Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED) Yönetim Kurulu Başkanı ve Yeni Birlik Gazetesi yazarı Musa Alioğlu bugünkü köşe yazısında, “ Sağlık Bakanlığı bir sıralama yaparak, kimlerin hangi meslek guruplarının ne zaman aşı olacağını belirlemiş. Fakat bu belirlemede bence birtakım hatalar var.” değerlendirmesinde bulundu.
Alioğlu’nın yazısı şöyle;
Sağlık Bakanlığı bir sıralama yaparak, kimlerin hangi meslek guruplarının ne zaman aşı olacağını belirlemiş. Fakat bu belirlemede bence birtakım hatalar var.
Türkiye’de nihayet Kovid-19 aşılama çalışmaları başladı. Şimdilik sadece Çin’den gelen bu aşının etkisi tartışılıyor.
Bu durum değerlendirme kriterlerinden kaynaklanıyor diyenlere inanmaktan başka çaremiz yok. Her ne kadar gelen aşı miktarı az olsa da, ilk olarak sağlık çalışanlarına aşı yapılmasına hiç bir itirazımız olamaz. Bu savaşta en ön safta oldukları için yapılan çok doğru.
Sağlık Bakanlığı bir sıralama yaparak, kimlerin hangi meslek guruplarının ne zaman aşı olacağını belirlemiş. Fakat bu belirlemede bence birtakım hatalar var.
Örneğin ulaştırma sektörünün sıralama yapılırken geride kaldığını görebiliyoruz.
Tabi ki, ulaştırma sektörü diyerek bir genelleme yapmanın ne kadar doğru olduğu da tartışılır. Şehir içinde veya şehirlerarası otobüste çalışan bir sürücü elbette riskli guruptadır, ama aracıyla yük taşıyan bir sürücü ne kadar risklidir tartışılır. Şu anda yolcu taşımacılığında en büyük ağırlık havayolu sektöründeki uçucular ve yolcu hizmetlerinde çalışan insanlardandır. Onlar risk taşıyanların başında gelmektedir. Bu nedenle pilotlar ve kabin memurlarının, yanı sıra kontuar ve diğer yerlerde görev yapan meydan çalışanlarının da acilen aşı olacaklar arasına alınması gerekmekte. Bu konu hakkında bir değerlendirme yapan kısa adı HAVASEN olan Havayolu Çalışanları Sendikası Yönetim Kurulu haklılık payı çok yüksek olan ve bizim de katıldığımız şu önemli ve doğru görüşleri ileri sürdü.
“Tüm dünyayı etkileyen ve yıkıcılığını giderek artıran küresel salgında, bazı aşılara kullanım onayı verilmesi ile umut verici bir sürece girilmiştir. Birçok ülke aşılamada belli bir mesafe kaydetmiş, Türkiye’de ise Çin Sinovac üretimi CoronaVac aşısından 3 milyon dozun ülkemize getirildiği açıklanmıştır. Sağlık Bakanlğı’nın planlamasına göre önceliğin; sağlık çalışanlarına, öğretmenlere ve emniyet mensuplarına verileceği anlaşılmaktadır. Bu planlama, en riskli temas gruplarının seçildiğini göstermektedir. Yapılan değerlendirme isabetli olmakla birlikte eksik olduğu düşünülmektedir.
Pandeminin başında gerek kargo ve gerek tahliye seferlerinde büyük risk altında görev yapan pilotlar, kabin memurları ve yolcuyla direkt veya dolaylı olarak da olsa teması olan havacılık çalışanlarının haziran ayından itibaren havayolu taşımacılığının göreceli olarak serbest bırakılması ile ciddi ve sürekli tehdit ile karşı karşıya kaldığı açıktır. Nitekim bu dönemde, havayolu işletmelerinin şeffaf bir şekilde bildirimde bulunmaması nedeniyle kesin bir sayı vermek mümkün olamasa da çok sayıda pilot, kabin memuru, kargo yükleme uzmanı ve teknisyenin söz konusu hastalığa yakalandığı bir bölümünün de yaşamını yitirdiği bilinmektedir. Uzmanlar, kapalı ortamlarda riskin arttığını belirtmektedir. Sosyal mesafeyi sağlamanın imkansız olduğu uçak yolculuklarında, üstelik yolcuların yeme-içme gereksinimleri için maskelerini çıkardıkları düşünüldüğünde uçuş personelinin 1 saatten başlayıp 10-12 saate ulaşan ve kapalı bir tüpün içinde gerçekleşen operasyonlarda önemli bir riske maruz kaldığı ortadadır. Özellikle kokpit gibi çok dar bir alanda saatler boyunca birlikte görev yapmak zorunda kalan pilotların, yolcuyla yakın temas etmek zorunda kalan kabin memurları ile operasyon gereği bir araya gelen havacılık çalışanlarının bulaş riskinin yüksek olması, ayrıca birtakım uçuşlarda, varış meydanlarında ekiplerin yatıya kalması ise riski daha da artırmaktadır. Böylece söz konusu çalışanların, kovide yakalanması bir yana ailelerine ve yakın çevrelerine de bulaştırma olasılığı da yükselmektedir.
Bu gerçeklerden hareketle; ülkemize getirilen 3 milyon doz aşı uygulanması sürecine, sayıları 30 bini geçmeyen pilot ve kabin memurları ile riske maruz kalan havacılık çalışanlarının, sağlık çalışanlarının ardından ivedilikle dahil edilmesi gerekmektedir. Konu ile ilgili olarak sendikamız HAVA-SEN, Cumhurbaşkanlığımız başta olmak üzere Sağlık Bakanlığına, ilgili bakanlıklara ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne resmi başvurularda bulunmuş olup, talebimizin havacılık işletmelerimizce de takip edilerek, uçuş ekiplerimizin sağlık ve yaşam haklarına sahip çıkma mücadelemize katılmaya davet ediyoruz. Saygılarımızla.”
Sendika, Başkan Seçim Seçkin Koçak imzasıyla bu görüşlerini ilgili bakanlıklar ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne de birer yazıyla bildirip, bu konuda yeni bir düzenleme yapılmasının istiyor. Bu çok haklı ve önemli bir talep olup, ilgili kurullar ve bakanlıklar tarafından acilen dikkate alınmalıdır. Her şeye ve zorluğa rağmen milyonlarca yolcunun taşınması konusunda, gece gündüz demeden, en zorlu ve tehlikeli coğrafyalara uçan tüm uçuculara bu konuda öncelik tanınması bence hiç kimseyi rahatsız etmeyecek. Bu konuda toplumsal bir mutabakatın olduğuna gönülden inananlardanım.
Sağlıklı yarınlara Türkiye’m.