Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in 17 Şubat 1993 tarihinde bindiği uçağın düşmesi sonucu hayatını kaybetmesini, Orgenaral Bitlis’in kamuoyunda tartışmalara neden olan vefatını ve 28 yıldır kapanmayan bu dosyanın perde arkasını gazeteci Cüneyt Özdemir youtube hesabından anlattı.
Ne olmuştu?
Ankara Güvercinlik’den havalandıktan kısa süre sonra Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in içinde bulunduğu askeri uçak Ankara Yenimahalle’deki (PTT) İşleme Merkezinin bahçesine düştü. Kazada, Org. Bitlis ile ikisi pilot 3 subay, 1 astsubay ve 1 PTT görevlisi hayatını kaybetti. Olayın nedeni olarak uçakta oluşan buzlanma gösterildi. Ancak bu olay tam olarak açıklığa kavuşmamış ve üzerinde bir çok iddiaların gündeme gelmesine neden oldu. Günümüzde de en çok tartışılan konulardan birisi olma özelliğini sürdürüyor.
KULE İLE SON KONUŞMALAR
Esenboğa Havalimanı’nda bulunan hava trafik kontrol merkezi ile gerçekleştirilen görüşmeler o sırada hava sahasında bulunan Türk Hava Yolları uçaklarının pilotları tarafından da an be an dinlendi. Hava trafik kontrol merkezi ile gerçekleştirilen son görüşmeler;
- Pilot (Saat 12.21): Efendim şuan motorlarda anormallik var
- Esenboğa: Dinlemedeyim
- Pilot (Saat 12.2235): Her iki motorda da sarsıntı var
- Esenboğa: Anladım
- Pilot (Saat 12.22.52): Esenboğa’ya devam etmek istiyorum. İniş için baş istiyorum
- Esenboğa: Mutabıkız, 0.60 başa dön
- Pilot: Tayyarede silkelenme var tutunamıyorum (irtifa kaybediliyor)
- Esenboğa: Emergency (acil) yardım istiyor musunuz?
Olay günü konuşmalar burada kesiliyor. 0.60 başa dönmesi istenen uçak ancak 0.40’a kadar dönüş gerçekleştirebiliyor. Bütün olay 5 dakika 43 saniye sürüyor.
Kazadan 17 yıl sonra yargılanan Emekli Albay Arif Doğan, Bitlis’in JİTEM tarafından düzenlenen suikast sonucu öldürüldüğünü söyledi. Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2010 yılında soruşturma başlattı. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir, eski MİT Kontterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, dönemin Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, Eski İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’in de bulunduğu çok sayıda kişi ”tanık” olarak dinlendi. Ancak savcılık, soruşturmada, zaman aşımı süresi dolduğu gerekçesiyle 2016’da “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi.