14 aydan bu yana hak edilmiş maaşlarını, kıdem ve ihbar tazminatlarını ödemeyen ve pandeminin hemen öncesinde iflasını açıklayan AtlasGlobal şirketinin patronu, aylardır demokratik ve anayasal haklarını hukuk içinde arayan çalışanlarını sindirmek, yıldırmak ve haklarını istemekten vazgeçirmek için yeni bir aşamaya geçmiş ve geçtiğimiz Perşembe günü AtlasGlobal emekçileri ve destekçileri gözaltına aldırılmıştır. Aralarında 2 sendika Genel Başkanının bulunduğu grup ertesi gün Savcılık tarafından serbest bırakılmıştır.
Bugüne kadar, AZAP üyeleri tarafından, AtlasGlobal patronunun evleri ve işyerleri önünde yapılan eylemler son olarak Ersoy’un eski ortağı olduğu ve ikiz kardeşi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a ait olan ETSTUR şirketi önüne taşınmış, burada emniyet güçlerinin nezaretinde ve gösterdikleri yerde 5 gün boyunca kurulan direniş çadırında devam edilmiştir. Eylemin 6. gününde, ETSTUR’un şikayeti üzerine aralarında AZAP üyelerini destek amacıyla ziyarete gelen HAVASEN Genel Başkanı Kaptan Pilot Seçkin Koçak ve Enerji İş Genel Başkanı Mahmud Altunsoy’un da bulunduğu 9 kişiyi gözaltına alınmıştır. Kendisine ait bir şirketin önünde, ülkemizi kültür elçisi olarak 39 ülkede temsil eden ve destek için direniş çadırına gelen bir sanatçının da gözaltına alınmasının Kültür Bakanına ne kadar yakıştığını da kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
Bugüne kadar yapılan her eylem, emniyet güçlerinin bilgisi ve nezareti dahilinde gerçekleştirilmiştir. Söz konusu eylemlerin işçinin hakkının üstüne yatanların evleri ve işyerleri önünde yapılmasından daha doğal bir yöntemin olmadığı açıktır. Bu tür hak arama eylemlerini başka bir yerde yapılmasını istemek veya önermek toplantı ve gösteri özgürlüğünün özünün ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir.
Son 13 yılda gece-gündüz çalışarak bir marka yaratan, ülkenin ekonomisine katkı yapan çalışanlarına emek ve alınterlerinin karşılığını ödemeyenlerin, Anayasamızın 34. maddesinde ifadesini bulan “silahsız ve saldırısız” bir sekilde, gasp edilen haklarını isteyen işçileri gözaltına aldırması ancak suçluların telaşı ile açıklanabilecek bir davranış biçimdir. AtlasGlobal olayı, hem suçlu hem de güçlü olanların pişkinliklerini göstermesi bakımından da ibretlik bir örnek olarak ülkemiz emek tarihinin kara sayfalarında yerini almıştır. Tam da pandemi döneminde yaklaşık 2000 çalışanını aşsız, işsiz ve çaresiz bırakanların emeklerini sömürdüğü çalışanlarına uyguladığı düşman hukukuna karşı direnmeye devam etmek şart olmuştur. AtlasGlobal çalışanları dilene dilene değil direne direne kazanacaklarının farkındadır.
Ali Murat Ersoy’un aylardır haklarını ödemediği ve en az 5 sene sürecek iflas masasını işaret ettiği çalışanlarını oyalamak için kullandığı “Ersoy ailesinde paranız kalmaz.” sözüne, ailenin diğer ferdi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un sahip çıkıp çıkmayacağı da ayrı bir merak konusudur. İki sendika başkanı ve ülkemizi temsil eden bir sanatçının bir gün nezarette tutulmalarını sağlayan güçlerin, işçilerin haklarını aylardır vermeyen Ali Murat Ersoy ‘u da bir gün nezarette tutmalarını sağlamalarının sorunun çözümüne katkı sağlayacağı açıktır.
Tüm sivil havacılık çalışanlarının gerçek örgütü HAVASEN, AtlasGlobal çalışanları emeklerinin, alınterlerinin karşılığını alana kadar mücadeleye devam etmeye ve işçilerin alacağını gasp edenlerin peşini bırakmamaya kararlıdır.
Saygılarımızla,