Son gözlemlere göre Güneş sistemimiz derin uzaydan gelen yabancı cisimler ile dolu. Bilim insanları bu cisimleri keşfetmek ve anlamak için birbiriyle yarışıyor.
İki yıl önce Havai’deki teleskoplar tarafından tespit edilen ilk örnek Oumuamua adlı gök cismi idi. Ardından 21/Borisov adlı gök cismi tespit edildi. Derin uzaydan gelip güneş sistemimizden geçtiği tespit edilen ilk cisim Oumuamua, bilim dünyasında heyecan yaratmış ve pek çok spekülasyona sebep olmuştu.
Bu şekilde tespit edilen ikinci gök cismi 21/Borisov’un ilk keşiften sadece iki ay sonra Kırım’da yer alan teleskoplar tarafından keşfedilmesiyle bu tür gök cisimlerinin sık şekilde güneş sistemimizden geçtiği tezi yaygınlaştı.
Bu cisimlerin taşıdığı sırları merak eden bilim insanları bunları öğrenmek için bir takım planlar geliştiriyor.
Euronews’in haberinde İngiltere Yıldızlararası Çalışmalar Merkezi’nde uzay havacılığı mühendisi olan Andreas Hein “Milyonlarca yıl boyunca uzayda dolaşmış olan bir cismin elimize geçtiğini hayal edin” diyerek şunları söylüyor:
“Bu cismin geldiği yerin başlangıcı ve o yerin yapısı hakkında neler öğrenebilirdik? Yabancı bir yıldız sistemindeki gezegenlerin yapılarına dair neler öğrenebiliriz? Hayata dair izler taşıyor mu? gibi bir çok soru sorulabilir. Uzun yıllar daha başka bir yıldız sistemine gitme durumumuz olmayacak ancak oradan bize gelen şeyleri incelediğimizde oraya gitmiş gibi önemli bilgiler elde edeceğiz.”
Hayatın başlangıcına dair sırlar
Gök Bilimci Loeb dünyaya hayatın uzaydan gelmiş olabileceğini hatırlatarak bu tür gök cisimlerinde ‘hayatın başlangıcına dair kanıtlar olma olasılığı olduğunu kaydediyor.
Loeb, Güneş sistemimiz dışından geldiği belirlenen bu tür bir cisim içerisinde birkaç milyar yıl önce dünyadakine benzer mikroorganizma kalıntıları bulunursa bunun her şeyi açıklayabileceğini düşünüyor.