Polonya hükümeti, başkent Varşova yakınlarına Avrupa’nın en büyük havalimanlarından birini inşa etmeyi planlıyor. Yaklaşık 16,5 milyar Avroluk projeye göre, 2027’de açılması planlanan havalimanı ilk etapta yılda 45 milyon yolcu kapasitesiyle hizmet verecek. Sonraki yıllarda ise bu sayı 100 milyona çıkarılacak.
Üç bin hektarlık bir alan üzerine kurulması öngörülen havalimanının, Varşova ile Lodz kentleri arasında ve başkentteki ana tren garına 15 dakikalık mesafede inşa edilmesi planlanıyor.
Projenin hayata geçirilmesinden sonra Varşova’daki Frederic Chopin Havalimanı kapatılacak. Havalimanı’nın etrafının binalarla dolması ve büyüyememesi, Polonya sivil havacılığının en büyük sorunlarından biri haline gelmişti.
Varşova’nın 45 kilometre dışında güneybatı yönünde inşa edilecek ve tüm ülkeyi demiryoluyla 2,5 saatten daha kısa sürede birbirine bağlayacak havalimanına, (*) ” Solidarnosc – Dayanışma ” (*) adı verilecek.
Proje şirketinin yüzde 100 sahibi olan Polonya hükümeti, ilk aşamada 2,8 milyar euro’luk ödeneği Kasım ayı başlarında onaylandı.
Havalimanı inşaatı için üç şirket başvurdu
Innsbruck merkezli Avusturyalı ILF ve Stuttgart’ta bulunan Airport Consulting Partners: 100’ün üzerinde havalimanının planlanması ve geliştirilmesinde görev aldı. Örneğin, Abu Dabi Havalimanı’nda ana terminalin inşasını, Zürih ve Viyana’daki pistlerin yenilenmesini ve Bulgaristan’da Burgaz Havalimanı’nın genişletilmesini planladı. Şirket, Filipinlerin başkenti Manila’da ve Türkmenistan’ın ikinci büyük şehri Türkmenabat’ta yeni havalimanlarının inşasını planladı.
Polonya’da da faaliyet gösteren şirket, 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda, Wroclaw Havalimanı’nda hava trafik, inşaat yönetimi ve denetimini de üstlendi.
Groupe ADP
Bir Fransız-İspanyol konsorsiyumu olan ve dünya çapında faaliyet gösteren Paris merkezli şirket Aéroports de Paris ve Idom birlikte başvuruda bulundu .Groupe ADP adı altında 2016’dan beri Paris Aéroport markası altında toplanan şirket Paris uluslararası havalimanları Charles de Gaulle Havalimanı, Orly Havalimanı ve Le Bourget Havalimanı’nın sahibi ve işletmecisi. Groupe ADP dünya çapında 50 ülkede 125 havalimanında faaliyet gösterirken, Mayıs 2012’den beri Groupe ADP, TAV Havalimanları’nın yüzde 46,12 hissesini elinde bulunduruyor.
Polonya sosyal medyasında, Fransız Grubun söz konusu ihaleyi kazanması durumunda, TAV Havalimanları’nın da havalimanı inşaatında yer alabileceği tartışılıyor.
TAV Havalimanları
Dünyanın önde gelen havalimanı işletmecileri arasında yer alan TAV Havalimanları, Türkiye’de Antalya, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Milas Bodrum ve Gazipaşa Alanya havalimanlarını işletiyor. TAV yurtdışında ise Gürcistan’ın Tiflis ve Batum, Tunus’un Monastır ve Enfidha-Hammamet, Makedonya’nın Üsküp ile Ohrid, Suudi Arabistan’ın Medine ve Hırvatistan’ın Zagreb Havalimanı’nda faaliyet gösteriyor. Holding, duty free, yiyecek-içecek hizmetleri, yer hizmetleri, bilişim, güvenlik ve işletme hizmetleri gibi havalimanı operasyonunun diğer alanlarında da faaliyet gösteriyor. Bu çerçevede TAV Havalimanları, Letonya’nın Riga Havalimanı’nda da duty free, yiyecek içecek ve diğer ticari alanların işletmesini gerçekleştiriyor. Şirket 2019’da iştirakleriyle birlikte yaklaşık 600 bin uçak seferine ve 89 milyon yolcuya hizmet sundu.
Netherlands Airport Consultants (NACO)
Hollandalı grup, 65 yılı aşkın bir süredir dünyanın dört bir yanındaki havalimanlarıı planlaması ve danışmanlık hizmeti veriyor. Müşterileri arasında Frankfurt, Amsterdam-Schiphol ve Singapur-Changi gibi büyük uluslararası merkezler bulunmaktadır. Merkezi Hollanda’nın Lahey şehrinde bulunan NACO’nun Güney Afrika, Meksika, Tayvan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde şubeleri bulunuyor.
Polonya Hükümeti, projenin 2022’de hayata geçmesi ve temel atma töreninin bir yıl sonra yapılmasını istiyor.
Polonya aynı zamanda havalimanı odaklı demiryolu ağını da genişletecek. 2023’ten 2034’e kadar 1.600 kilometreden fazla yeni demiryolunun inşası planlanıyor.
Havalimanında sadece bir büyük terminali ve Atlanta’daki Hartsfield-Jackson Havalimanı’na benzer şekilde, apronun ortasında da uzun, paralel bir uydu terminali olacak. Yolcular bu yeraltına ana terminalden ulaşabilecek. Ayrıca, tren istasyonu ve terminalin hemen yanında büyük bir otopark planlanıyor.
Havalimanının diğer tarafında hava kargo ve bakım salonlarının yanı sıra itfaiye, yakıt deposu, ikram ve enerji temini gibi önemli altyapı binaları yer alacak. De-Icing istasyonu da pist başlangıç noktasına yakın alanda planlandı.
Modern Polonya’nın en büyük projesi
Proje sadece Polonya’daki havacılık endüstrisi için değil, tüm ülke için de önemli. 45 milyon yolculu ilk etabın inşaatının yaklaşık 8,1 milyar avroya eşit olması bekleniyor.
Konuyla ilgili Polonya basınına konuşan Havalimanı projesinden sorumlu Altyapı Bakan Yardımcısı Mikolaj Wild, ” Bu Polonya’nın modern tarihindeki en büyük proje” dedi.
(*) “Solidarnosc – Dayanışma” hareketinin tarihi
“Sizin ve bizim özgürlüğümüz için” sloganıyla yola çıkan Dayanışma sendikası,
1980’de Polonya’nın Gdansk şehrindeki tersanelerde birkaç muhalif işçinin öncülüğünde kurulmuştu.
3 genç işçinin ve rejim muhalifi faaliyetleri nedeniyle yıllar önce tersaneden çıkarılan Lech Walesa’nın girişimiyle kurulan sendika bir anda çığ gibi büyümüş, Komünist yönetimle grevdeki tersane işçileri arasında yapılan Gdansk Anlaşması’ndan sadece birkaç ay sonra da, 10 milyon üyesiyle ulusal bir siyasî harekete dönüşmüştü.
Polonya’da Dayanışma hareketi ve komünist yönetimin birlikte varoluşu 16 ay sürdü.
Bir yandan Dayanışma Sendikası’nın içerden gösterdiği derin direniş ve öte yandan yine Polonya asıllı olan Papa 2. Jean Paul’un uluslararası faaliyetleri, Polonya’da rejimi köşeye sıkıştırdı.
Sıkıyönetim ilan edildi, tanklar sokakları doldurdu, Dayanışma yandaşları toplu olarak tutuklandı.
Dayanışma Sendikası’nın Polonya’da açtığı yol, dönemin diğer sosyalist Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde cesaretlenen muhalefetin direnişi Sovyetler Birliği’nde Gorbaçov’un liderliğinde demokrasiyi hedefleyen Perestroika hareketini başlattı.
1989 yılı Dayanışma için yeniden doğuş oldu.
O yıl Polonya’da Komünizm sona erdi, bundan birkaç ay sonra da Berlin Duvarı yıkıldı.
Doğu Avrupa ülkeleri artık piyasa ekonomileriyle ve çoğulcu demokrasiyle tanışmaya başladı.
Polonya’da, Dayanışma hareketi tek başına iktidara geldi. Lech Walesa da cumhurbaşkanı oldu, hatta Nobel barış ödülüne layık görüldü.
Ancak ilk seçimlerde dayanışma hareketini tek başına iktidara taşıyan Polonyalı seçmenler, ikinci serbest seçimlerde kendini yenileyen Sosyalist Parti’ye tekrar şans tanıdılar. Dayanışma hareketi de zamanla kendi içinde parçalandı.
www.bagimsizhavacilar.com