HAVA-SEN’den yapılan açıklamada, “THY’nin 8 Mayıs itibarı ile çalışanların farklı değerlendirildiği izlenimini kuvvet kazandıracak şekilde uygulamalar yaptığı saptanmıştır.” denildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı;
“Tüm dünya ile birlikte ülkemizde de etkisini sürdüren Covid-19 pandemisi ile ilgili olarak tüm havacılık işletmelerimizin birtakım tedbirler aldığı bilinmektedir. Bu süreçte, bazı şirketler personeline yarım ücret vererek destek olmaya çalışmıştır. Ülkemizin en büyük havayolu şirketi olan bayrak taşıyıcımızın ise, 8 Mayıs itibarı ile çalışanların farklı değerlendirildiği izlenimini kuvvet kazandıracak şekilde uygulamalar yaptığı saptanmıştır. Bu çerçevede;
1- Sağlık Bakanlığı’nın ve Bilim Kurulu’nun önerileri doğrultusunda evde kalma yaş sınırı 65 yaş ve üstü yurttaşlar için getirilmiş olmasına rağmen, THY’de 60 yaş üstü deneyimli pilotlardan ve uçmaya engel olmasa da herhangi bir sağlık kısıtı bulunan her yaştaki pilotlardan işverenin talebi üzerine ücretsiz izin dilekçesi alınmıştır. Bu gruba giren personele salgın sürecinde hiçbir ücret ödenmemesi ve devletin yardımından da mahrum bırakılması açık bir adaletsizliktir.
2- Aynı işi yapan pilotların bir kısmı kargo ve tahliye seferlerinde görevlendirilmiş ancak bu gruptaki çalışanlara dahi uçuş saatinden bağımsız olarak farklı uygulamaların yapıldığı öğrenilmiştir. Kendisine planlanan uçuşları yerine getiren bir pilot veya kabin memuruna kredili uçuş parasının tamamen ödenmesi gerekirken, çalışma günü sınırlı gösterilerek düşük ücret ödenmesi emeğin ve bu riskli dönemde yapılan özverinin cezalandırılmasıdır.
3- THY çalışanlarının bir bölümü 4, bir bölümü 6, bir bölümü ise 10 -12 gün çalışır gösterilerek farklı uygulamalar yapılması, farklı ücretler yatırılması, eşitsiz ve adaletsiz bir yaklaşım içinde bulunulduğu izlenimini uyandırmıştır.
4- THY çalışanları, önümüzdeki süreçte işverenin hangi ayda ne kadar ücret ödeyeceğini, kısa çalışma ödeneği veya ücretsiz izin parası alıp almayacağını bilememektedir. THY ivedilikle, ücret skalasında yer alan fasıllar üzerinden nasıl hesaplama yaptığını, yer görevi veya uçuş görevi planlaması halinde çalışanlara bu fasıllar esas alınarak hangi hesaplamaya göre ne kadar saat veya günlük ücret ödemesi yapacağını anlaşılabilir, kolaylıkla hesaplanabilir bir şekilde açıklamalıdır. Böylece, özellikle uçuş personeli aylık programları açıklandığında, ay sonunda ne kadar ücret alacağını öngörebilmelidir.
5- Benzer şekilde, personelin 1 ay boyunca kaç gün Kısa Çalışma Ödeneğine hak kazanacağı ve miktarı da açıklanmalıdır.
6- 2019 yılında 4.5 milyar TL (876 milyon dolar) kar açıklayan THY’nin sadece uçuş görevi verilen sınırlı sayıdaki pilotlar hariç 2. pilot ve kaptanlara ortalama 6.000 TL, kabin ekiplerine de ortalama 2.500 TL üzerinden ödeme yaptığı bu hesaba göre yaklaşık 17.000 uçuş personeline ayda 60 milyon TL ücret ödeyeceği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, bu personelin bir kısmını da ücretsiz izin kullandırılan ve ödeme yapılmayan çalışanlar oluşturmaktadır. Dolayısı ile, yer personeli de dahil edildiğinde, yaklaşık 90 milyon TL (13 milyon dolar) aylık personel giderinin gerçekleşeceği hesaplanmaktadır. 2019 yılında ikramiyeler dahil 172 milyon dolar aylık ortalama personel gideri yapıldığı, bu rakamın 2020 TİS zamları ile yaklaşık 190 milyon dolara yükseldiği dikkate alındığında uygulanan pandemi ücret politikası nedeniyle THY’nin olağan personel harcamasının sadece % 7’sini ödeyerek süreci personelden tasarruf yapmak suretiyle yürütmeye çalıştığı sonucuna varılmaktadır. Bu süreçte operasyonel giderler neredeyse tamamen durmuş iken, THY kargo ve tahliye seferleri ile gelir elde etmeye devam etmektedir.
7- Haziran ayından başlayarak kademeli olarak operasyonlara başlayacağını duyuran THY’nin, görev vereceği pilot ve kabin memurları başta olmak üzere çalışanlarını iki ay boyunca insanca yaşama koşullarını sağlayacak ücretten mahrum bırakması, işçinin sırtından nemalanmak anlayışının salgında da devam ettirildiğini göstermesi bakımından ibret vericidir. Üstelik yasa gereği sadece Nisan ayı için Kısa Çalışma Ödeneğinin 1 haftalık bölümünü yarısının THY tarafından ödendiği, müteakip aylarda ise ödenmeyeceği dikkate alındığında, Mayıs ve Haziran aylarında THY katkısının daha da düşeceği değerlendirilmektedir.
8- Yürürlükte olan Toplu İş Sözleşmesi ile kazanılan hakların, işverenin tek taraflı olarak aldığı kararlarla değiştirilmesi mümkün değildir. Her ne kadar Toplu İş Sözleşmesi rejiminde ancak iyileştirme amaçlı olarak değişikliğe gidilmesi söz konusu ise de, yaşanan olağanüstü durumdan dolayı çalışma ve ücret koşullarında çalışanlar aleyhine yapılan değişikliğin kabul edilebileceği düşünülmektedir. Bu halde dahi, yetkili Havaiş sendikası ile THY işvereninin, süresi, niteliği ve içeriği şeffaf biçimde belirlenmiş, külfeti adaletli dağıtan ve kabul edilebilir bir tadil protokolü imzalaması gerekmektedir. Böyle bir protokol mevcut değilse, yapılan kesintilerin hukuksal dayanağı yoktur. Var ise, bu protokolün yetkili sendika tarafından üyelerin görüş, öneri ve beklentileri sorulmadan imzalanmasının izahı yoktur. Kaldı ki, kısa çalışma ödeneğinin geçerli olduğu dönemde Toplu Sözleşmenin askıya alınarak ikramiye ve 6 aylık zamların askıya alınacağına ilişkin yasal bir düzenleme mevcut değildir. Bu açıdan THY’nin yılsonuna kadar ikramiye ödenmeyeceğine ilişkin açıklama yapmasının da kazanılmış hakları ortadan kaldırılması anlamında kabul edilmesi mümkün değildir.
9- Şimdiye kadar personelle ilgili konularda birçok kez olduğu gibi, pandemi süresinde de ücretlendirme politikasını hazırlayanların bir kez daha THY üst yönetimini yanlış yönlendirdiği, bunun sonucunda da THY çalışanlarının mağdur edildiği gerçeğinden hareketle; THY ve yetkili sendika olan TÜRK-İŞ’e bağlı HAVA-İŞ’i, yaşamın giderek zorlaştığı bu süreçte personelin çalışma günlerini artırmak, kalan süreyi de Kısa Çalışma Ödeneğini hak edecek şekilde planlamak, uçuşlarda adil ve dengeli olarak görevlendirme yapmak suretiyle, THY’yi dünya sivil havacılığında ilk sıralara yükselten personeline sahip çıkmaya, ücretsiz izine çıkartılan veya hukuka aykırı olarak çıkmaya zorlanan çalışanlarına da mutlaka maddi olanaklar sağlayacak şekilde girişimde bulunmaya davet ediyoruz. Birçok ülkenin uçuşlara başlamak için sonbaharı işaret ettiği bir dönemde, Haziran ayından başlayacak şekilde tarife açıklamak, bugün örselenen, işverenin insafına bırakılmış çalışanların özverisine ve emeğine çok daha önce ihtiyaç duyulacağını göstermektedir.
HAVA-SEN var olduğu sürece hiçbir havacılık çalışanı çaresiz ve sahipsiz değildir. HAVA-SEN, haklarımıza, emeğimize, insanca çalışma ve yaşama idealimize her koşulda sahip çıkacaktır.
Bugün karar ver daha da geç olmadan.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
HAVA-SEN YÖNETİM KURULU