. Mesela çocuklara verdiğimiz bir söz de onları İstanbul’da havacılık müzesine götürmekti. Bu sözümüzü önümüzdeki günlerde yerine getirme doğrultusunda belediye den tarih konusunda mutabakat bekliyoruz.

-2018 Troia Yılı oluşumunda yer aldığınızı duyduk.  Konu ile ilgili olarak neler düşünüyorsunuz?

-Troia yılına katkımız olursa ne mutlu bize. Valilik ile bu oluşumun içinde olmam konusunda konuşmalarımız oldu. 2018 Troia yılı için sadece biz değil hepimiz elimizden geleni yapmalıyız. Bana kalırsa da Çanakkale’yi tanıtmak ve markalaştırmak istiyorsak bunun adı zaten Troia olmalı.

İkinci dünya ve Çanakkale savaşları sadece Türkiye için bir zafer olduğundan bunu dış dünyada markalaştırmada kullanamayız. Çünkü Çanakkale savaşları tüm dünyanın kaybettiği bir savaştı.  Bu yüzden herkesin bildiği eski tarih Troia’yı çok iyi kullanmalıyız.

– Troy Air Fest dışında daha bir kaç projenizin olduğunu duyduk. Ne tür projeler?

-Troy Air Fest dışında Troy ismi ile iki farklı projemiz var. Her iki projede Çanakkale’ye ve Türkiye’ye değer katacak etkinlikler olacak. İnanıyorum ki 2018’de yapacağımız etkinliklerde de Çanakkale desteğini esirgemeyecektir.

-Burada ne tür projelerden söz ediyorsunuz?

-Önümüzdeki günlerde paylaşacağız. Her iki proje de Çanakkale’nin fikriydi. Fikir sahipleri benimle projelerini paylaştılar ve bende bir şeyler kattım. Sonrasında bu fikirleri projelendirdik hep birlikte. Şimdi bu projelerin Çanakkale ayağı dışındaki oluşumlarının üzerinde çalışıyoruz.

-Uzun yıllar Arap ülkelerinde yaşadınız. Oraların kültürünü tanıdınız. Şimdi Çanakkale’nin Arap turistlere yönelik faaliyetleri konusunda ne düşünüyorsunuz?

-Bu konuda üzülerek görüşlerimin olumlu olmadığını belirtmek isterim. Onları kötülemek değil amacım. Sadece bizler onlardan, onlarda bizlerden çok farklı. Çanakkale’mizi kaybetmek istemiyorsak Arap pazarından uzak durmalıyız. Düşüncelerimi bu röportajımda üç beş cümleye sığdıramam.  Her şeyden önce Araplar ile hiç bir ortak değer yargımız yok. Bunu Çanakkale halkını göz önüne alarak söylüyorum. Kısa vadede kazanç gibi görünen bu çalışmalar uzun vade demeden orta vadede bizlere zarar olarak geri dönecektir. Bunun örneğini her yerde gösterebilirim.

8 yıl Arap ülkelerinde sadece yaşamadım. Hem iş anlamında hem kurumsal anlamda hem de siyasi anlamda faaliyetlerin bizzat içindeydim.  Bizler tamamen farklı kültürleriz. Şimdi kültürlerin kaynaşması konusuna değinebilirsiniz! Fakat dikkat etmeliyiz. Ucunda bizim değerlerimiz zarar görecekse uzak durmalıyız. İş sadece Arabın cebindeki para diye düşünülmemeli. Bu konuda Çanakkale halkının kazancı ve kaybının göz önüne alınmasını isterim. Bende Çanakkale’liyim.

Facebook ile Yorum Yapın

ÇOK OKUNANLAR