Program yapımcısı Adem Metan’ın konuğu Pegasus Havayolları Genel Müdürü Mehmet Tevfik Nane oldu. Nane, programda hayatına dair sorulan bütün sorulara cevap verdi.
Radyo Viva’nın sevilen program yapımcısı Adem Metan’ın konuğu Pegasus Havayolları Genel Müdürü Mehmet Tevfik Nane oldu. Türkiye’deki hava ulaşımının ulaştığı nokta ve kullanılan teknoloji konusunda önemli bilgiler paylaşan Nane, başarılı iş yaşamı ile ilgili sırlarını da açıkladı. Ekip ruhunun önemine dikkat çeken Nane, “İyi yönetici olabilirsiniz ancak büyük bir ekibi tek başınıza yönetemezsiniz. Ben, kendim gibi olmaya çalışıyorum. Önceden, TeknoSA; CarrefourSA’da da böyle çalıştım. Kendim gibi oluyorum. Bu da birbirimizle yakınlaşmamızı sağlıyor. Adil davrandığınızı ekip içinde göstermeliyiz. Evde, çevremizde, arkadaşlarımız arasında adil olmak zorundayız. Yapamayacağım sözü vermem” dedi.
“Babam anahtarları bana teslim etti”
Perakendeciliğin dedesinin mesleği olduğunu, babasının da muhasebecilik ve dükkancılık yaptığını da anlatan Nane, kendisinin de 3 yaşından 1993’e kadar dükkanda çalıştığını söyledi. Nane, bir süre sonra babasının kendisine kasanın ve dükkanın anahtarını teslim ettiğini kaydetti.
“170 milyon yolcu taşımışız”
Yine bir soru üzerine Türkiye’nin önemli bir havayolu şirketinin genel müdürü olmanın güzel bir duygu olduğunu da ifade eden Nane, havacılık mesleğini kendisinin tercih ettiğini anlattı. Havacılığın, insanın kendisini gösterebilecek bir iş kolu olduğunu da vurgulayan Nane, sözlerini şöyle sürdürdü: “‘Havacılığı biz başlatmadık ama biz değiştirdik’, diye sloganımız var. Havacılık, farklılık oluşturulduğunda anında cevap alınabilen işkolu. İlk 9 ayda 24 milyon misafir taşıdık. Yılsonu bu rakam 26 milyonlara gidiyor. Bu büyük bir rakam. 2005 yılında Esas Holding Pegasus’u aldıktan sonra bugüne kadar geçen sürede biz 170 milyon yolcu taşımışız. Türkiye’yi iki kere neredeyse taşımışız. Burada yaptığınız şey misafire anında ulaşıyor. Anında da cevabını görüyorsunuz. Günde 80-ile 100 bin arası yolcu taşıyorsunuz. Ayda 2 milyon ve yazın da 3 milyon yolcu taşıyoruz”.
Günlük 80 ile 100 bin adet, yıllık da 25 milyonun üzerinde sınır ucu açık feedback gerçekleştiğini belirten Nane, perakendede gıda malzemesi veya elektronik malzeme satıldığını ancak havacılıkta koltuk sattıklarını söyledi. Koltuğun bozulan bir şey olduğunu da belirten Nane, bu sözlerine de şöyle açıklık getirdi: “Uçak kalkana kadar koltuğu sattınız, sattınız. Satamadınız mı az gelirle şirketin gelirlerini karşılamaya çalışırsınız. Artık o koltuk bozulmuş bir üründür. Size değer oluşturmaz. Az gelirinizle gideri karşılamaya çalışıyorsunuz”.
“Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız vizyoner bir karar aldı”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’a da teşekkür eden Nane, Türk havacılığın kaderinin 2003’ten itibaren değiştiğini anlattı. Vizyoner bir karar alındığını belirten Nane, yolcu başına alınan verginin düşürüldüğünü ve maliyetlerin aşağı çekildiğini söyledi. Nane, havacılık alanındaki olumlu gelişmeleri şöyle anlattı: “Uçağın en büyük gider kalemi tek başına yüzde 25 yakıt, diğeri yüzde 25 personel gideridir. Tek kalem indirimi maliyet avantajı sağlar. İkinci karar da yakıtta KDV ve bazı vergilerin azaltılması. Uçuş başına alınan ücretin azaltılması Türkiye’de uçak biletlerinin ucuzlamasına sebep oldu. O karar, Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız tarafından bilinçli yapılan bir aksiyondu. Bu sayede ülkemizde şu an 55 ilimizde havalimanı var. Oysa önceden 14 yerde vardı. Uçmak bir lükstü. Hak haline geldi”.
“Pegasus vizyoner kararın destekleyicisi oldu”
Pegasus’un da önemli hizmetler verdiğini söyleyen Nane, 1990’da kurulduktan sonra yalnızca charter uçuş yaptığını, tarifeli uçuş yapmadığını kaydetti. 2005’te Esas Holding’in satın almasının ardından ise şirketin tarifeli uçuşa geçtiğini hatırlattı. Nane, “Pegasus, Türikye’de olmayan düşük maliyetli havayolu modeline geçti. Pegasus, Türkiye’de siyasi iradenin aldığı bu vizyoner kararın önemli destekleyicisi oldu. ‘Low cost carrier’ ne demek? Misal, ben Ankara’ya sıkça gidiyorum. Giderken genelde uçakta bir şey yemiyorum, içmiyorum. Hatta dönüşte yorgunsam kestiriyorum. Bagajım da olmuyor. Normalde uçak bileti fiyatlaması yapılırken, ortalama bir ağırlık üstünden yapılıyor. Uçakta ağırlık ne kadar artarsa yakıt yakma ihtiyacı o kadar artıyor. Fazla maliyet de yakıt demek. Benim bagajım yok. Elimde dosyamla gidiyorum. Yemek yemiyorum ve bir şey içmiyorum. Normalde fiyatlama yapılırken, ortalama bir sandviç veya yemek yediğiniz, bir şey içtiğinizde, belli ağırlıkta bagaj taşıdığınız da hesap ona göre göre yapılır. Bizde ise kanuni limit bagaj hakkınız ne ise o sadece oturduğunuz koltukladır. Ek bagaj taşımak, ek yiyecek içecek, ihtiyacınız varsa o sizin biletinize dahil değil. Yemek yediğiniz biletinin bir kısmını yemeyen de ödüyor. ‘Ben, yemek istiyorum’, diyorsanız, internette sipariş vermeniz halinde size suşi veya bonfile de ikram ediyoruz. Geçen yıl havayolları arasında düzenlenen yarışmada ‘bonfile’ birinci seçildi”.
“Doğum günü pastası getirtiyoruz”
Kendi şirketlerinde business yolculuk olmadığını da vurgulayan Nane, olan uçaklarda 156 yolcunun uçabildiğini söyledi. Ancak Pegasus’ta ise tipine göre 186 veya 189 yolcu uçabildiğini bildiren Nane, maliyeti böyle indirdiklerini, rahat yolculuk yapmak isteyenler için de bu kıvamda 18 koltuk ayırdıklarını kaydetti. Nane, “Dünyada da artık diğer modeli seçenler de çıkış koltuklarını ücretle satmaya başladılar. Burada önemli olan misafirin ödediği paraya değer oluşturmaktır. Uçmak isteyen uçar, Business konfor isteyen bonfile veya suşi alır. Doğum günü sürpriz yapmak isteyene doğum günü pastası da getirtiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Metro ve metrobüsü sık kullanıyorum”
Her gün ortalama 12 saat çalıştığını da kaydeden Nane, araba merakı olmadığını çoğu zaman ulaşım araçlarını kullandığını söyledi. Geçen Çarşamba günü Maltepe’de Bingöl Tanıtım Günleri’nin açılışına katıldığını hatırlatan Nane, Zorlu Performans Sanatları Merkezindeki konsere yetişmek için metro ve metrobüsü tercih ettiğini söyledi.
“Pazar günleri evden çıkmam”
Aile yaşamıyla ilgili soruları da cevaplayan Nane, Pazar günü önemli bir konu olmadığında evden dışarı çıkmadığını ve hafta sonunu ailesiyle geçirdiğini belirtti. Uzun mesafe yüzmeyi ve yürümeyi sevdiğini de ifade eden Nane, Boğazda her yıl düzenlenen yarışa şnorkel kullandığı için katılamadığını da söyledi.
Bir soru üzerine çocuklarının kariyer planlamasında karar verecek ortamı sağlamaya çalıştığını da belirten Nane, “Çalışma arkadaşlarıma ekip çalışması yaptığımızı söylüyorum. Hepsi konusunda uzman. Ben onların uzmanlıklarını göstereceği sahayı sağlamaya çalışıyorum” dedi.
Emlakbank, Demirbank, Sabancı Holding’te tecrübe kazandığını da anlatan Nane, bunlardan ders çıkardığını, sürekli iyileştirme ve geliştirme için çalıştığını söyledi. Nane, işi farklı yöntemlerle yapmanın önem kazandığını kaydetti.
“İş yapıyorsanız hata yaparsınız”
İş yapan insanın hata yapabileceğini de vurgulayan Nane, önemli olanın bilerek yapılmaması ve tekrar edilmemesi olduğunu kaydederek, “O hatayı bile bile yapmak benim nezdimde hainlikle eşdeğerdir. Hatadan ders almalıyız. Havacılıkta adil kültür denen bir oluşum var. Bu kültür, ‘Bir hata yaptığınızda, bu hayatı saklama söyle’ der. Biz hata yaptığımızda hangi otorite bakıyorsa, diyoruz ki; “Biz bu konuda şöyle bir hata yaptık. Yaptığımız incelemede bu hatanın yapılma nedeni budur. Bu hatanın tekrar edilmemesi için bu tedbirleri aldık. Hatayı yapan arkadaşlarımıza da bu eğitimlerle bu hatayı yapmamalarını sağlayacağız” diyoruz. Hayatta geride hoş sada bırakmanın önemine vurgu yapan Nane, her noktada çalışmak gerektiğini anlatarak şu tavsiyelerde bulundu: “Emek verelim ve duamızı da edelim. Sürekli Besmele çekip, dükkanın kapısını açmazsan müşteri gelmez. Maymun iştahlılık, gelip geçici kısa hevesler, iniş çıkışlar, egoyu tatmin edecek olaylar bizi uzak yola götürmez. Asıl olan maraton koşuculuğudur. Hayat uzun yoldur. Önemli olan nasıl başladığın değil, nasıl bitirdiğindir” şeklinde konuştu.
“Şirkette yemek kuyruğuna giriyorum, çantamı x ray cihazına bırakıyorum”
Yaka kartı taktığının hatırlatılması üzerine de ilginç bilgiler veren Nane, şirkette bütünlük sağlamaya çalıştıklarını belirterek, yemek kuyruğuna girdiğini, güvenlikten geçerken x ray cihazına eşyalarını bıraktığını anlattı. Nane, rol model olarak örnek davranışlarda bulunmaya çalıştığını söyleyerek, makamların ego tatmin yeri olmadığını anlattı.
“Ampute takımımızdan Allah razı olsun”
Sıkça basketbol ve futbol maçlarına gittiğini de anlatan Nane, A Milli Futbol Takımının başarısızlığına da değindi. Ampute Milli Takımının başarısının da altını çizen Nane, bu başarıya iyi demenin de yetmeyeceğini vurguladı.
Nane, “Ampute takımımızın tanımı gönülden oynamasıdır. Kendilerini o maça verdiler. Hayat da böyle değil mi? Bir işi gönülden yapıyorsanız ne işi yaparsanız yapın, değer yaratır, fark edilirsiniz. O çocuklar gönlünü ortaya koydu. Allah razı olsun. Dünya Kupasına gidemeyen, milyon dolarlık futbolcularıyla başarı elde edemeyen Türkiye’nin gururu oldular” diye konuştu.
Süper Lig’i de değerlendiren Nane, henüz bir şey söylemek için erken olduğunu belirtti. Nane, transferler yapan takımların yerine oturması ve ilk yarının sonlarına doğru maçların daha zevkli olacağını savundu.