Adını, Türk Havacılık tarihine altın harflerle yazdıran kahramanımızı sizlere tekrar tanıtmak için bu başlığı atmadım. Yeri geldiğince yazılarımızda, Türk Hava Kuvvetleri’nde bıçağın kemiğe dayanma noktasına geldiği pilot açığından ve gündemdeki çözüm önerilerine yer veriyorum.
Bilmem!.. Bilir misiniz?.. Bir zamanlar Astsubay Pilotlarımız vardı. Bu Astsubay pilotlar sadece uçaklarımızı uçurmamışlar, pilot adaylarını eğitmişler, öğretmenlik yapmışlar, uluslararası havacılık yarışmalarında Hava Kuvvetlerimize bir çok ödül kazandırmışlar, pek çok kahramanlık destanını arkalarında bırakmışlardır.
Günümüzde, bir savaş uçağını uçurup, operasyonu tamamlayıp tekrar sağ salim üsse dönmesindeki hayati başarıda en az pilot kadar teknik hazırlıklarını yapan havacı Astsubaylarımızın da payı vardır. Bu, tam bir ekip işidir. Bu kahraman ekiplerde yer alan Astsubaylarımızın da bir çoğunun savaş uçaklarında uçacak bilgi ve donanıma sahip olduğu askeri çevrelerde de kabul edilen bir gerçektir. Ve bunun Türk Hava Kuvvetlerimizde sağlam bir de temeli vardır. www.havacilar.com sitesinde, “Pilot Astsubaylar” bölümünü tıkladığınızda, “tarihçe” başlığı altında karşınıza şu bilgiler dökülüyor:
“Kuvva-i Havaiye Müfettişliği tarafından 1. Dünya Savaşında pilot ihtiyacının karşılanması amacı ile Astsubayların pilot olarak yetiştirilmesine karar verilmiştir. Astsubay pilotlar, Osmanlı Devletinin 1.Dünya savaşında değişik cephelerde, Irak, Filistin cephelerinde ve İstanbul’un savunmasında görev almışlardır.
Pilot astsubay yetiştirilmesine her nedense 1949 yılında son verilmiştir. Bir çok Hava Kuvvetleri Komutanının da öğretmenliğini yapan pilot astsubayların bir çoğu uçuştan ayrılıp başka yer hizmetlerinde görevlendirilmiştir. Astsubaylardan pilot yetiştirilmesine 1958-1959 yıllarında tekrar başlanmış, bizce bilinmeyen nedenlerle tekrar vazgeçilmiştir. Türk Hava Kuvvetlerinde 600 Pilot Astsubay yetişmiştir.
Pilot Bçvş. Ahmet Vecihi HÜRKUŞ ve arkadaşlarının bütün zorluk ve imkansızlara rağmen Kurtuluş Savaşında gösterdikleri çaba ve fedakarlıklar tarih sayfalarındaki yerini almıştır.
Pilot Astsubaylar uluslararası ve milli müsabakalara katılmışlar, başarılı olmuşlar, derecelere girmişler, birincilik ödülleri almışlardır.
Örnek verecek olursak; Kurtuluş Savaşına katılan, birçok başarılı görevlere imza atan Vecihi HÜRKUŞ istiklal madalyası sahibi olmuş, Türk Havacılığına bir çok alanda ilkler kazandırmıştır.
NATO Atış yarışmalarında; Sabahattin MISTIKOĞLU dereceye girmiş, Ahmet ÖZSEYHAN ikincilik ve Ali İhsan UZAKMAN birincilik ödülleri almışlardır.”
***
Gazetecilik hayatımın ilk yıllarında patlak veren İran-Irak savaşındaki bir gazete manşeti hiç aklımdan çıkmaz. “Tahran’dan son sefer“. Gazete haberleri, “Yüzyılın Kurtarma Operasyonu”nun ardından uçağın kaptanı emekli Hava Pilot Kd.Bçvş. Ali Özdemir ve ekibinin kahramanlığını yazıyordu. Yine aynı siteden:
“Olay 1985 yılında İran- Irak Savaşında geçiyor. Savaşın en şiddetli olduğu zamanlarda Saddam Hüseyin 18 Mart 1985’te, bir gün sonra İran’a hava saldırısı başlatacağını ve sivil yolcu uçaklarını da vuracağını açıklıyor. Bir çok devlet öncelikle mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde vatandaşlarını İran’dan tahliye etmeye başlamış fakat Tahran’daki Nissan Otomobil Fabrikası’nda çalışan Başmühendis Janichi Numato’nun sorumluluğundaki 215 Japon mühendis ve teknik eleman grubu ise Tahran’dan çıkmayı başaramamış ve mahsur kalmışlardı.Bunun üzerine Japonya’nın Tahran Büyükelçisi Yutaka Nomura, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla özel bir uçak istedi. Fakat Japon havayolu şirketleri İran ve Irak’ın garantisi olmadan uçmayı reddediyorlardı.Nomura, yakın dostu Tahran’daki Türk Büyükelçisi İsmet Birsel’le görüşerek Türkiye’nin yardımını istedi.’Türk Hava Yolları, Tahran’a özel sefer yapabilir mi?’
Büyükelçi Birsel, konuyu dönemin Başbakanı Turgut Özal’a iletti. Özal tehlike nedeniyle tereddüt yaşadı. Ancak eski dostu olan İtoçu firmasının Türkiye şubesinde çalışan Takaşi Morinaga da aynı ricayı tekrarlayınca, Özal kararını verdi ve kurtarma operasyonu için düğmeye basıldı. Saldırıya 25.5 saat kala Nomura’yı arayan Birsel, Özal’ın da onayıyla ertesi gün THY’nin Japonlar için özel bir sefer düzenleyeceğini bildirdi.
Ankara’dan Tahran’a gidecek ve Japonlar’ı alıp Ankara’ya getirecek kurtarma operasyonunun kaptanlığına Pilot Ali Özdemir seçildi. Özdemir’e, THY’nin özel seferinde Pilot Koray Gökberk ile 8 kişilik uçuş ekibi eşlik edecekti. Uçak, gece yarısı tüm hazırlıklarını tamamlayan ekip, 15 Mart 1985’te, günün ilk ışıklarıyla,TC-JAY İzmir DC 10 Tipi uçakla yola çıktı. Van’ı geçtikten kısa süre sonra Tahran Havalimanı’nın kapatıldığı bildirildi. Kaptan Pilot Özdemir, geri dönmek için harekete geçerken ikinci bir haberle havalimanının açıldığı bildirildi. Tahran’a yönelen uçak, Saddam’ın ‘sivil uçakları vurma’ tehdidine rağmen Tahran Havalimanı’na ulaştı. Kapısı açılır açılmaz, çocuk çocuk 215 Japon uçağa doluştular. İran Kulesi’nin yönlendirmesiyle, THY uçağı 15 dakika sonra kalktı ve Saddam’ın açıkladığı saldırı saatinden sadece 3 saat önce İran’dan havalandı ve 9.5 saat süren yolculuğun ardından kaptan pilot Ali Özdemir’in yaptığı ‘Welcome to Turkey’ (Türkiye’ye hoş geldiniz) anonsu uçaktaki yolcuları büyük bir sevince boğdu. “
Aradan uzun yıllar geçtikten sonra kahraman astsubay pilot Özdemir o günü şöyle anlatıyordu:
“Uçaksavar füzeleri uçağın 5 metre yakınından geçiyordu. Yine de görevi kabul etmemek aklımızdan bile geçmedi. Orada kalsalardı roket yada bombayla havaya uçacaklardı…”
(Ahmet Takan – Yeniçağ)