Perşembe, Aralık 26, 2024

BU HAFTA İLK 5 HABER

Benzer Haberler

S-400 ve F-35 açmazında ABD, Rusya ve Türkiye’nin önünde hangi seçenekler var?

Türkiye’nin Rus yapımı S-400 hava savunma sistemini satın alması ve ABD yapımı F-35 savaş uçaklarının üretim programının takvimleri Ankara’nın transatlantik ilişkilerinin odağındaki güncelliğini korumaya devam ediyor.

Dünyanın iki büyük gücü arasında sıkışan Ankara’nın önümüzdeki dönemde sadece güvenlik ilişkilerini değil, küresel diplomasideki konumunu da belirleyecek olan S-400 / F-35 açmazının takviminin nasıl işlediği sürece dair ipucu verecek nitelikte.

Zira 23 Haziran’da İstanbul seçimlerinin hemen ardından dış politikada Ankara’yı zorlu tercihler bekliyor.

İlk başlarda ekim veya kasım ayları gibi gelmesi beklenen, ancak geliş tarihi daha sonra birçok kez değiştirilerek önce haziran olarak belirtilip, sonraki süreçte temmuz sonrası bir tarihe ötelenen S-400 sistemine yönelik personel eğitimi, mayıs ayında Rusya’da başlamıştı ve yakın bir tarihte tamamlandı.

Türkiye’de özel bir yazılım yüklenmesi sonrası geçtiğimiz hafta S-400 füze savunma sistemlerinin ikisinin üretim bandından çıktığı ve 27-28 Haziran’da ilk uygulamaları yerinde gerçekleştirmek için Rus bir ekibin Ankara’ya geleceği belirtiliyor.

İlk teslimatları Haziran 2018’de yapılan F-35’ler konusunda ise geçtiğimiz yıl kasım ayında ABD Savunma Bakanlığı’nın Kongre’ye sunduğu raporda, Türkiye’nin S-400 alımı söz konusu olursa F-35’lerin durumunun tehlikeye gireceği ve “ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası” (CAATSA) yaptırımlarının devreye sokulabileceğine dair ilk sinyal verilmişti.

Bu raporda Türkiye’ye alternatif hava ve savunma sistemi önerilmesi teklifi de yer alıyordu.

31 Temmuz kritik tarih

Bu yılın kasım ayında Türkiye’ye gelmesi beklenen ilk uçakların üretim programının dışına çıkarılmamak ve S-400 kararından cayması için Türkiye’ye Pentagon tarafından verilen son mühlet ise 31 Temmuz.

Dolayısıyla bu tarihten sonra Türkiye, ABD ve Rusya’nın önündeki seçenekler kritik önemde.

Bilkent Üniversitesi’nden yarı zamanlı öğretim görevlisi Çağlar Kurç’a göre; Rusya her durumda karlı çıkıyor zira Türkiye S-400’ü alsa da almasa da Rusya sistem için yapılan ödemeyi tutuyor.

Euronews Türkçe’ye konuşan Kurç, S-400 alınması durumunda ABD’nin iki şekilde tepki verebileceğini öngörüyor:

“Birincisi F-35’leri teslim etmez ve Türkiye’yi programdan çıkarır. İkinci seçenekte ise Türkiye F-35 programından çıkarmakla kalmaz Türkiye ve ABD arasındaki bütün savunma sanayi ilişkilerini kesebilir.”

ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Mike Andrews, 10 Haziran günü yaptığı açıklamada, Türk F-35 savaş uçaklarının artık Arizona’daki Amerikan Luke Hava Üssü’nde uçmadığını bildirdi. Açıklama, F-35 programının yavaşlatılması açısından ABD’nin attığı bir ilk adım olarak yorumlanıyor. Haziran-Kasım ayları arasında toplam 34 öğrenci pilotun Amerika’da eğitim alması planlanıyordu.

12 Haziran günü F-35’te yer alan ülke hükümetlerinin ve savunma sanayi şirketlerinin katılımıyla gerçekleşecek olan F-35 programı performans değerlendirme toplantısına ise Türkiye’nin katılımı beklenmiyor.

ABD’nin en pahalı savaş uçağı programı olarak kabul edilen F-35’in üretiminde önemli bir katılımcı olan Türkiye’nin bu programdan çıkarılmasının maliyetinin yaklaşık 12 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Ancak, S-400’den vazgeçmenin maliyetinin bu oranın çok daha altında olduğu da birçok uzman tarafından vurgulanıyor.

S-400 alınmaması durumunda, Kurç’a göre, Türkiye’nin hava savunma açığı devam edecek. Ancak bu açık yeni sistemler gelinceye kadar NATO üzerinden giderilebilir.

Ruslarla teknoloji transferi ufukta yok

Ankara, ABD’nin 2019 yılı sonuna kadar Patriot teslim edilmesine dair şartlı teklifini teknoloji transferi ve kredi opsiyonu olmaması sebebiyle reddetmişti. Bununla birlikte, S-400’ler konusunda da Türkiye ile Rusya arasında herhangi bir teknoloji transferi gündemde yok.

“S-400’ün iptalinin, Türkiye’nin Rusya’yla olan ilişkisi bozacağını sanmıyorum. Rusya halihazırda karlı bir durumda; zira NATO ittifakında ayrılık yarattı, sistemin parasını aldı. Rusya’nın iptal kararından kaybedeceği bir şey yok,” diyen Kurç’a göre, iptal kararı Türkiye ve müttefikleri arasındaki ilişkileri tamir etmek için bir adım olabilir.

Ankara merkezli düşünce kuruluşu SETA’da güvenlik araştırmacısı Murat Aslan, ABD ve Türkiye’nin; bir müttefik olarak anlaşma ve uzlaşma kültürünü tekrarlaması, S-400 / F-35 konusunda daha derinlere inmekten ziyade egemenliğe saygı çerçevesinde, asli sorunların çözülmesi gerektiği düşüncesinde.

Öte yandan, Kurç’a göre, S-400’de ısrar etmesi durumunda Türkiye’nin önünde iki seçenek kalıyor:

“Birincisi, ABD’nin yarattığı eksikliği, Avrupa ülkeleriyle olan savunma sanayi işbirliklerini arttırarak kapatmaya çalışır. Bu durumda, Türkiye’nin savunma sanayi üretimi ve ordunun lojistik ihtiyaçları fazla zarar görmez. Ancak içinde ABD teknolojisi olan hiçbir ürün, Avrupa’nın ürettiği silah sistemi de olsa, Türkiye’ye satılamaz.”

ABD ambargosuna Avrupa da katılabilir

Buna göre; Avrupalıların Türkiye’yle işbirliğine devam etmesi varsayımı altında, sadece ABD’ye ait olan teknolojiler bakımından belli derecede sıkıntı yaşanabilir. Fakat Kurç, ABD’nin olası ambargosuna Avrupa ülkelerinin de katılacağını düşünüyor:

“Çünkü ABD, Avrupa savunma sanayi şirketleri için Türkiye’den çok daha büyük bir piyasadır ve bunu tehlikeye atmak istemeyecekler. İkinci olarak da Türkiye’nin Rusya’yla yakınlaşmasını Avrupa ülkeleri de olumsuz karşılayacak.”

Uzmanlar ayrıca, Türkiye savunma sanayinin, yabancı girdiye dair ihtiyaçlarını Rusya ve Çin’den karşılamak zorunda kalması durumunda, bu ülkelerin Türkiye üzerindeki siyasi etkisinin artacağı uyarısında bulunuyor.

Dahası Kurç’a göre, Türkiye’nin farklı tedarikçileri birbiriyle yarıştıramadığı bir ortamda, Ankara’nın müzakere gücü de azalabilir.

“Egemenlik esaslarıyla bağlantılı bir karar”

SETA güvenlik uzmanı Arslan’a göre S-400 alım kararı, Türkiye’nin egemenlik esaslarıyla bağlantılı olarak okunmalı.

“Türkiye’nin hava savunma gereksinimlerini, en uygun sistem ve en uygun tedarikçiyle çözmesi gerek. Eğer ABD hükümeti Patriot satışı yapmaz ise Türkiye doğal olarak yeni bir tedarikçi arayışına girer” diyor Arslan ve ekliyor:

“S-400 Patriot’un aksine, uzun menzilli ve yüksek irtifada hava savunma kalkanı sağlıyor. ABD hükümeti siyasi olarak yaptırımlar uygulayabilir ve bunlar ekonomik sonuçlar doğuracaktır. Ancak mesele, bu yaptırımların orta ve uzun vadede ülkelerin davranışları üzerinde arzu edilen değişimlere yol açıp açmayacağı.”

Zira Arslan’a göre Türkiye’nin olası ABD yaptırımları karşısında doğacak boşluğu ve tecrit halini siyasi, ekonomik veya askeri olarak başka ülkelerle doldurma çabaları, ABD’nin çıkarına olmayacak.

“Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasının ülkeyi uzun vadede Milli Savaş Uçağı üretiminde İsveçlilere ait Gripen E gibi düşük maliyetli ve tehditlere karşı daha güçlü alternatiflere yönelteceğini” düşünen Arslan, “F-35’in yüksek bakım ve uçuş maliyetleri sebebiyle temel muharebe görevleri için sürdürülebilir olmadığı” görüşünde.

Bu yaz Ankara-Washington-Moskova hattında küresel diplomatik ısınmanın ciddi etkileri bekleniyor.

ÇOK OKUNANLAR

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com