Çarşamba, Kasım 27, 2024

BU HAFTA İLK 5 HABER

Benzer Haberler

G-20’de S-400 mesajları: Türkiye’nin ekonomik sorunlarına yansıması ne?

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yalçın Karatepe, S-400 krizini euronews’e değerlendirdi.

Prof. Dr. Karatepe’nin euronews’de yer alan değerlendirmesi;

Türkiye ile ABD arasında son zamanlarda yaşanan sorunların başında S-400 konusu geliyor. Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığını söylediği ve temmuz ayı içerisinde teslimatının yapılacağı duyurulan Rus S-400 hava savunma sistemleri önemli bir sorun olmaya devam ediyor(du).

Özellikle sistemin alınması halinde ABD’nin Türkiye’ye yaptırım uygulayacağı ve bu konuda adımlar attığının kamuoyu ile paylaşılması piyasalarda da önemli tedirginliğe yol açıyordu. ABD Savunma Bakanı Vekili Patrick Shanahan’ın Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a hitaben yazdığı ve eş zamanlı olarak da kamuoyu ile paylaştığı mektupta “Amerikan Kongresi’nde iki partinin de Türkiye’nin S-400 alması durumunda Türkiye’ye CAATSA (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası) yaptırımlarını uygulamak konusunda güçlü bir kararlılığı var” denilerek ABD’nin bu konudaki “kararlılığı” vurgulanıyordu.

ABD ile yaşanan S-400 konusunda yaşanan soruna yönelik “bir hal çaresine bakarız” yaklaşımı Türkiye’nin ekonomik sorunlarının ortadan kalktığı anlamına gelmez
Prof. Dr. Yalçın Karatepe 

G-20 toplantıları kapsamında Japonya’nın Osaka kentinde ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında gerçekleşen görüşme ve sonrasında yapılan açıklamalar, Türkiye’nin S-400 sistemi alımına ilişkin “yeşil ışık” olarak yorumlandı ve piyasalar bu gelişmeler üzerine olumlu seyretmeye başladı. Borsa 100 bin seviyesine dayanırken Türk Lirası da yabancı paralar karşısında değer kazanmaya başladı. Dolar 5,65 seviyesinin altını gördü.

Peki, gerçekten ne oldu?

ABD Başkanı Trump Türkiye’nin S-400 alımına onay mı verdi? Eğer verdiyse bu yeterli mi? Yoksa ABD’de bu sürece dahil başka mahfiller de var mı? Örneğin Kongre?

ABD’li Başkan Trump’ın da partisi olan Cumhuriyetçi Partili Senator Lindsey Graham Türkiye’nin S-400 nedeniyle yaptırımlara uğramaması için bu sistemin “aktive edilmemesi” ve yerine Patriot hava savunma sistemlerinin ABD’den alınması gerektiğini söylüyor. Graham “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkan Trump’ın görüşme sırasında S-400’leri aktive ederseniz yaptırımların etrafında bir yol buluruz” dediğini iddia ediyor ve “bu konuşmanın gerçekleştiğinden şüpheliyim” diye ekliyor. Türkiye’nin S-400 alması ve aktive etmesi halinde Türkiye’ye F-35 satışını yasaklayan bir yasanın kabul edildiğini de vurguluyor. Yaptırımlardan kaçınmanın yolunun S-400’lerin aktive edilmemesi gerektiğini de vurguluyor.

Bu gelişmeleri birlikte değerlendirdiğimiz zaman ortaya çıkan durum şu şekilde özetlenebilir:

Türkiye S-400 alma konusundaki kararlılığını devam ettiriyor ve sisteme ilişkin ilk teslimatların temmuz ayında yapılmaya başlayacağını söylüyor. Anlaşılan o ki ABD Türkiye’ye bir harekat alanı bırakmak ve bu sorunun iki ülke arasında derinleşmesini engellemek için sistemin alınmasına ancak bunu aktif olarak kullanılmamasını talep ediyor. Sanırım bu Türkiye’nin de kabul edeceği bir durum gibi görünüyor. Daha önce benzer bir durumun Yunanistan’da yaşandığını hatırlıyoruz. Zaten S-400 sisteminin kullanılır hale gelebilmesi hemen söz konusu olmayacak. Sistemin çalışır hale gelebilmesi için ihtiyaç duyulan teslimatların da uzun zaman alacağı biliniyor. Böylelikle hem Türkiye hem de ABD bu sorunu zamana yayarak çözüme ulaşma politikası izliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Teknolojik olarak bir S-400 üç Patriot’a bedel. Buna rağmen biz şartları görelim. Eğer şartlar S-400 ile eşit bile olsa biz Patriot alırız” açıklaması da bu konuda bir gelişme olacağı şeklinde yorumlanıyor.

Tabi bu arada Türk Hava Yolları’nın ABD’li uçak üreticisi Boeing’den 100’ün üzerinde uçak alacağının açıklanması ve Patriot sistemlerinin de Türkiye’ye satılma olasılığının gündeme gelmesini birlikte değerlendirdiğimizde bu sürecin çözümünde ABD’nin Türkiye’ye milyarlarca dolarlık satış yapma fırsatının da rolü olduğunu vurgulamak gerekir.

Türkiye’nin ekonomik sorunları çözülmüş mü oldu?

ABD ile yaşanan S-400 konusunda yaşanan soruna yönelik “bir hal çaresine bakarız” yaklaşımı Türkiye’nin ekonomik sorunlarının ortadan kalktığı anlamına gelmez. Yüklü miktarda borç stoku, artan bütçe açıkları hala çok yüksek seyreden enflasyon oranı, küçülen ekonomi, işini kaybeden milyonlar ile birlikte değerlendirdiğimizde ekonomik sorunları dağ gibi önümüzde durduğunu söyleyebiliriz. Üstelik buna bir de 23 Haziran seçimleri sonrasında oluşan siyasi ortama baktığımızda, AKP’nin içinden çıkan siyasetçilerin yeni partiler kuracaklarına ilişkin açıklamalar, siyasetin yeniden hareketleneceği ve bir olası erken genel seçimin gündeme geleceğini açıkça işaret etmektedir.

Bütün bunları birlikte değerlendirdiğimizde kurlarda yaşanması muhtemel her geri çekilmenin yabancı yatırımcıların fonlarını Türkiye’den çıkarmak için bir alım fırsatı yaratacağını unutmamalıyız.

Döviz tevdiat hesaplarında yüklü miktarda döviz bulunduran yurtiçi yerleşiklerin bütün bu gelişmeleri nasıl yorumlayacağı ve döviz pozisyonlarında bir azalmaya gidip gitmeyecekleri çok belirleyici olacaktır. Eğer vatandaşlar dövizden çıkmaya başlarlar ise bu kurlarda bir miktar gerilemenin yaşanmasına neden olabilir ancak bu ihtimalin düşük olduğunu tahmin ediyorum. Çünkü aslında her şey ortada olduğu gibi duruyor. Sorunları çözmeye yönelik ciddi adımlar atılmadığı sürece döviz kurları da yüksek seviyelerini koruyacaktır.

Facebook ile Yorum Yapın

ÇOK OKUNANLAR