Pakistan Uluslararası Havayolları (PIA)’nın PK8303 uçuş numaralı Airbus320 yolcu uçağının dün 22.05.2020 günü Karaçi’nin Cinnah Uluslarası Havalimanına iki defa iniş denemesi yaptıktan sonra Karaçi şehri yakınlarına düştüğünü ve ilk belirlemelere göre bir yolcu dışında, yolcu ve mürettebattan kurtulan olmadığını üzüntüyle öğrendik.
Televizyon haberlerinde, kaptan pilotun Cinnah Havalimanı kulesi ile yaptığı radio konuşmasında, önce iniş takımlarının açılmadığını ve sonra da iki motoru da kaybettiğini ( motorların inopere olduğunu) bildirdiği, ve “Mayday” çağrısı yaptığını ve uçağın düşüş görüntülerini izledik.
Hava Aracı kazalarının hemen ardından medyada olaya büyük bir ilgi doğmakta ve kazanın oluş nedenleri ile tahminler ve yorumlar yapılmakta ve hatta sorumlular saptanmaktadır. Bu olayda da, henüz başlamadı, lakin bugünden itibaren media havacılık uzmanları yorumlara başlayacaklardır. Bu yorumlar başlamadan önce Pakistan’daki otoritelere çok önemli bir öneri yapmak istiyorum.
Kaza sonrası, kaza yerinde yapılacak inceleme ve araştırmalar sırasında bulunacak olan uçağa ait karakutu olarak isimlendirilen, ancak turuncu renkte olan, çok sağlam metal kasa (kutu) içinde bulunan CVR (Cockpit Voice Recorder) ile FDR (Flight Data Recorder)’un çok sıkı emniyet ve koruma altına alınmasını, yetkili akredite uzmanların katılımıyla ve akredite kuruluşlarda, kaza ile ilgili tarafların katılımıyla birlikte bu kayıtların açılması ve durumlarının saptanarak çözümlerinin yapılmasını sağlamaları, tüm ilgililer için hayati önemdedir.
Uçak kazaları tarihçesine baktığımızda, özellikle son on yıl içerisinde meydan gelmiş iki kaza bu konuda not edilmelidir. Özellikle not aldığım kaza, Germanwings Havayollarının 9525 uçuş numaralı Airbus A-320-211 uçağının, Barcelona-Dusseldorf uçuşunu yaparken 24.03.2015 günü Fransa’nın Digne-les-Baines bölgesinde düşüşüdür.
Germanwings kazasından sonra kaza yerinde yapılan araştırmalar sırasında kara kutular, CVR ve FDR kutuları bulunmuş ve medyada yer alan haberlerde “FDR” uçuş verileri kayıt kutusunda ana bilgileri içeren çok önemli bir chip’in kayıp olduğu yer almıştır. Aradan on gün geçtikten sonra da, nasıl olduysa bu chip’in bulunduğu ve yerine takıldığı duyurulmuştur. Daha sonra ise uçağın, kaptan pilotun tuvalet ihtiyacı için kokpitten ayrılmasından sonra kokpitte kalan ve kumandada olan first officer (ikinci pilot)’un intihar için uçağı düşürdüğü, düşüşün nedeni olarak “hava aracı kazası ön rapor ve nihai rapor”’da yer almış ve duyurulmuştur. Kaza sonucu, pilotun intihar için uçağı düşürmesi olarak kayıtlarda yer almıştır. Yılların hava hukuku alanında çalışan bir avukat olarak bu sonuca ben inanmadım ve halen de inanmıyorum.
Pilot intiharı savunması, 01.11.1999’da New York-Kahire uçuşunu yaparken ABD’de okyanusa düşen Mısır Havayolları (Egypt Air)’e ait Boeing 767-300 uçağının kazasında da ileri sürülmüştü. First officer’ın intihar için uçağı düşürdüğü iddia edilmişti.
PIA PK8303 uçuş numaralı Airbus 320 kazası sonrasında da, benzer iddialar ve chip kayıpları gibi olasılıkları dikkate alarak, özellikle kaza sonrası açılacak davalarda hak kayıplarına mahal vermemek ve en önemlisi ileride böyle bir felaketin tekrar yaşanmasını önleyebilmek amacıyla kazanın gerçek sebebinin saptanabilmesi için, öncelikle karakutuların ve diğer tüm delillerin EMNİYETE ALINMASI VE KORUNMASI gerekir.
Av. Yaşar Öztürk
ozturkylaw@ttmail.com