Bağımsız Havacılar

Japonya hidrojen yakıtlı yolcu uçağı üretimine geçiyor

Japonya hükümeti, birden fazla şirketin katılımını teşvik ederek ve teknoloji standartlarının oluşturulmasına yardımcı olarak, Mitsubishi Heavy Industries’in SpaceJet’inin kaderini belirleyen tuzaklardan kaçınmayı umarken, yeni nesil bir yolcu uçağı geliştirmek için özel sektörle işbirliği yapma planını açıkladı.

Kamu-özel projesi başarısız Mitsubishi jetinden ders alacak.

Nikkei Asia’da yer alan habere göre, Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakan Yardımcısı Kazuchika Iwata, “Uçak endüstrisini parça tedarikçisi olmaktan, katma değerli ürünler sağlama konusunda inisiyatif alabilen bir endüstriye dönüştürmeyi hedefliyoruz. SpaceJet’ten öğrenilen kamu ve özel bilgi ve deneyimlerden (yeni nesil uçakların geliştirilmesi için) yararlanmak bizim görevimizdir.” dedi.

Projenin, hidrojen yanmalı motorların geliştirilmesi de dahil olmak üzere, şu anda yaygın olan jet motorlarının ötesindeki tahrik sistemlerini keşfetmesi bekleniyor.

Kamu ve özel sektör, uçağın 2035 yılı civarında piyasaya sürülmesi için birlikte 5 trilyon yen (33 milyar dolar) yatırım yapacak.

Mitsubishi Heavy jeti projesini sonlandıktan sonra Japonya’da yolcu uçağı geliştirme çalışmaları yapılmadı. Bu proje 2008 yılında hükümetin araştırma fonu olarak 50 milyar yen ile başladı ancak artan gecikmeler ve uygulanabilirlik endişeleri nedeniyle 2023’te durduruldu.

SpaceJet’in geliştirilmesi tek bir şirket tarafından gerçekleştirilirken, hükümet desteği özellikle araştırmaya odaklandı; bu iki faktörün projenin çöküşüne katkıda bulunduğu görüldü.

Japonya’nın yeni stratejisi, Mitsubishi Heavy gibi üreticilerin yanı sıra hidrojen motorlarında öncü olan parça şirketleri ve otomobil üreticilerinden oluşan bir geliştirme ekibini öngörüyor. Yurt dışındaki şirketlerle işbirliği de düşünülüyor.

Devlet desteği, uluslararası teknoloji standartlarının oluşturulmasını, istikrarlı parça tedarikine yönelik desteği ve test yöntemlerinin oluşturulmasını içerecek şekilde genişletilecek. Finansman öncelikli olarak tahvil (borçlanma) yoluyla sağlanacak.

Havacılık sektörünün tedarik zincirinin tepesinde uçak üreticileri yer alıyor. Japonya parça konusunda güçlü yanlarıyla övünse de yerli sanayi, yalnızca yurt dışındaki uçak üreticilerinin siparişlerine yanıt olarak parça üretirse rekabet gücünü kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacak.

Küresel endüstri, 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmayı hedefliyor ve bu da karbonsuz malzeme ve teknolojiye olan talebi artırıyor. Japonya, uçağın geliştirilmesinin aynı zamanda parçaların ve diğer ilgili teknolojilerin katma değerini de artırmasını umuyor.

Facebook ile Yorum Yapın
Exit mobile version