Gelişen savunma ve taarruz konseptlerinde füzeler ön plana çıkmakta, uçaklar geri planda kalmaktadır. Füzeler, çok yüksek süratli, çok uzun menzilli ve artık giderek daha etkinlikle kontrol edilebilen platformlara dönüşmekteler. Bu değişimin ana tetikleyici faktörü “insan hayatının değerli olmasıdır”.
Yeni dünya düzeninde harekat konseptleri hızla değişiyor ve gelişiyor.
İnsanlar artık değer verdikleri şeyleri eskisi gibi “canları pahasına” korumak istemiyorlar. Bu hassasiyet özellikle gelişmiş ülkelerde en uç seviyededir. Bu ülkeler çok yakın gelecekte silahlı kuvvetler istihdam etmekte dahi zorlanacaklar. Hatta bu ülkeler, günümüzde dahi savaşlarını askerleri ile değil, taşeron silahlı şirketler vasıtasıyla yürütmekteder.
Harp konseptlerinin değişimini tetikleyen bir diğer ana etken ise; “ekonomi’dir”.
Ana silah platformlarının; savaş uçaklarının, savaş gemilerinin, ana muharebe tanklarının v.d. tedariki ve işletmesi, uluslara yüksek maliyetlere mal olmaktadır. Üstelik bu platformlar harp olsa da olmasa da kullanılmakta, dolasıyla harp varmış gibi yıpranmaktadırlar. Ama uluslar savunmaya harcadıkları kaynakları, refahlarını arttırmaya ayırma arzusundalar.
Ancak, insanın doğası gereği harbe de hazır olma zorunluluğu tarih boyunca vardı ve olacak.
Bu nedenle, uluslar; sürekli, hem insan hayatını tehlikeye atmayan, hem etkin hem de ekonomik olan harp silah ve araçlarının arayışı içindeler. Bulunan ve bilinen en optimum çözüm ise; “füze sistemleridir”.
Füzeler; ciddi taarruz ve savunma etkisi olan, caydırıcılığı çok yüksek, sürekli geliştirilen, teknolojisi sürekli yenilenen, özellikle uçaklara nazaran çok ekonomik sistemlerdir.
Gelişen savunma ve taarruz konseptlerinde füzeler ön plana çıkmakta, uçaklar geri planda kalmaktadır.
Füzeler, çok yüksek süratli, çok uzun menzilli ve artık giderek daha etkinlikle kontrol edilebilen platformlara dönüşmekteler.
Füzeleri sayıca çok ve uygun maliyetli imal edip, “sayısal etki” yaratmak ve/veya çok gelişmiş, daha pahalı ama sayıca az imal edip, “niteliksel etki” yaratmak mümkündür.
Benzer mantık uçaklar için de geçerlidir. Bundan sonra insansız uçaklar (İHA/SİHA) daha çok sayıda, insanlı uçaklar ise daha az sayıda olacaklar.
Yazının devamı için; TIKLAYINIZ