Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 22 Ağustos 2017’de muhtarlara yaptığı konuşmasında şunları söylemişti:
“Şimdi denizin üzerine havalimanı yapıyoruz, bunlar ‘İstemezük’ diyorlar. Kim bunlar? Komünistler, komünistler. İki ili, Artvin ve Rize’yi kucaklayacak bu havalimanı, adam ‘İstemezük’ diyor. Bu sol zihniyet, bu komünistler, bunlar hiçbir zaman vatansever, milliyetperver değildir.”
Erdoğan, durup dururken solculara veya komünistlere neden çatmıştı. Bilindiği gibi, İstanbul’a köprü yapılmasını protesto eden Dev-Genç, 1969’da Hakkari’de Zap Suyu’na köprü yapıp, adına da “Devrimci Gençlik Köprüsü” adını vermişti. Bu olay yeni bir şey yapılmasına karşı çıkanlara hep örnek gösterilir, zaman zaman gündeme getirilir.
Doğrusu, Erdoğan’ın ‘komünistler’ sözüyle CHP’yi kastetmediği açık seçip ortadaydı. Peki, kim ne demişti ki, Erdoğan böyle bir ithamda bulunmuştu.
Biraz araştırınca mesele ortaya çıktı. Meğer, Erdoğan’ın da hemşehrisi olan Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin Genel Başkanı Alper Taş, Ocak 2017’de Rize’de, Rize-Artvin Havalimanı ile ilgili olarak bazı iddialar ortaya atıp, eleştirilerde bulunmuş ve şu soruları sormuştu:
“1- Yapılması planlanan Rize Havalimanına yaklaşık 91 km. uzaklıkta Batum Havalimanı, 104 km. uzaklıkta Trabzon Havalimanı bulunmakta iken, yeni bir havalimanı gerçekten ihtiyaç mıdır? Bu havalimanının yapılması gerekli midir?
2. ÇED raporuna göre; bu havalimanı, Pazar ve Yeşilköy yerleşim yerleri arasına, kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında ve denize uygun dolgu malzemeleriyle doldurularak inşa edilecek. Yine ÇED raporuna göre, yapılan ilk metraj çalışmaları göz önüne alınarak toplam 88,5 milyon ton deniz dolgusuna ihtiyaç duyulmaktadır. Bozulması kolay, kendini yenilemesi zor, dünyanın en hassas ekosistemi, bu durumda 88,5 milyon ton deniz dolgusu ile kendini yenileyemeyecek kadar tahrip edilmeyecek mi?
3. Şehir merkezine çok yakın bir mesafede bulunan havalimanının yaratacağı kurşun, çinko, bakır gibi ağır metal kirliliklerin doğa ve insan üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler hesaplanmış mıdır? Bu konuda ne tür önlemler alınması düşünülmektedir?
4. 88,5 milyon ton dolgu malzemesi tedarik etmek için bölgede açılacak olan 4 yeni taş ocağı da geri dönüşü mümkün olmayan tahribata yol açmayacak mıdır? Taş ocaklarında yapılan patlatmalar, açığa çıkan toz ve gürültü ekosisteme ciddi bir biçimde zarar vermeyecek midir?”
Bu iddiaları Cumhurbaşkanı gündemine alınca, doğrusu gerçeğin ne olduğunu yetkili ağızlardan öğrenmek istedim. Bu nedenle Türkiye’de havalimanlarını yapan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’nü (AYGD) aradım ve derdimi anlattım. Konuya Bakanlık Basın Müşaviri Sayın Turan Özyanık, müdahil oldu ve de işin, gerekliliğini ve yapılanları Bakanlık adına cevapladı. Bakınız, bakanlık ne der;
“Ülkemizin stratejik konumu (kuzey-güney, doğu-batı arasında bir köprü konumunda olması), bulunduğu coğrafi konum, sahip olduğu alt ve üst yapı, etrafında bulunan 400 milyon nüfusa sahip pazara hitap etmesi, havayolu ulaşımının süratli, rahat ve emniyetli oluşu ve bu sahadaki dünya teknolojisinin sürekli ve hızlı bir şekilde gelişim içinde bulunması, diğer ulaşım araçlarına nazaran, yolcu ve kargo taşımacılığında hava taşımacılığının önemini daha da arttırmış ve dünya sivil havacılığına paralel olarak ülkemizde de bu alanda büyük gelişmeler kaydedilmiştir.”
Bakanlık açıklamasında, Rize-Artvin Havalimanı’nın gerekliliği vurgulanarak şöyle devam edildi:
“Bölgenin coğrafi konumu ve gerek bölgesel gerekse ülkesel kalkınma stratejileri göz önüne alındığında Bölgesel bir havalimanı niteliğinde olan projenin gerçekleştirilmesi, Rize ve Artvin’in kent merkezi ve turizm potansiyeli olan ilçelerinin gelişmesine ve Doğu Karadeniz bölgemize komşu ülkeler ile ticaretin gelişimine de katkıda bulunacaktır.
Ayrıca, Trabzon havalimanına yedek meydan olması özelliği ile de Doğu Karadeniz bölgesinin hava ulaşımının kesintisiz bir şekilde sağlanmasını temin edecektir.
Rize-Artvin Uluslararası Havalimanının açılması ile birlikte, özellikle coğrafi özellikleri nedeniyle karayolu ulaştırmasının oldukça güç gerçekleştiği Doğu Karadeniz bölgesinde yurt içi ve yurt dışı havayolu yolcu taşımacılığı için yeni bir alternatif oluşacaktır.
Özellikle Gürcistan sınırına kadar olan bölgede Trabzon havalimanına giden yolcunun bir kısmının Rize–Artvin havalimanına kayacağı beklenmektedir. Bu durumda, havaalanının yıllık 3.000.000 yolcuya hizmet vermesi beklenmektedir.”
UDH Bakanlığı açıklamasında “Rize-Artvin Uluslararası Havalimanının yapımı ile Rize, Artvin ve Doğu Karadeniz’in eşsiz coğrafyasında yer alan yaylalarına İstanbul ve Ankara başta olmak üzere havayolu ile hızlı, emniyetli ve konforlu ulaşım sağlanarak yurtiçi ve yurtdışı turizm potansiyelinin artacağı öngörülmektedir. Bu doğrultuda, Doğu Karadeniz bölgesinin gelişimine ve ekonomisine artı değer katacaktır.
Rize-Artvin Uluslararası Havalimanının açılması ile karayolu ile yapılan yolcu ve yük taşımacılığının bir bölümü hava yoluna kayacaktır. Bu nedenle, bu havaalanının açılması ile karayolunda yapılan taşımacılıktan dolayı oluşan yakıt tüketimi, yol bakım ve onarım, trafik kazaları ve zamana bağlı giderlerden tasarruf sağlanacak ve karayolu trafiğindeki azalmaya bağlı olarak egzoz emisyon değerlerindeki azalış ile çevrenin korunmasına da katkı sağlanacaktır.” denildi.
Açıklamada, Rize-Artvin Havalimanının yapımı sırasında yaklaşık 2 bin kişiye, açıldıktan sonra da 300 kişiye iş imkanı sağlanacağı da ayrıca belirtildi.
Cumhurbaşkanı’nın kafa karışıklığını önlemeye yönelik bu çıkışının geniş bir açıklamasını sizlere aktarmanın, her türlü bol ve anlamsız iddianın da ortadan kalkmasına neden olacağını düşünüyorum.İyi uçuşlar Türkiye’m.
(Musa Alioğlu-Gazete Birlik)