Rusya; Avangard, Kinzhal ve şimdi de Tsirkon ile Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “yenilmez” olarak nitelendirdiği bir dizi hipersonik silahlar ile bu alandaki yarışa öncülük ediyor.
Moskova’nın bu yöndeki son adımı, bu hafta gemiden fırlatılan bir hipersonik füze, Tsirkon’un başarıyla tamamladığı testi oldu. Rusya’nın sahip olduğu en güçlü savaş gemilerinden Amiral Gorshkov fırkateyninden fırlatılan ve sesten yedi kat hızla hareket eden Tsirkon füzesi, Barents Denizi kıyısındaki bir hedefi vurmadan önce 350 kilometre yol aldı.
Bu yönde daha fazla testte başarı kaydedildiği takdirde Tsirkon füzesi, Rusya’nın Avangard hipersonik füze sistemi ve havadan fırlatılan Kinzhal füzelerinin yer aldığı cephaneliğe katılacak.
Hipersonik füzelerin izlenmesi ve engellenmesi, uçuş sırasında ses ve manevra hızının en az beş katı hızlarda hareket kabiliyetine sahip olmaları nedeniyle oldukça zor.
Rusya gelişmiş pozisyonda
Uzmanlar, Rusya’nın en azından şimdilik bu alandaki gelişmelerde üstünlük sağladığı konusunda hemfikirler.
Moskova merkezli bağımsız savunma analisti Alexander Golts, AFP’ye verdiği demeçte “Rusya dışında herhangi bir ülkenin hipersonik silahı yok. Ancak herkes onlardan istiyor” ifadelerini kullandı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2018’de yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, mevcut tüm savunma sistemlerinden kaçma yeteneğiyle övündüğü bir dizi hipersonik silahı tanıtmıştı.
ABD, Çin, Fransa ve diğer büyük güçler de yakında kendi hipersonik silahlarını geliştirmeye yönelik planları olduğunu uyurmuştu.
Moskova’daki Fransız-Rus Gözlemevi Müdür Yardımcısı Igor Delanoe “Ruslar, sahip oldukları üstünlüğün geçici olduğunun tamamen farkında. ABD’liler birkaç ay, en fazla bir buçuk ya da iki yıl içinde onlara yetişecek” açıklamasında bulundu.
Oyunun kurallarında askeri açıdan bir değişiklik yok
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby, Rusya’nın yeni hipersonik füzelerinin istikrarı bozabileceği ve önemli riskler teşkil edebileceğini söylerken bir NATO yetkilisi de silahların tansiyonun daha da yükselmesine ve yanlış hesaplama risklerine neden olacağını vurguladı.
Etkileyici olsalar da hipersoniklerin oyunu değiştirecek teknolojiler olmadığına dikkat çeken analistler bu silahlar ile uzayda balistik bir yörüngeyi takip edip ardından herhangi bir manevra yapmadan ABD topraklarını vurma kabiliyetine sahip normal bir savaş başlığı arasında askeri açıdan herhangi bir fark olmadığı görüşündeler.
Müzakere kartı
Rusya’nın dünyanın en büyük ikinci nükleer silah cephaneliği ve devasa balistik füze deposuyla düşmanlarını caydırmak için zaten fazlasıyla yetecek askeri kapasiteye sahip olması, yeni yüksek hızlı silahlara milyarlar harcamanın ne derece anlamlı olduğuna dair soruları gündeme getiriyor.
Stanford Üniversitesi Uluslararası Güvenlik ve İşbirliği Merkezi’nden araştırma görevlisi Cameron Tracy konuya dair şu değerlendirmede bulundu:
“Buradaki fikir, söz konusu silahları herhangi bir şey için kullanma zorunluluğu değil, başkasının geliştirebileceği herhangi bir silahın ilk önce sizde olacağını göstermektir. Böylece her zaman en son teknolojide kalırsınız.”
Bu gelişme aynı zamanda Washington ile müzakerelerde Putin’e koz veriyor.
Tracy açıklamasının devamında “Aslında kullanmayıp müzakerelerde pazarlık kozu olarak öne sürme düşüncesiyle yeni silah sistemleri geliştirmek, alışıldık bir stratejidir” dedi.
“Tehlikeli” yarış
Amerikan Bilim Adamları Federasyonu’nda (FAS) nükleer silahlar konusunda uzman Hans Kristensen’e göre bu oldukça tehlikeli bir yarış:
“Bu kesinlikle bir silahlanma yarışının açılış aşamasıdır. Hipersonik silahlar açısından gelişen daha küçük güçler görmemiz an meselesi. Bunun nasıl sonuçlanacağını gerçekten kimse bilmiyor. Bu şimdilik oldukça tehlikeli bir yarış. Füzelere nükleer yetenek ekledikleri takdirde daha da tehlikeli güvenlik sorunları patlak verecektir.”