“Hazırlıksız yakalandık” ve “Dünya artık eskisi gibi olmayacak” Son aylarda sıkça duyduğumuz iki küçük cümle. Sizlere bugün yaşanan felaketin sonuçlarını rakamlarla açıklamaya çalışmayacağım, çünkü yaklaşık 4 aydır gündemdeki haberler ve yorumlarda konusunda uzmanlar tarafından istatistiki rakamlar günlük olarak güncellenmekte ve değerlendirmesi yapılmaktadır.
Ortada göz ardı edilemeyecek bir gerçek var, insanoğlu tarafından sürekli olarak doğa tahrip ediliyor. Denizler, nehirler, göller kirletiliyor, Ormanlar yakılarak yok ediliyor ve yerleşim yerleri kurmak için beton binalar yapılıyor. Başka yer kalmamış gibi, bereketli topraklar üzerine sanayi tesisleri kuruluyor. Yok edilen ormanların tekrar yetişmesi için onlarca yıl gerekeceği, yanan ormanla beraber yüzlerce değişik bitki türü ve onlarca değişik türde binlerce hayvanın yaşamına da son veriliyor. Maalesef yok edilenlerle birlikte dünyanın doğasında bulunan ekolojik denge bozulmakta ve sonuç olarak insanoğlu yarınlarını yok etmektedir.
Yukarıdaki yanlışlar nedeniyle insanlık maalesef başına gelen Covid 19 belâsına hazırlıksız yakalandı. İnsanlığın çok daha önemli işleri vardı, sebepleri sadece kendilerince malum ülkesinden binlerce kilometre uzaklarda gözlerini hırs bürümüş olarak yaptıkları bölgesel savaşlarla İnsanlığın yarınını yok ediyorlardı. Şimdi ne oldu? neredeyse savaştıkları yerlerde kollarını kaldıracak halleri kalmadı.
Hazırlıksız yakalandılar çünkü ellerindeki gücü insanlığın yararına kullanmak yerine insanları yok edecek silahlar, araçlar ve gereçler yaptılar. Pandemi başladığında insanları koruyacak malzemelerin yeterli olmadığı anlaşıldı. İnsanlar sokağa çıkma yasakları nedeniyle yiyecek stoklama yarışına girdiler ve gıda maddeleri tükenme noktasına geldi. İnsanoğlu, gelecekteki tehditleri öngöremediği, gerekli tedbirleri almadığı için pandemiye hazırlıksız yakalanmış oldu.
Gelelim ikinci konuya “dünya artık eskisi gibi olmayacak”. Tabii ki olmayacak, zannetmeyelim ki Covid 19 bittiğinde, birkaç yıl veya yıllar sonra onun yerine başka bir Pandemi vaya kriz oluşmasın. Dolayısı ile insanlar ve devletler bugün yaptıkları yanlışları tekrarlamamak için belki anlamsız savaşlardan ve sonu belli olmayan silahlanmadan vazgeçerler, doğayı ve tüm yaşamı koruyacak şekilde tedbirler alırlar.
İnsanlık artık anlamalıdır ki doğadaki hiçbir kaynak sonsuz değildir. Eldeki bu kıt kaynakları en iyi şekilde yönetmek insanların becerisine kalmıştır. Her şeyin olduğu gibi doğanın ve dünyanın da taşıyabileceği bir nüfus vardır. Bugünkü nüfus artışına doğanın cevap verme şansı hemen hemen artık kalmamıştır. Dolayısı ile yarını düşünmeden teşvik edilen kontrolsüz nüfus artışı politikasından ülkeler vazgeçmek zorundadır. Bu yüzden yapılacak en önemli şeylerden birisi de akılcı nüfus planlamalarını yönetmektir, bu yapılmadığı taktirde kısa süre sonra insanlar açlıkla mücadele etmek zorunda kalacaktır. Ama maalesef işte o gün geldiğinde herkes geç kaldığını anlayacaktır.
Yaşanan pandemi yarının gerçeklerini o kadar açıkça ortaya koydu ki, insanoğlu bundan sonra çok daha doğa dostu yönetim tarzı ortaya koyarak dünyada değişimi başlatacaktır. Umarız devletler menfaatleri uğruna giriştikleri bölgesel savaşlara son verirler.
Bu genel bilgiler ışığında tüm dünyanın etkilendiği pandemi felaketinden tam tabiriyle tırnak içinde “havadan nem kapan” havacılık sektörü de krizden bu döneme kadar olmadığı kadar ciddi şekilde etkilendi. Dünyadaki hava yolu işletmelerinin elindeki uçakların yaklaşık % 85’e yakını şu anda yerdedir. Genelde kargo uçakları, ihtiyaç halinde kargo taşıyacak hale getirilen diğer uçaklar ve bazı ülkelerde iç hatlarda yolcu uçakları uçmaya devam etmektedirler. Bütün sektörlerin de aynı şekilde etkilenmesi nedeniyle uçak üretici ve onları destekleyen sanayi kuruluşları da üretimlerini yavaşlatmış hatta bazıları tamamen durdurmuştur.
Sadece havacılık sektörü değil tüm sektörler bundan sonrası için olası tüm tehditlerin risk değerlendirmesini yaparak alınacak önlemleri çalışmak zorundalar. Bu doğru olarak yapılabildiği takdirde hazırlanmış planlar uygulamaya alınarak en ciddi kriz ortamında dahi alınan önlemlerle operasyon ve üretimler devam ettirilebilecektir.
Pandemi döneminde şirketlerin bu krizi atlatabilmek için aldıkları önlemlerin doğru, yeterli, yanlış veya yetersiz olduğu kriz sona erdiğinde hayat normalleşmeye başladığında ortaya çıkacaktır. Bu dönemde alınan önlemlerin çok iyi değerlendirilerek uygulamaya sokulması gerekir. Yetersiz veya yanlış önlemler pandemi sona erdiğinde işletmeleri, devletleri daha başka krizlerle yüz yüze getirebilecektir.
Umarız Pandemi dönemi en kısa sürede sona erer ve dünyamız tekrar normalleşmeye başlar.
Tüm insanlığa sağlıklı yarınlar dileriz.
Eyup Turşucu
Kaptan Pilot (E)
Kaza Araştırma Uzmanı
Eyup Turşucu kimdir?
Isparta’nın Yalvaç kasabasında 1953 yılında doğan Eyup Turşucu 1973 yılında Kara Harp Okulundan Tank Teğmen olarak mezun oldu. 1974 yılında Tank Subay okulunu bitirdikten sonra 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatına katıldı.
1977 yılında Kara Havacılık Okulundan Helikopter Pilot olarak mezun oldu. 1980-1987 yılları arasında Kara Havacılık Okulunda Uçuş Öğretmeni ve Alet Uçuş ve Kontrol Öğretmeni olarak görev yaptı. 1987 yılında istifa ederek Devlet Hava Meydanları İşletmesine girerek helikopter pilotu ve aynı dönemde ek görev olarak Sivil Havacılık Genel Müdürülüğünde Uzman olarak görev yaptı. Bu dönemde AÜ’de iş idaresi bölümünü bitirerek Gazi üniversitesinde işletme Yüksek lisans programını tamamladı
1995 yılında DHMİ’den emekli olarak Ankara’da kurulu SKY LINE Havacılık ve Bakım Merkezi Genel Müdürü olarak çalıştı ve 1988 yılında ayrılarak THY A.O’na B737 pilotu olarak göreve başladı. Bu dönemde Uçuş Emniyet biriminde Emniyet kontrol pilotu ve Son 5 yıl Uçuş Operasyon Emniyet Müdürü olarak görev yaparak Ağustos 2018’de emekli oldu.
Kaza İnceleme Uzmanı olarak havacılık sektöründe yaşanan olayları takip eden Eyup Turşucu, Bağımsız Havacılar sitesinde havacılık olayları ve kazaları konusunda makaleler yazarak sektör ilgililerini bilgilendirmektedir.