İnsan hayatında bazen çok güzel kesişmeler oluyor. Dün akşam üzeri Ankara Tunalı Hilmi
Caddesinde ilerlerken trafik birden küçük bir kaza nedeniyle tıkandı. Kafamı sola doğru
çevirdiğimde beni çok mutlu eden ve bir o kadar da hüzünlendiren bir görüntü ile karşılaştım. Hemen cep kameramla bu anı ölümsüzleştirdim. Önümdeki trafik on dakika kadar burada kalmamı sağlamıştı. Bu on dakika Sabiha Gökçen hocamı ve Ulu Yönder Atatürk’ü bir kez daha saygı ve minnetle anmam için bir fırsat olmuştu benim için.
Durduğum yer, Sabiha Gökçen Hocamızın evinin tam da önüydü. İki kez bu kapıdan girip Sabiha Gökçen Hocamızı evinde ziyaret etme onuruna erişmiştim. Hava Kuvvetlerinde iken bazı törenlerde atamızın kızını görürdüm, ancak yaklaşıp elini öpememiştim. Türk Hava Kurumunda (THK) iken rahatsızlanan Sabiha Gökçen hocamızı evinde ziyaret edecek ekibe kendimi dâhil ettirmiştim. Kendileri ve manevi kızları Sabiha Özogan bizi büyük bir nezaketle ağırlamışlardı. İlk ziyaretimizi dönemin THK Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürü olan değerli dostum Osman Cenksoy ile gerçekleştirmiştir. Kendisinden havacılığına ait fotoğraf ve belgelerin kopyalarından istemiştim. Sabiha Gökçen hocam bu isteğim için kızından hazırlanmış kopya CD’lerden vermesini rica ettiler. Ancak elde CD kalmadığını öğrenince, haftaya gelmemi rica ettiler. Elini öpüp ayrılmıştık.
Bir hafta benim için geçmek bilmedi. Bir kez daha kendilerini ziyaret etmek için gittiğimde
kapıyı Sabiha Özogan hanımefendi açtı. Salona, Sabiha Gökçen hocamızın yanına giderken
bana şunları söyledi.
Sabiha Gökçen hocamız benim için “ Ben o başefendiyi pek sevdim” demiş. O gün bu gündür ne zaman Sabiha Gökçen bahsi açılsa benim için söylenen bu güzel sözleri tekrarlar dururum.
Bu ikinci buluşmamızda daha uzun süre sohbet etme fırsatım oldu. Bana Atatürk’ten ve
havacılıktan oluşan anılarından bahsettiler. Bir ara “Atatürk’ün izinde bir ömür böyle geçti”
adlı kitabı konuşurken, “Oktay Bey benim söylemediğim şeyleri bile kitaba koymuş” dediler.
Ayrılmadan önce de bir zarf içerisinde CD ve basılı kopya fotoğraflardan oluşan harika
görselleri verdiler. Hala gözüm gibi saklıyorum. Sergilerimde de bunları havacılık sevdalıları
ile paylaşmayı da bir borç biliyorum.
SABİHA GÖKÇEN’İN MANEVİ KIZINI BULMUŞTUM
Geçen sene havacı bir kardeşimin vasıtasıyla Sabiha Gökçen’in bilinmeyen bir manevi kızı
olduğunu öğrendiğimde çok heyecanlanmıştım. Hemen kendilerini ziyaret etmiştik.
Gerçekten de Sabiha Gökçenin küçük yaşta yanına aldığı, büyüdükten sonra da kendi elleriyle
evlendirdiği manevi kızı bize harika anılar anlattı. Bir sürü de Sabiha Gökçen’e ait fotoğraf,
belge ve objeleri bizlere gösterdi. Bazılarını cep telefonum ile fotoğraflamıştım.
Maalesef bu güne kadar Sabiha Gökçen’den kalan belge ve fotoğrafları tarayıcıdan geçirme
şansımız olmadı. Umarım aile çekindiği bazı durumlardan sıyrılır ve bizlerle bu belgeleri
paylaşır. Gördüğüm kadarı ile harika bir kitap meydana getirebilirim.
SABİHA GÖKÇEN İÇİN YAZILMIŞ ŞİİR VE BESTESİ
Aileyi ziyaretim sırasında yine cep telefonu ile çektiğim müzik notalarının hikâyesini
araştırmaya başladım. Amacım 22 Mart Sabiha Gökçen hocamızın ölüm yıldönümünde bu
makaleye ekleyebilmekti.
“Yaprak Yaprak Döküldü” adlı şiir Sabiha Gökçen için arkadaşı Nafia Ersavcı tarafından 1998 yılında kaleme alınmış.
YAPRAK YAPRAK DÖKÜLDÜ
ZAMAN DENİLEN YILLAR
BİR SEVGİ PINARINDA
HEP YAŞADI ANILAR
DURMADAN AKTI YAŞIM
KURUMADI BU PINAR
ŞİMDİ İYİ ANLADIM
TAPTAZEYDİ ANILAR
YAŞAMAK GÜCÜ VERDİ
BU HAYAT YOLLARINDA
HEP ARANDI ÖZLENDİ
BU SEVGİ PINARINDA
Bu sözlerin yazarı Sayın Nafia Ersavcı hakkında maalesef yeterli bilgiye ulaşamadım. Büyük
ihtimalle vefat etmiş olmalı.
Bu güzel dizeleri bestekâr Faruk Şahin Bey notalara dökmüş. Muhayyer Kürdi şarkı formunda bestelenen eserin yaratıcısı Sayın Faruk Şahin Bey’e ulaştım. Kendileri hem şarkının orijinal notalarını yolladı, hem de Sayın Nafia Ersavcı’nın bulabildiğimiz tek fotoğrafını bizlerle paylaştı. Kendilerine gönülden teşekkür ediyorum.
Faruk Şahin Bey’in anlattığına göre Sabiha Gökçen kendisi için yazılan ve bestelenen bu eseri, sahnede canlı olarak icra edilmesi sırasında konserin onur konuğu olarak dinlemiş.
Yazımı bitirmeden bu notaları çalarak kaydedecek bir saz ve ses üstadı aradığımı
söylemeliyim. Umarım birileri bunu videoya kaydeder ve bizlerle paylaşır.
Mustafa KILIÇ
Havacılık Tarihi Araştırmacısı – Yazar
sontayyareci@gmail.com
