Lisans Yerleştirme Sınavı sonuçlarının açıklanması ile yüz binlerce öğrenci için tercih süreci başladı. Bu zorlu tercih süreci içerisinde havacılıkla ilgili bir bölüm okumak istiyorsanız nelere dikkat etmelisiniz, biliyor musunuz?
Havacılık Yönetimi – Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği bölümlerini tercih etmeyi düşünen adayların tercih sürecinde nelere dikkat etmesi gerektiğine dair hazırladığımız yazıyla geleceğinize yön verirken attığınız adımdan daha emin olmanızı istiyoruz.
Özellikle 2003 yılındaki iç hatların serbestleşmesi sonrası gelişme gösteren Türk Sivil Havacılığında; uçak sayısında, hizmet verilen yolcu sayısında Avrupa ve Dünya ortalamalarının üzerinde bir gelişme yakalanmıştır. Bu gelişmelerde devletin havayolu taşımacılığına yaptığı yatırımların da etkisi çok büyüktür. Açılan havalimanları, yapılan hava ulaştırma anlaşmaları ve havayolu şirketlerine verilen destekler bunlardan sadece birkaçıdır. Tüm bu gelişmeler ışığında 2003 yılında 65 bin olan havacılık endüstrisindeki istihdam sayısı, bugün 200 binin üzerine çıkmıştır. Sektörün cirosu 2.2 milyar dolardan, 23.4 milyar dolarlara ulaşmıştır. Yakın gelecek “3. Havalimanı”nın tam olarak hizmete girmesiyle bu rakamların daha da büyüyeceği öngörülmektedir. Havacılıktaki gelişmeler bu şekilde yaşanırken, havacılığın farklı branşlarında çalışacak olan kalifiye personeli karşılamak amacıyla üniversitelerde kurulan havacılık programlarının sayısında da artış son sürat devam etmiştir. Havacılık programları içerisinde en dikkat çeken artış ise öğrencinin gelişimine bağlı olarak başta havayolu işletmelerinin farklı departmanları olmak üzere, yer hizmeti, temsil, güvenlik, terminal, ikram vb. havacılıkla ilgili birçok işletmede çalışabilecek kalifiye iş gücü yetiştirmek amacıyla kurulan dört yıllık “havacılık yönetimi” programlarıyla, iki yıllık “sivil hava ulaştırma işletmeciliği” programları dikkat çekmektedir.
2016 ÖSYS kılavuzuna göre; aynı amaca hizmet edip eğitim süreleri farklı olan bu iki program toplamda 30’u aşkın devlet ve vakıf üniversitelerinde 8 binin üzerinde kontenjan sunmaktadır. Açılan bunca bölüm ve programa istinaden en çok dikkat çeken ise, örgün ve uygulamaya dayalı bir eğitim gerektiren bu bölümün açıktan ve uzaktan da veriliyor olmasıdır. Anadolu Üniversitesi bünyesindeki 2050 kişilik kontenjan, Atatürk Üniversitesindeki 1519’luk kontenjan ve İstanbul Üniversitesindeki 1519’luk kontenjandan bunlara birer örnektir. 2016-17 ÖSYS kılavuzlarında yer alan 8,153 kişilik kontenjanın 5,088’ini açıktan ve uzaktan öğretim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Sektör bu kadar gelişirken, istihdam sayısı daha da artacakken açıktan veya uzaktan öğretim görenlerin bu istihdamı karşılama yeterli olup/olamayacağı büyük bir soru işareti olarak yer almaktadır. Bunun dışında kalan yaklaşık 3 bin öğrencinin öğrenim gördüğü örgün programlarındaki sıkıntı ise çok daha farklıdır.
EĞİTİM SÜRECİNDE SİZİ NELER BEKLİYOR?
Öğrencilerin büyük emekler sarf edip hayaller kurularak geldikleri örgün programlarında ise, öğrencilerin havacılık programı adı altında işletme veya turizm vb. derslerden oluşan müfredatlarla havacılığın eğitimine tabii tutulduğu görülmektedir. Bunun sebebi Sivil Havacılık Komisyon raporlarından da görüleceği üzere (15.09.2015) bu programlardaki öğretim elemanlarının çok büyük bir kısmının havacılık eğitimi (lisans) almayan kişilerden oluşmuş olması, ders müfredatlarının bu öğretim elemanlarının verebileceği derslere göre oluşturulmuş olmasıdır. Bu açıdan havacılık yönetimi ya da sivil hava ulaştırma işletmeciliği bölümünü düşünen adayların tercih etmesi gereken iki önemli nokta; okuldaki ders müfredatı ve okulun yeterliliğidir (öğretim elemanlarının lisans eğitimi ve varsa havacılık sektör tecrübesi, okul aktiviteleri, uygulama düzeyleri, sektörel çalışmaları vb.). Havacılık eğitimi almamış ve bunu da sektör tecrübesiyle birleştirmemiş öğretim elemanlarının vereceği havacılık eğitiminin yeterli olacağını düşünmek hata olacaktır. Özellikle ders müfredatlarında dikkat edilmesi gereken birkaç nokta da (özellikle MYO’larda) tekrarlanan derslerin olmasıdır. Yer hizmeti şirketlerinde 10-15 günlük eğitim programlarında verilen “Yer ve Yolcu Hizmetleri Eğitimi”nin havacılık okullarında Yer Hizmeti 1, Yer Hizmeti 2, Yolcu Hizmeti 1, Yolcu Hizmeti 2 gibi ayrı ayrı 56 haftalık dönemde anlatıldığı görülmektedir. Aslında bu bile sektörden ne kadar uzak kalındığının, ders olsun diye konulduğunun bir göstergesidir. Yine müfredat incelemelerinde;
-Avrupa Birliği ve Turizm, -Ülkeler ve Kültürleri,
-Konuk Ağırlama, -Seyahat İşletmeciliği,
-Rezervasyon Biletleme (Galileo) 1 ve 2,
-Seyahat Acentacılığı ve Tur Operatörlüğü,
-Yer Hizmetleri I, Yer Hizmetleri II (10 günlük eğitimler!)
-Yolcu Hizmetleri I, Yolcu Hizmetleri II (10 günlük eğitimler!)
gibi alanla alakası olmayan, olanlarında 4 döneme yayıldığı dersler müfredat kapsamında yer alırken, bir havacılık programı öğrencisinin en azından havacılık her konusunda yüzeysel olarak da olsa bilgi sahibi olmasını, havacılığı, uçuş emniyetini ve operasyonel süreçleri daha iyi kapsamasını sağlayacak aşağıdaki derslerin birçoğunun çoğu müfredatta yer almadığı görülmektedir:
-Hava Taşımacılığı
-Havacılık Emniyeti
-Genel Havacılık
-Model Uçak
-Havayolu Yönetimi
-Hava Hukuku
-Havaaracı Bakım Yönetimi
-Tehlikeli Maddeler
-Havayolu Pazarlaması
-Uçuş Planlama ve Aşamaları (Dispeç)
-Harekat Performans
-Hava Kargo Taşımacılığı
-Havaalanı Terminal İşletmeciliği
-Temel Uçak Bilgisi
-Sivil Havacılığa Giriş
-Hava Trafik Kuralları ve Hizmetleri
-Havaalanı Faaliyetleri ve Donanımı
-Meteoroloji
-Yer Hizmetleri ve Ramp
Fakülte düzeyinde havacılık eğitimi veren programların müfredatlarının sektör ihtiyaçlarına daha uygun oluşturulduğu görülmektedir. Bu noktada Anadolu Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi ve İskenderun Teknik Üniversitesi ders müfredatları örnek teşkil etmektedir. Ön lisans düzeyinde eğitim almayı planlayan öğrenci adayları ise çok daha dikkatli davranmak zorundadır. Dikey geçişle dört yıllık fakültelere geçiş yapmayı düşünen öğrencilerin alacakları dersleri saydırabilmeleri açısından ön lisanstaki müfredatları büyük önem taşımaktadır. MYO mezunu öğrencilerin dört yıllık fakültelere geçiş yaptıklarında birinci sınıftan başlamak istemiyorlarsa bu konuda bilhassa dikkat etmelidirler. Bu konuda da Akdeniz Üniversitesi – Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği (2 yıllık) gerek ders müfredatıyla gerekse de yapılan etkinliklerle örnek gösterilebilir.
OKULDAN BİR GÖRÜŞ, ONLAR NE YAPIYORLAR?
Bu konuda düşüncelerini bizle de paylaşan Akdeniz Üniversitesi – Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği program ve bölüm koordinatörü Ali Ceyhun CAM; yukarıdaki süreçleri havacılık eğitimi almayan kişilerin, havacılıktan çıkar elde etmek amacıyla bölümleri açtıklarını belirtmiştir. Bölümleri açalım da gerisi kolay anlayışının yanlış olduğunu, önce doğru öğretim elemanlarıyla bir araya gelinerek, sektör tavsiyeleri ışığında oluşturulacak doğru müfredatlarla havacılığın eğitim programlarının kalitesinin artacağını vurgulamıştır. Sektör-üniversite iş birliğine de değinen Cam, Akdeniz üniversitesi olarak kendi öncülüğünde her yıl daha iyi eğitim içim teori ve uygulamayı birleştirmeye çalıştıklarını belirtmiştir. Geçtiğim eğitim öğretim yılı içerisinde Türk Hava Kurumu Antalya Şubesinin de desteğiyle 100’e yakın öğrenciye okul bünyesinde model uçak eğitimi verildiğini, üç kez uçak başı eğitim verildiğini, yine üç öğrenciye yamaç paraşütü ve temel havacılık yaz kampı verildiğini belirtmiştir. Ayrıca okul bünyesinde kurulan simülatör üzerinden de derslerin anlatıldığını vurgulamıştır. Ayrıca derslerin içeriğine göre her yıl okulda sektörün duayen isimlerinin misafir edildiğini belirtmiştir. Bu etkinliklerde dağıtılan farklı ödüller kapsamında beş öğrencinin de H. Emre KOÇ kaptanın önderliğinde Antalya semalarında Gyro-copter gezisi yaptığını belirtmiştir. Yine sadece bu dönem içerisinde şanslı 22 öğrencimiz IFTC Antalya’nın desteğiyle Boeing 737 Simülatörlerinde uçuş yapma şansı yakaladığını, mock-up eğitimlerini yakından tatbik ettiğini vurgulamıştır. Ayrıca her yıl terminal ve havayolu ya da yer hizmeti şirketlerine geziler düzenlendiğini belirtmiştir. Sadece bunlarla da kalmayarak yine sektör destekleriyle yamaç paraşütü gibi etkinliklerin yanında, sosyal sorumluluklarını da yerine getirdiklerini belirtmiştir.