Körfez ülkelerinin hava yolu şirketleri lüks seyahati zirveye taşıdı. Etihad’ın A380 uçaklarının rezidansı, konforu ile bir adım öne çıkıyor.
Dubai Havalimanı 2014 yılında Londra’nın Heathrow Havalimanı’nı geçerek dünyanın en yoğun havalimanı olmayı başarmıştı. Şimdi Dubai’nin komşu emirliği Abu Dhabi’de de yeni bir havalimanı yapılıyor. Kapasitesini sorarsanız Etihad Hava Yolları’nın görevlisi sorunuzu gülümseyerek “Dubai Havalimanı’ndan daha büyük olacak” diye cevaplıyor.
Dubai merkezli Emirates, Abu Dhabi merkezli Etihad ve Doha merkezli Qatar Airways arasında son yıllarda inanılmaz bir rekabet başladı. Kimin daha çok uçağı olacak, kim daha çok ülkeye uçacak ve en önemlisi kim yolcularına en iyi hizmeti verecek. Oysa üçü de çok genç şirketler. Dubai Emiri, 1985 yılında Emirates Hava Yolları’nı kurmaya karar verdiğinde işe PIA’dan iki uçak kiralayarak başlamıştı. Qatar Airways 1993 yılında, Etihad ise 2003 yılında BAE’nin devlet havayolu olarak kuruldu. Ama üç hava yolu da o kadar çabuk büyüdüler ki şimdi ABD’nin 10 küsur şehrine haftada 250’den fazla uçuş gerçekleştiriyorlar. Hatta Etihad ile Amerika’ya uçarsanız Amerikan pasaport kontrolünden bile Abu Dhabi Havalimanı’nda geçiyorsunuz. Sizi New York’a götürecek olan Airbus 380’e binmeden önce karşınıza sanki JFK Havalimanı’ndaymışsınız gibi Amerikalı pasaport polislerinin oturduğu ve pasaportlarınızı kontrol edip ABD’ye giriş damgasını vurdukları kabinler çıkıyor. New York’a indiğinizde de sanki iç hatlardan gelmiş gibi bavulunuzu alıp beş dakika içinde taksinize biniyorsunuz