Posta gazetesinden Şirin Sever, Gündüz Vassaf’ın “Havaalanı Yazıları- Yol Arkadaşım” kitabında da bahsedilen havalimanlarının bir kültür merkezi olması fikrini köşesine taşıdı.
Şirin Sever’in Havaalanı yazıları… başlıklı yazısı;
Bu ara havalimanlarından çıkmadığım için okumam kaçınılmazdı elbette… Gündüz Vassaf’ın yeni kitabı ‘Havaalanı Yazıları- Yol Arkadaşım’ı kast ediyorum… Yolculuk yapmaya heveslilerin kitabı bu. İçinde 20 ülke, 40 havaalanı kapısı ve 64 yol hikayesi var. Ayrıca müthiş denemeler, bilgilendirici ve düşündürücü tespitler. Kitabın daha en başında sorguluyor Gündüz Vassaf…
“Hangi havaalanına gitsem aklıma aynı şey takılıyor. Neden buraları kültürel faaliyetlerle zenginleştirmiyoruz?” diyor. Vassaf’a göre kültür endüstrileri dünya ekonomisinde en hızlı büyüyen sektör. Kültür alışverişinin yıllık hacmi ağır sanayiyi çoktan geride bıraktı. O zaman, herhangi bir havalimanında neden o ülkenin kültürüyle ilgili bir şeyler sunulmasın?
SİNEMA SALONU OLSA?
Neden Atatürk Havalimanı’nın bir köşesinde küçük bir İstanbul müzesi olmasın? Bir salonda resim sergisi olsa, güzel olmaz mı? Sinema salonları veya kütüphane olsa… Reklamlarla kandırılıp satın almaya ikna edildiğimiz onca lüzumsuz eşyanın yanısıra bir dirhem de kültür sunsalar…
Müthiş tespitler değil mi? Kısacası “havalimanlarına bir konsept lazım” diyor yazar Gündüz Vassaf. İyi tasarlanırsa öyle yerler olabilir ki havaalanları, günün birinde bir ülkeyi gömek için falanca havaalanına uçacağımıza, falanca havaalanını görebilmek için o ülkeye gidebiliriz. Yeni havalimanımız tasarlanırken bu sese kulak veren olur mu acaba?