Hava Sen Başkanı Kpt.Plt. Seçim Seçkin Koçak, THY’de işten çıkarılan 24 çalışanla ilgili bir açıklama yaptı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı;
THY da yaşanan personel yönetim krizi sanki normal süreç yaşanmış gibi anlatılmaya devam ediyor. Bir ülke düşünün ki sendika yönetimleri işçilerin talebiyle değil, patronların talebiyle belirlensin. İşçi olarak haklarınızı aramak ve kendi taleplerinizi anlatmak istediğinizde ise kuracağınız sendikanın yaşama şansı bizzat işveren tarafından elinizden alınsın. THY de olanlara baktığınızda herşey sanki normal sürecinde yaşanmış ve birileri salgın döneminde maaş değişikliğini kabul etmemiş de iş akitleri sonlandırılmış havası yaratılıyor. Basında sosyal medyada pompalanan, salgın döneminde tam maaş almaya çalışan, doymayan, elini taşın altına koymayan çalışanları sanki için için ifşa eden, ekonomik zorluk yaşayan halkımızın önüne atan bir anlayış.
Kimsenin neden demediği, çalışma bakanlığı diye bir bakanlığın olduğu ama çalışma hayatında sıkıştırıldığınızda size elini uzatmayan, sorumluluk almayan bir bakanlığın olduğu bir ortamdayız son yıllarda maalesef. THY dokunulmaz olan iş yerlerinin başında geliyor.
Salgın başlangıcından beri THY da kimse, hiçbir çalışan maaşlar azaltılmasın demedi, bir kez bile bir yönetici işçilerle bir araya gelerek açıklama yapmadı. Aylarca insanlar uçuş yapmalarına rağmen KÇÖ ile çalıştırıldı ve Türk-İş’e bağlı yetkili sendika bu süre boyunca ortadan kayboldu. Ne sahada pandemi döneminde çalışanların sağlığını koruma adına, aldığı aidatları harcadı, ne de işverene yol gösterdi. Ortadan kayboldu aynen THY işvereninin istediği gibi.
HAVA-SEN olarak defalarca maaş düzenlemesi yapılması ve istihdamın korunması için yaptığımız çağrıların sonucunda, tam da çalışanları patlama seviyesine getirmişken, yeteri kadar parayı işçi üzerinden kazandığını düşünen işveren, çok sevdiği yetkili sendikayı görüşmeye çağırarak, istihdamı korumayı garanti altına almayan protokolü imzaladılar. Tam da problemin asıl kaynağı burada aslında.
Kanunu arkadan dolaşmayı seven ve sürekli koruma altında tuttuğu sendika yönetimi için koskoca THY’yi milyonlarca lira zarara uğratmayı göze alan THY yönetimi yine sevgili sendika yöneticilerinin zarar görmemesi için, onların yapacağı işi kendi üzerlerine aldılar. Normal süreçte yetkili sendika salgının en başında çalışanlarla görüşüp, salgın döneminin, bu küresel krizin ülkemizde nasıl atlatılması gerektiğini anlatıp, önlemlerin neler olacağını işçiye anlatması gerekirken, THY yönetimi ortaya çık diyene kadar kaçmıştır. Aniden yapılan bir toplantı sonucu karar alınmış ve maaş indirimi yapılmıştır. Ancak burada sendika öncelikle vekili olduğu çalışanlardan alması gereken mutabakatı almamış, sorumluluktan kaçmıştır ama vekili olduğu çalışanların adına protokolü imzalamıştır. Tam da sorun buradan sonra başlamış ve yine sendika ortadan kaybolmuştur. Yine THY yönetimi yetkili sendikayı korumak adına devreye girmiş, sendikanın yapması gereken işi üstlenmiş ve çalışanları tek tek çağırarak mutabakat zaptı imzalatmak istemiştir. Hukuken vekiliniz olan yetkili sendikanın sizin adınıza imzaladığı geçerli olan bir anlaşma ortada iken ve çalışan olarak kabul etmeme hakkınız varken, tekrar imzalatılmaya çalışılan belgeye itiraz edilmiştir.
Vekilimiz olan sendika bizim adımıza kabul belgesi niteliğinde olan bir belgeyi imzaladığı için tekrar bir belge imzalamamıza gerek yoktur, eğer itirazımız olsa idi biz bunu yazılı olarak işverene ve sendikaya bildirirdik diyerek imzalamayanların, yani kanunun gereğinin yerine getirenlerin bugün ilişiği kesilmiştir maalesef.
THY yönetimi ilişiğini kestiği çalışanların maaş indirimine değil uyguladığı yönteme itiraz ettiğini gayet iyi biliyor. Söz dinlemeyenleri, sevgili sendikasına itiraz edenleri bir kez daha şirketten uzaklaştırma fırsatını kullanmıştır.
Üzülerek takip ediyoruz ki attığı imzaya sahip çıkamayan zavallıların protokülü, 6 ayda bir gözden geçirilmesi gerekirken, yine ortadan kaybolup üye aidatlarından aldıkları maaşlarla sorumsuzluklarını devam ettirmişlerdir.
Vatan sadece bir toprak değildir. Millet sadece bir vücut değildir. Meclis ve çıkardığı her kanun, Türk kültürünün bizlere öğrettiği insanın ekmeğine dokunmama kültürü hem vatan, hem millettir. Sen bunlara dokundun THY ve yetkili sendika.
Alın teri dökenlere tekrar selam ediyorum.