Brian Foley Associates’ten endüstri analisti Brian Foley, finans firmalarının ekonomik iklim daha belirsiz hale geldikçe yeni kurulan havacılık şirketlerine yatırımlarını yavaşlattığını bildirdi.
Foley, “Bu yıla kadar, havacılık alanındaki yeni girişimciler, on yıldan fazla bir süredir dış yatırımı güvence altına almak için en iyi şansa sahipti. Birdenbire, yeni ekonomik-finansal iklim, dış sermayeye ihtiyaç duyanlar için bağış toplamayı her zamankinden daha zor bir görev haline getirdi ve sadece ışıkları açık tutmak için büyük bir zorluk teşkil ediyor.”dedi.
Yatırımcılar, Eclipse Aviation’ın çöküşünden ve 1 milyar doları aşan kayıplardan sonra ortaya çıkan genel havacılık fırsatlarına karşı uzun süredir temkinliydi. Ancak Foley, “Zamanın geçmesi ve iktisadi şartların değişmesinin finans camiasının kötü izlenimlerini çoğunu ve bu olayla ilgili kötü hatıralarını sildiğini” söyledi.
Yatırımcılar, özellikle gelişen teknolojilerle yeni fırsatlar aradıkça, havacılık yeniden cazip hale geldi.
Foley, “Göz kamaştırıcı Jetson benzeri uçan arabalar, Uber benzeri özel uçak kiralama, Concorde benzeri süpersonik jetler ve Star Trek benzeri yeşil tahrik sistemleri (dilityum kristalleri hariç) ile sektör, yatırım topluluğu için yeni ve parlak bir şey haline geldi. Özel amaçlı satın alma şirketlerinin (SPAC’ler) bu yeni gelişen şirketlerin bazılarının geleneksel ara fon yaratma adımlarını atlamasını sağladı. Yükselen faiz oranları, havacılık dışındaki diğer yatırımları daha cazip hale getirdi. Değişken bir ekonomiyle birleştiğinde, riskli erken havacılık girişimleriyle ilgili olduğu için daha savunmacı bir yatırımcı duruşu yaratıyor.” vurgusunda bulundu.
Foley, halihazırda sektöre dökülen milyarların, can kayıplarının artmasıyla birlikte “akut bir risk” altında olduğunu da sözlerine ekledi. “Aerion süpersonik yolcu jet programının 2021’de kapatılması, diğerleri için kömür madeninde kanarya görevi görmeliydi.” Örneğin, Kittyhawk uçan araba girişiminin de nasıl “sadece havlu attığını” kaydetti.
Foley sözlerini şöyle sürdürdü;
“Büyük risk sermayesi ve özel sermaye şirketleri, bu kayıplar onlar için bir ondalık noktayı temsil edebileceğinden fazla zarar görmeyecek. Daha az belirgin ve en talihsiz kaybeden, genel havacılık endüstrisinin kendisi olacak. Yatırımcılar bir kez daha frene basıp sektöre karşı daha temkinli hale geldikçe, oyunun kurallarını değiştiren umut verici fikirler önümüzdeki yıllarda bastırılabilir.”
