Çünkü onlar, bazen yemek yemeye bile fırsat bulmaksızın, daha da zor koşullarda çalışıyorlar, artık. Her zamankinden fazla fedakarlıkta bulunup, daha büyük tehlikelerle karşı karşıyalar. Buna karşın, bazen kendilerini koruyacak basit bir gereci bile bulamayabiliyorlar. Maaşları ise olması gerekenin kat kat altında; bu yoğun ve riskli dönemde, gelirleri daha da düşebilir. Diğer meslek sahiplerinin, sağlık çalışanlarının değerini tam olarak anlamaları kolay değil, kendileri veya yakınları ağır veya zor bir hastalık geçirmedikçe…
Yine de yıllar sonra hatırlanmak ve alkışlanmak güzel. Ama yetersiz ve destek şart.
Nasıl destek verebiliriz? Bu bir takım işi ve hep birlikte aynı takımdayız. Karşımızda çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük olmasına rağmen, çok güçlü bir rakip var. Bilimin yol göstericiliğinde, gerekli önlemleri alarak, enfekte olmamak ilk hedefimiz. Başaramaz, hasta olursak, direncimizi yüksek tutup, uygun tedavi almak ve başkalarına bulaştırmamak için odamızda veya hastanede kesin izole olmalıyız. Eğer ağırlaşırsak, bizi yaşatmak için iş, fedakar sağlık çalışanlarına düşüyor. Aynı takımda olduğumuza göre, takım arkadaşlarımıza nasıl katkı sağlayabileceğimizi düşünebiliriz. Geçmişte üniversitede görev yaptığım farklı yönetim basamaklarından şunu net olarak biliyorum: Üniversite hastanelerinin gereksinimleri bitmez ve acil gereksinimleri ihale yolu ile edinmek çok uzun sürer. Bir vakıf, dernek veya şahısın bağış yoluyla yapacağı katkı, böyle durumlarda ederinin kat kat üzerinde değer taşır. Bu bilinçle “6 yıllık tıp, 5 yıllık doktora eğitimimi sağlayan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin hastanesine nasıl katkı yapabilirim?” diye sordum, kendime. Dostlarıma danıştım, hukukçulardan görüş aldım ve Ege Üniversitesi Yardım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ramazan İnci ile bir görüşme yaptım. Sonuçta hep birlikte, Koronavirüs salgınına karşı fedakarca çalışan sağlık personeline destek olmak amacıyla, yönetimden hiçbir talep olmaksızın bir yardım kampanyası başlatma kararını aldık. İzmir’in salgın açısından en riskli kentlerden biri olduğunu göz önüne alarak, hastanenin acil gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
Diğer önemli hazırlıklar Önemli bir sorun da yakında sayıları artacak yoğun bakım hastalarında için çok gerekli solunum cihazı gibi makinelerin sayılarının arttırılması. İthal edemiyorsak, ki bu dönemde kolay değil, yerli firmaların kapasitelerini arttırmaları, gerekirse vardiya usulü 24 saat çalışmaları için destekler sağlanmalı. Benzer destek, maske ve elbise üretimi için de geçerli. Sağlık çalışanına şiddet nasıl önlenir? Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde koronavirüs servisine alınmayan hasta yakınlarının saldırdığı iki güvenlik görevlisinden birinin durumu ağır. Sorunun çözümünü defalarca söyledik. Avustralya özel bir yasa ve hastanelere asılan, hapishanedeki yatağında yatarken düşünen bir adam fotoğrafı ve altındaki şu yazı ile çözmüş, sorunu: “Eğer bir sağlık çalışanına şiddet uygulamaya hakkın olduğunu düşünüyorsan, bunu tekrar düşünmen için sana içerde 14 yıla kadar zaman veriyoruz.”
Kampanya bilgileri;
Dileyenler kampanyaya, Ege Üniversitesi Yardım Derneği’ne ait, Ziraat Bankası TR98 0001 0014 4607 2204 0350 40 IBAN No’lu hesabına “Üniversite Hastanesi’ne COVID-19 mücadelesi için” yazarak, uygun gördükleri miktarı EFT/Havale ile göndererek şartlı bağış yapabilirler. Yardımların tümü sağlık çalışanlarını korumaya yönelik gereksinimler ve tanı kitleri gibi amaçlarla kullanılacaktır. Destek vereceklere şimdiden çok teşekkür ederiz. Sizler de yakınınızdaki diğer hastane yöneticilerinden acil gereksinimlerini öğrenip, bunları satın alıp bağışlayarak, destek sağlayabilirsiniz. Daha iyisi, böyle bir amaçla bağış toplama yetkisi olan bir dernek veya vakıf aracılığı ile kampanya açabilir, dostlarınızın katkısını rica edebilirsiniz.
Prof. Dr. Ülgen Zeki OK
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi