Salı, Kasım 26, 2024

BU HAFTA İLK 5 HABER

Benzer Haberler

Dalaman’dan Almanya Hamlesi

Dalaman bölgesinden turizmciler ve Almanya’da Türk seyahat acentelerinin kurduğu German Premium Travel Agencies (GPTA) oluşumu önemli bir toplantıda bir araya geldi. Konuşmaların yapıldığı, soruların cevaplandığı toplantıda, Dalaman bölgesinin Almanya’da nasıl bir çıkış yapabileceği tartışıldı.

TurizmGuncel.com’da Savaş Daş imzasıyla yer alan habere göre Rixos Premium Göcek’te yapılan toplantıya, GPTA üyesi 13 Türk acentenin temsilcileri, Muğla Valisi Amir Çiçek, Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (GETOB), Fethiye Otelciler Birliği Derneği (FETOB) ve Dalaman, Ortaca, Köyceğiz Turistik Otel ve Turizm İşletmecileri Birliği Derneği (DOKTOB) başkanları ile çok sayıda turizmci katıldı.

Yapılan konuşma ve tartışmalarda iki eksen ortaya çıktı. Bunlardan bir tanesi bu seneyi kurtarmak için neler yapılabileceği olurken, diğeri ise önümüzdeki dönemler için özellikle Almanya pazarında nasıl bir strateji ile hareket etmek gerektiği, kurulan Türk acente birliğinin nasıl bir misyon üstlenebileceği ve bu oluşum ile oteller arasında nasıl bir iş birliği ve koordinasyon sağlanabileceği oldu.

daltoplu

Turizmciler, Almanya’daki gazeteciler ile acente satış temsilcilerine dönük info gezileri düzenlenmesi, bölgede tanıtım amaçlı bir ‘Dalaman Gecesi’ düzenlenmesi ve uçaklara otelciler tarafından da destek verilmesi gibi konularda ortaklaştılar.

‘’NORMALE DÖNMEK İÇİN 1-2 SENEYE İHTİYACIMIZ VAR’’ 

dalhamdiToplantının açılış konuşmasını yapan YDA Dalaman Havalimanı Genel Müdürü Hamdi Güvenç, havalimanının özellikleri, lokasyonu ve hitap ettiği misafir potansiyeli hakkında katılımcılara bilgiler verdi.

Dalaman’ın yüzde 68 oranında İngiltere’ye bağımlı olduğunu kaydeden Güvenç, yapılan çalışmalarla bu oranında yüzde 60 düzeyine çekildiğini kaydetti. Dalaman için özellikle Almanya ve Rusya’nın son derece önemli olduğunun altını çizen Güvenç, turizmdeki sıkıntının da kısa sürede atlatılacağını ifade etti. Güvenç, normale dönüş için 1,5-2 yıllık bir süreye ihtiyaç olduğunu kaydetti.

”DALAMAN WEEKEND ÇALIŞMASI AVRUPA’YA YAYILACAK”

Almanya’da uçak iptalleri olduğunu ve şu anda bunun önüne geçmeye çalıştıklarını söyleyen Güvenç, ”Germania hava yolu şirketi ise gelecek yıl Dalaman’a uçmaya karar verdi. İç pazarda başlattığımız Dalaman Weekend projesini gelecek yıl Avrupa’ya da yayacağız. TUI Thomson ise eylülden itibaren Dalaman seferlerini arttıracak.” dedi.

‘’UÇAKLARDAKİ BOŞ KOLTUKLARI OTELLER KARŞILASIN’’

Almanya’dan Dalaman’a uçacak uçakların boş koltuklarının bir kısmının oteller tarafından karşılanması ve Avrupa’da, özellikle de Almanya’da yeni kentlerden Dalaman’a uçuş başlatılması başlıklarında fikir birliği oluştuğunu kaydeden Güvenç, bir diğer konunun ise Dalaman bölgesinin Almanya ve Avrupa’da tanıtılması olduğunun altını çizdi. Bu amaçla Avrupa ve Almanya’dan çok sayıda gazeteci ve acente satış temsilcisinin ortak bir çalışma ile Dalaman’a getirileceğini kaydeden Güvenç, bununla ilgili planlama ve çalışmaların da kısa sürede başlayacağı bilgisini verdi.

‘’BURASI AĞLAMA DUVARI DEĞİL’’

Bu tip çalışmalarda sonuç alıcı yaklaşımlar geliştirmek gerektiğini ifade eden Güvenç, ”Şikayet ederek bir yere ulaşamayız. Burası ağlama duvarı değil. Yapabileceğimiz şeyleri tespit edip hemen harekete geçmeliyiz” ifadelerini kullandı.

‘’ACENTELERLE BİR EKİP KURALIM, BÖLGEYİ TANITALIM’’

Güvenç, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:

‘’Bizim acente satış temsilcilerini, gazetecileri buraya getirmemiz gerekiyor. Acentelerle ortak bir çalışma yürüterek kaynak şehirlerde Dalaman’ı temsil edecek bir teşkilatlanma kuralım. Elde çanta dolaşacak 3-4 eleman çalıştıralım. Bu işin masrafının yarısını YDA olarak biz karşılayalım. Bu toplantıların bir somut sonucunun olması lazım.’’

VALİ ÇİÇEK: YANDIM BİTTİM DEME ZAMANI DEĞİL
dalvaliKamunun ve valilik olarak kendilerinin ne tür görevler üstlenileceği konularını tespit etmek amacıyla toplantıya katıldığını ifade eden Muğla Valisi Amir Çiçek ise, ”Almanya’da seyahat acentelerinin önemi çok büyük. Türk acentelerin bir araya gelerek bir birlik kurmaları ise beni heyecanlandırdı. Amacımız bugünü kurtarmak değil, sürdürülebilir bir turizm sektörünü hayata geçirmek. Şu anda ‘şirketim battı, yandım, bittim’ deme değil, sürdürülebilir bir turizmi hayata geçirme zamanı” şeklinde konuştu.

‘’MEDYADA ‘TÜRKİYE GÜVENSİZ’ ALGISI OLUŞTURULUYOR’’

Muğla’nın tüm ilçelerinin gelen insanlara tatil sağlayacak alt yapıya sahip olduğunun altını çizen Vali Çiçek, ”Güvenlik algısından bahsediliyor. Bu Türkiye’nin meselesi değil. Türkiye savaştan kaçanlara kucak açan bir ülkedir. Muğla’da en ufak bir güvenlik sorunu yok. İnsanlar uyuyor, güvenlik birimlerimiz uyumuyor. Tatile gelen her insan bizim canımızdır ve güvenlikleri de bize aittir. Hem hizmeti, hem de güvenliği en üst düzeyde sağlıyoruz. Bir yıldır Türkiye ile ilgili sansasyonel haberler yayınlanıyor Avrupa’da.” diyerek oluşturulan Türkiye algısında olumsuz haberlerin rolüne dikkat çekti.

BÜLENT BÜLBÜLOĞLU: ANTALYA’YA KAPTIRDIĞIMIZ ALMAN TURİSTLERİ GERİ KAZANMALIYIZ

dalbulbulMuğla’nın yılda 2,5 milyon turist ağırladığını belirten GETOB Başkanı Bülent Bülbüloğlu ise Almanya’nın 5 milyonla Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülke olmasına rağmen bu ülkeden Dalaman’a gelen ziyaretçi sayısındaki düşüklüğe dikkat çekti. Dalaman’a 100 bin Alman geldiğini kaydeden Bülbüloğlu, şunları söyledi:

”Hollanda ve Belçika’dan ciddi miktarda misafir ağırlarken Almanya’dan ağırlayamıyoruz. Buradaki eksiklik ne? Marmaris ve Fethiye’deki otellerin müşterilerinin yarısının Alman olması gerekiyor. 80’li yıllarda Almanlarla başlayan Muğla turizmi, daha sonra İngiliz ağırlıklı bir hale geldi. Bu ağırlık bölgeyi ciddi şekilde etkilerken sektör de buna göre yapılandı. Almanlar Muğla’dan Antalya’ya kaydı ve biz 7-8 sene sonra bunun farkına varabildik. Bugün her anlamda Alman müşteriyi ağırlayabilecek bir destinasyon haline geldik ancak o pazarda yeterli tanıtımımız yok.

‘’BAKANLIĞIN DESTEĞİNE İHTİYACIMIZ VAR’’

Bölgedeki oteller istisnalar hariç, en fazla 100- 150 odalı ve bunların tanıtım bütçesi yok. Biz bu şartlarda Antalya’nın önüne nasıl geçeceğiz? Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğine ihtiyacımız var.

Bir diğer meselede şu: THY’nin ve ortağı olduğu SunExpress’in değişik bir misyonla hareket etmesi lazım. Avrupa’dan Dalaman’a uçmuyor. İç hatlarda Anadolu Jet Ankara’dan uçuş başlattı, ancak mesela Trabzon’dan Antalya’ya uçuş var Dalaman’a yok. Bu sıkıntıların giderilmesi lazım.’’

TORUNOĞULLARI: TEŞVİKLERDE BÖLGESEL ÖZELLİKLER GÖZETİLMELİ

dalyavuzFETOB Başkanı Yavuz Torunoğulları ise, şunları söyledi:

”Basında ifade edildiği şekilde bölgemizde bir güvenlik sorunu yok. 90’ların başında Almanya bölgede birinci pazarken şimdi bu duruma gelmişse bizim de özeleştiri yapmamız lazım. GPTA oluşumunu önemsiyoruz. Bu noktada üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazırız. Turizmin desteklenmesi için çıkarılan teşviklerde bölgesel özelliklerin gözetilmesi gerekiyor. Ürünümüz farklı, coğrafyamız farklı… Otellerin için çıkarılan teşvikler, bakanlık tahsisli tesisleri kapsıyor. Bu anlamda teşvikler Antalya’nın dışındaki noktaları kapsamıyor.”

OKUTUR: TEŞHİS KOYAMIYORUZ

dalokuturSözlerine, toplantının bölge turizmine iyi sonuçlar getirmesini dileyerek başlayan DOKTOB Başkanı Yücel Okutur ise, şu noktaların altını çizdi:

‘’Bölgemizin çok güzel olduğu tartışmasız. Peki turistler neden azalıyor? Bunun ucu hep açık bırakılıyor. Teşhis koyamıyoruz. Bu sorunu dipten bilmek ve çözmek zorundayız. Şu anda Muğla’da Almanlar azaldı ve nedenini bilmiyoruz. Kaldı ki İngiliz misafirlerimiz de azaldı.

Para bırakan kaliteli turist sayısı azalıyor. Hizmette, kalitede veya sunumda hata yapıyor muyuz? Çevre ilgili hatalarımız mı var? Bunun nedenini bilmek zorundayız.’’

BENZER: TUR OPERATÖRLERİNİN EGEMENLİĞİNİ KIRMAK GEREKİYOR

dalbenzerKonuşmasında Almanya pazarının durumuna ve GPTA’nın kuruluş sürecine dair bilgiler veren GPTA Başkanı Osman Benzer ise şu noktalara değindi:

‘’Dünyada en az 40 tane ülke gezdim ve Türkiye bunların içinden en güzellerinden bir tanesi. Sonuçta misafir karar veriyor, biz belirleyemeyiz. Ancak tavsiye edip Türkiye’ye gönderdiğimiz misafirlerden çok güzel dönüşler alıyoruz.

7 ACENTE İLE KURULDU, 13 ACENTEYE YÜKSELDİ

Son yıllarda Almanya’da seyahat acenteleri ciddi bir gelişim içine girdi. Bugün Türk acenteler, Almanya’nın en önde gelen kooperatiflerinden biri haline geldi. Benim şirketimde 12 personel çalışıyor, bunların 6 tanesi Alman, 6 tanesi ise Türk. Şimdi dünyanın başka destinasyonlarını da satıyoruz.

‘’TECRÜBELERİMİZİ OTELCİLERLE PAYLAŞMAK İSTİYORUZ’’

GPTA’yı 7 acente ile kurduk ve şu anda sayı 13’e yükseldi. GPTA üyesi acenteler 100 milyon euro ciro ve 120 bin pax yapıyor. GPTA’nın özelliği, tur operatörleri karşısında bağımsız kalması. İlk toplantımızı Antalya’da yaptık ve daha sonra bölgelere yaymaya karar verdik. Oradaki tecrübelerimizi otelcilerle paylaşmak istiyoruz.

‘’SATIŞLAR MAYISTA ARTTI’’

Mayıs itibariyle Türkiye satışları hem bizde, hem de Alman acentelerde arttı. Yeni satışlarda hareketlilik var. Müşterinin kimi 10 gün, kimi 1 ay önce tatilini alıyor. Önemli olan bunları nasıl yakalayacağımız. Almanya’daki tatillerin takip edilmesi ve paralel olarak aktivitelerin yapılması gerekiyor. Mesela Hoover’de bir çalışma yaptık oldukça başarılı geçti. Bu arada Hannover’deki satışlar çok fazla düşmedi.

‘’ACENTELERDE TÜRKİYE’Yİ İYİ BİLEN ELEMANLARIMIZIN OLMASI GEREKİYOR’’

Türk acentelerin sahipleri başarıya açken, Alman acentelerin sahipleri ‘benden sonra bu işi kim yapacak’ diye düşünüyor. Bu nedenle bizim eleman yetiştirmemiz gerekiyor. İyi satış elemanlarınızın olması, o elemanların Türkiye’yi iyi bilmesi gerekiyor. Eleman destinasyonu misafire anlatamıyorsa, sıkıntı orada başlıyor.

Müşteri kimde ise güç ondadır. Bizler otellerle her türlü iş birliğini yapmaya hazırız. Çünkü bu işin yolu acentelerden geçiyor. Her zaman işlerimizi bırakıp gelemiyoruz. Satış uzmanlarımızın buraya gelip görmesi, yaşaması son derece önemli diye düşünüyorum. Türkiye’nin son yıllarda yoğun olarak tercih edilmesinde, müşteri memnuniyeti son derece önemli.

‘’TUR OPERATÖRLERİNİN EGEMENLİĞİNİ KIRMAK GEREKİYOR’’

Bölgedeki tur operatörlerinin egemenliğini kırmak gerekiyor. Mesela Almanya’da 15 bin acente var ancak fakat TUI’nin anlaşmalı olduğu acente sayısı 10 bin. Dolayısıyla kalan 5 bin acentede Dalaman satılamıyor. Bunu kırmak gerekiyor.”

SANCARBARLAZ: ALMANYA’DA 3 MİLYON TÜRK YAŞARKEN DALAMAN’A 100 BİN KİŞİNİN GELMESİ ŞAŞILACAK BİR DURUM

dalomerGPTA 2. Başkanı Önder Sancarbarlaz’ın konuşması şu şekilde:

‘’GPTA üyesi acenteler, bulundukları bölgelerin önde gelen acenteleri. Yüzde 40’lara varan düşüşlerin yaşandığı bu zorlu dönemde, Türk acenteler olarak bir şeyler yapmamızın tam zamanı olduğunu düşünüyoruz. Türk turizmine Almanya’dan bakış açısıyla bir sinerji oluşturmak istiyoruz.

Almanya’da 3,5 milyon Türk yaşıyor. Dalaman’a 100 bin Alman gelmesi şaşılacak bir durum. Sadece Türkler gelse bu sayılar çok çok yukarı çıkar.

Elbette Antalya ile gurur duyuyoruz, bizim bir markamız. Dalaman’ın Almanya pazarında bu kadar geri düşmesi ise soru işaretleri oluşturuyor. Bu bölge kıyılarıyla, tarihiyle örneğin İtalya-Toskana’nın gerisinde kalmayacak bir destinasyon. Türk insanının misafirperverliği ise tartışılmaz…

‘’BÖLGE ORTAK BİR REKLAMLA TANITILMALI’’

Böyle bir destinasyonun Almanya’da gerilemesi araştırılmalıdır. Bana göre Dalaman ile ilgili ortak bir marka olmalı. Marmaris, Fethiye, Dalyan… Bunlar kendi reklamlarını yapıyor. Ancak ortak bir çıkış olmalı. Almanya’da bu anlamda bir algı oluşturmamız gerekiyor. Burayı ortak bir reklamla tanıtmamız gerekiyor.

Lykia veya benzeri bir isimle ortaya çıkıp bu bölgeyi daha iyi tanıtmalıyız.

‘’ALMANLAR KİTLE TURİZMİNDEN BIKTI’’

Almanlar kitle turizmden bıktılar. Antalya’daki kitle turizmden ziyade, buradaki butik tatil olanaklarına daha fazla yöneleceklerdir diye düşünüyorum.”

BARANER: KURUMSAL OLMAYAN TANITIMLA ALGI OPERASYONUNA KARŞI KOYAMAYIZ

dalbaranerSon olarak söz alan GPTA Genel Sekreteri Hüseyin Baraner ise, sektörün büyük sıkıntılar yaşadığını ve sorunlardan kurtulmak için yapılması gereken tek şeyin çalışmak olduğunu ifade etti. ‘’Turizmde 2-3 yıllık sürede mutlaka değişmesi gereken konular var. Bu işin bu şekilde devam edemeyeceğini artık hepimiz gördük.’’ diyen Baraner, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

‘’Turizmimizin hem müşteri, hem de ürün çeşitliliği konularında önemli problemleri var. Avrupa turizmi ile kurduğumuz veya kuramadığımız ilişkiler var. Otelci olmakla turizmci olmanın aynı şey olmadığı gibi gerçeklikler var…

‘’OTELİNE 300 BİN EUROLUK AYNA TAKAN OTELCİYE DEĞİL, PAZARLAMAYA 300 BİN EURO HARCAYAN OTELCİYE İHTİYAÇ VAR’’

Bunları halletmeden eskiye dönüş yapamayız. Dünyada her yıl 3-5 bin arası otel devreye giriyor, sektör obezleşiyor. Eskiden burada birkaç tane tatil köyü vardı, şimdi bakıyorsunuz adım başı tatil köyü var.

İyi patronlara, iyi pazarlamacılara ihtiyaç var. Oteline 300 bin euroluk ayna takan otelciye değil, pazarlamaya 300 bin euro harcayan otelcilere ihtiyaç var. 2013 yılı rekor yıldı. Oteller büyük pazaralar kazandılar ama 2015 ile birlikte de bir düşüş başladı.

‘’DALYAN’DA KONUŞARAK İNGİLTERE’Yİ DÖNÜŞTÜREMEYİZ’’

Ortada Türkiye’ye dönük bir algı operasyonu varsa, onunla başa çıkacak araçlarımızın olması gerekir. Dalyan’da konuşarak İngiltere’yi dönüştüremeyiz. Türkiye’ye dönük bir algı operasyonu var, doğru. Yumruğu yiyip oturuyoruz, bu da doğru. Almanya gibi 7 milyon turist bekliyoruz dediğiniz bir ülkede 4 tane müşavirlik görevliniz var. Biz, Londra, Moskova, Berlin gibi yerlerde binalar satın alıp Türk evleri yapmalıydık. 45 milyar dolar gelire oynuyoruz Avrupa’da toplanacak 10 metrelik yerimiz yok.

7 milyon Alman turist ağırlamayı planladığınız yerdeki büyükelçiliği arayın bakalım telefona kimse bakacak mı? Orada o kadar öğrencimiz var. Neden bunların içinden 100 tanesini işe alıp Alman medyasını takip ettirmiyorsunuz? O basın kurumlarına tekzip bile gönderemiyoruz…

Bu krizin, eksikliklerin tespit edildiği bir dönem olması lazım.

‘’TURİST ARTIK ASLANIN MİDESİNDE’’

Almanlara, İngilizlere, İskandinavlara artık duygusal olarak yaklaşamıyoruz. Artık videolardan ve photoshoplu fotoğraflardan usandılar. Onlara kendi ürünlerinizle gitmeli, o insanlara dokunabilmelisiniz. Turist artık aslanın ağzında değil midesinde. Dünya artık eskisi gibi değil.

Mesela Çamlıyuva’da helikoptere bindiğinizde Alanya çıkışına kadar 2 bin 300 tane otel görüyorsunuz. Nereden geldiği bilinmeyen bir sürü insan sektöre girdi. Adamın kim olduğunu bilinmiyor, bakıyorsun 150 milyon dolara otel açıyor. Buna neden engel olunmuyor?

Dediğim gibi, bu krizi sorunları tespit ederek ve üzerine gitmek için kullanmamız gerekiyor. Pazarlama bu işin en önemli tarafı oldu. Pazarlamayı iyi bilen pazarlama müdürlerinin önünü açmamız desteklememiz lazım. Alışılmışın dışında ürünler ortaya çıkaran, hizmet veren isimlere ihtiyacımız var. Örneğin Belek Gloria Sports Arena şu anda ağzına kadar dolu. Böyle projelere daha fazla ihtiyacımız var. Ayrıca, destinasyonların kendi ismi haricinde bir markasının olması lazım.

‘’KURUMSAL OLMAYAN TANITIMLA ALGI OPERASYONUNA KARŞI KOYAMAYIZ’’

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tanıtım stratejisinde kurumsallık yok. Her bakanın eğilimine ya da çevresindekilerin etkisine sürekli değişen bir pazarlama söz konusu. Bu stratejiyle Türkiye’ye karşı oluşturulan algı operasyonuna nasıl karşı koyabiliriz?

‘’MEDYA İÇERİSİNDE DOSTLARIMIZ OLMALI, BİR DOKUNDULAR YERE DÜŞTÜK’’

Buradaki en önemli konu ise medya bacağı. Bu bacak olmadan biz insanların gönüllerine giremeyiz. Buna ne reklam, ne para, ne de fuar koşuşturması yeter. Ben haklıyım diyerek haklı çıkamazsınız. İnsanlara anlatmalısınız. Medyanın içine girmelisiniz. Almanya’da küçücük bir reklam 4 bin euro. Yıllar içerisinde buraya bin, 2 bin gazeteci getirip bu ülkeyi anlatmamız, lazım. Medya içerisinde dostlarımız olmalı. Bakın, bir dokundular neredeyse yere düştük.

Artık tribünlerden sokaklara, sahaya inmemiz lazım. Tur operatörleri kendi vizyon ve çıkarları doğrultusunda acımadan kesiyor operasyonlarını. Bu nedenle bizim bir eylem planı yapıp harekete geçmemiz lazım.

‘’MÜŞTERİLER ERKEN REZERVASYONDAN VAZGEÇİYOR, BUNUN ÖNÜNE GEÇMELİYİZ’’

Müşteriler şu anda erken rezervasyon yapsam mı, yapmasam mı noktasına geliyor. Bu son derece tehlikeli bir durum. Biz artık acenteler olarak kendi küçük fuarlarımızı yapıyoruz. Orada müşterilerimizle buluştuğumuz küçük fuarlara Türkiye’den otelcilerin de katılması lazım. Aksi taktirde son dakikaya kalırız.

‘’İNGİLTERE’DE YÜZDE 35 DÜŞÜŞ VAR’’

Dalaman bölgesi İngiltere’de şu anda yüzde 35 geride gidiyor. Türkiye şu anda talep gören bir ülke değil. Dışişleri Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı’nın bu algıyı yönetebilmesi lazım ama yönetilmiyor.’’

TOPLANTIDAN DERLEDİKLERİMİZ…

TurizmGüncel olarak toplantıdan derlediğimiz notlar ise şu şekilde:

*Bölgedeki otelciler kar etmekten vazgeçmiş durumda. Otelciler, kontrollü zarar peşinde.

*Turizmciler krizden çıkılması konusunda kamunun önemine vurgu yapıyor.

*THY’ye dönük önemli eleştiriler var. Dalaman’ a dönük yurt içi uçuşlarda fiyatların çok yüksek olması ve yurt dışından direkt charter uçuşlarının olmaması eleştirilen konuların başında geliyor. Kaynak pazarlardan direkt uçuşların mutlaka başlaması gerektiği ancak otelcilerin tek başına bunu başaramayacağının altı çiziliyor.

*Turizmciler Türkiye’nin hizmet kalitesinin benzersiz olduğuna vurgu yapıyor, Türkiye’nin verdiği fiyatla sunduğu hizmeti İspanya’nın veremeyeceği görüşünde birleşiyorlar.

*Mğşterinin destinasyon seçim sürecinde acente satış temsilcilerinin çok büyük etkisi olduğunu belirten turizmciler, Türkiye’yi satacak acente temsilcilerinin bölgeyi tanımadığını ve bu acentecilere dönük info gezileri düzenlenmesinin zorunlu olduğunu ifade ediyor.

*Antalya’nın yaptığı fiyat indirimlerinin bölgeyi oldukça olumsuz etkilediği ve Dalaman’dan Antalya’ya dönük müşteri akışı olduğu belirtiliyor.

*Turizmciler, Almanya’da son 6 ayda Türkiye’ye karşı ciddi bir kırılma yaşandığı ve bu durumun büyük ölçüde medyada yer alan olumsuz haberlerden kaynaklandığı görüşünde birleşiyor. Ayrıca acentelere gelerek ‘’İslam ülkesi olmasın da neresi olursa olsun” diyen müşterilerin sayısının da oldukça fazla olduğu ifade ediliyor.

*Acentelerin Türkiye’yi satmakta oldukça zorlandığı, müşterilerin fiyata değil güvenliğe baktığı ve acentelerden garanti istediği belirtiliyor. Öte yandan, bu korkunun nisan ayında az da olsa zayıfladığı belirtilirken, turizmcilere göre, sorunun çözümü Alman medyasında ciddi bir tanıtım kampanyasının başlatılmasından geçiyor.

*Turizmciler, Dalaman bölgesinin bir acente ağına ihtiyacı olduğu konusunda hemfikir ve bu konuda adım atmayı planlıyorlar.

Facebook ile Yorum Yapın

ÇOK OKUNANLAR