Bağımsız Havacılar

Efsanevi Yöneticilerin de Sıfır Hipotezine İhtiyacı Var mı?

Pegasus denince akla gelen ilk isim elbette Ali Sabancı… Bir röportajında ” Ama’ ve ‘zaten’ kelimelerinin yönetim kurulu toplantılarında yasakladığını hatta sembolik olsa bile para cezası kestiğini” belirten Sabancı’nın şu sıralar bu kelimeleri sık sık kullandığı muhakkak.

Öyle ya, uçuş ekibinden yerdeki her personele kadar geçmiş yıllarda hesaplanan ve planlı ücret skalasının, 2017’nin başından beri stop ettirilmesine nasıl bir yanıt verebilir? Şirketin CEO’sunun, CFO’sunun , çalışanlar için nasıl bir motivasyon yöntemi planladığını biliyor musunuz? Bu süreçte, Ali Sabancı nasıl bir yöntem izliyor? “CEO’nun işine karışmam, fazla konuşmam sevk idare sizde” diyerek inzivaya mı çekildi? Bekle gör politikası en iyisidir mi, demektedir.

Bu soruları sormamızda asıl sebep Pegasus’un 2016 yılındaki ticari verilerinden kaynaklanıyor.

Geçen Mart ayında BloombergHT’de yer alan bir haberde, 20 analistin katıldığı Bloomberg anketinden çıkan beklentilerin ortalaması, şirketin zararının 59.2 milyon TL olacağı yönündeyken, 2016 yılında 133.7 milyon TL zarar ettiği  ortaya çıkmıştı.

Turizmdeki sert düşüş nedeniyle sıkıntılı günler yaşayan havacılık sektöründe 2016’nın ilk çeyreğinde kendini gösteren daralma ki, şirket CEO’su Mehmet Nane bu durumu, Reuters’a kasım 2016’da yaptığı açıklamada, “Türkiye turizmi ne kadar geriliyorsa, biz de o paralelde geriliyoruz. 2016’da herhangi bir gelişmekte olan ülkede 100 yılda olabilecek olaylar bizde bir yılda oldu. Onun için 2017’nin 2016’dan çok daha iyi olacağını düşünüyorum.” sözleriyle ifade etmişti.  -isterse 1000 yılda olabilecek bir olaya- şirket olarak hazırlıksız yakalandıklarını ima ediyordu. Nane’nin elbette iş stratejilerindeki  başarılı  pragmatik uygulamaları çerçevesinde mutlaka “sıfır hipotezine” müracat etmesini gerektirmiş. Şirketin karar vericileriyle çeşitli hipotezler geliştirmiş ve bir düşünce iklimi geliştirmiş olmalıdır. Soru ve yanıtlarıyla çok yönlü, bir değil 10 değil daha fazla varsayımlarla bunu gerçekleştirmiştir. Bunu sektörle biraz ilgili ya da medya yönüyle izleyen her kişinin geliştirmesi mümkündür. Bir örnekle benim benim sıfır hipotezim şu:

Dünyadaki hemen hem tüm düşük maliyetli şirketler tek bir uçak üreticisiyle çalışırken biz neden ikinci bir şirketle çalışmaya başladık, maliyetlerimizde öngörülen yakıt maliyetlerindeki indirim bu seçim için geçerli bir neden midir? (Bu soruyu yıllık olağan genel kuruluna katılsaydım, pay sahibi hissedar olarak sormak isterdim.)

Ali Sabancı şirketin efsane kurucusu olarak tarihe geçtiği aşikar. ‘Ama, zaten’ sorularına para cezası kesen Sabancı’nın şu sıralar bu kelimeleri kullanmamak için ne denli bir çaba gösterdiğini merak ediyorum. Muhtemelen ki neredeyse bir yılı aşkın bir süredir kamuoyunda gözükmemesinin sebebi, şirketle özdeşleşen efsanevi kişiliğinin, önceden vurguladığım gibi -100 yılda bir görülebilecek bir konjoktürel olayı- göremeyişi olmasın. Bir ihtimal daha var: Şirketin CEO’su Mehmet Nane şöyle bir koşul öne sürmüş olabilir:

“Bundan böyle şirketin vitrini ben olacağım. HERŞEYDEN ben sorumluyum.”

Her ne olursa olsun. Pegasus şirketi Türk sivil havacılığının olmazsa olmazı. Özelikle Mayıs ayından başlayan radikal filo değişimi ve buna bağlı  likidite politikasıyla zor günleri atlatacaktır.

Ama…

Hangi gerekçeyle olursa olsun, çalışanların yasal haklarına sahip çıkmalı, mutsuz olmalarının önüne geçmeli. Konsensus oluşturmalı. “Ya işin ya maaşın” dayatması yapmamalı.

Zaten…

Çalışanlar ki yaşananların sorumlusu değil. Onlarla bu noktaya geldiniz, bu yolda onlarla yürüyeceksiniz. Bakınız, her şeye rağmen şirketin toplam uçuş ve kalkış performansı giderek artan bir ivmeyle % 90’lara ulaşmış vaziyette. (Zamanında Kalkış Performansı)

NOT: Kendi alanında lider olanların başarısızlıklarını ‘Bazen Olmaz’ isimli kitabında toplayan gazeteci Özlem Gürses’in bir konuğu  Ali Sabancı olmuş. Sabancı’nın söyleşisini izleyince, bu yazıyı kaleme aldığım söylemeliyim. Gürses’in kitabında kendi alanlarının liderleri  olarak bilinen Cem Boyner, Ali Sabancı, Arda Turan, Cem Yılmaz, Muhtar Kent, Hanzade Doğan Boyner gibi isimlerle yapılan söyleşiler yer almış. Kitabını okumadığımı da belirtmeliyim.

Facebook ile Yorum Yapın
Exit mobile version