Önemli bir hususa çok geç olmadan dikkat çekmem gerekiyor. İstanbul’un iki önemli havalimanından birinin pistine değil de sanki taşlı tarlaya iniş yapıyormuşsunuz gibi bir durum söz konusu. Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yaşanan yönetim problemleri işi öyle bir duruma getirmiş ki, pist bakımsız ve ilgisizliğiyle her şeyi anlatıyor. “Air Strip” olarak isimlendirilen toprak pistler bile Sabiha Gökçen’in tek pistinden çok daha iyi. Çukurlar ve yabancı cisim sorunu yok. Peki, Sabiha Gökçen neden böyle?
Sabiha Gökçen’de meydanın işletmesi, kendi arzusu hilafına üzerine kalmış gibi bir hava sergileyen ve başlangıçta % 20 hissesi varken bugün tamamına sahip olan Malaysia Airports Holdings Berhad yöneticileri sessiz. Yönetim kademesinde de işlerini takip edip çözecek kimseleri yok. Sabırla sorunların çözülmesini bekliyorlar. Başka meseleler de var.
Sabiha Gökçen’de Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) gibi meydan otoritesi konumunda olan Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın (SSM) HEAŞ’ı (Havalimanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri AŞ) bulunuyor. Ancak yönetim becerisi, yetkililerin ilgisi sorunları çözmeye yetmiyor. Sorunlar giderek büyüyor. Bu meydandan uçuşlar yapan Sunexpress, Pegasus, THY ve diğer havayollarının durumunu bir düşünün.
Sabiha Gökçen’in yolcu sayısı çift haneli büyümelerle artınca, HEAŞ ve işletmeci kuruluş, bunu kendi başarısı sandı. Fakat aslında bu büyümeden sadece faydalanan taraftılar ve artan trafiğe paralel olarak meydanı geliştiremediler.
Son yıllarda siyasi iradenin güçlü olması, tek partili hükümetle yol alınması, büyük yatırımların güvenle hayata geçirilmesi, Binali Yıldırım’ın yıllarca Ulaştırma Bakanlığı koltuğunda oturması, sorunları çözmesi ve başbakan olarak da aynı tempoda bu işlere ilgi göstermesiyle yolcu sayısı inanılmaz şekilde arttı. Başarılar geldi.
Ama meydanı yönetenler, günlük 300 uçak trafiğinde bile tek pistin bakımını uçak trafiğine göre planlayamadılar. Trafik 700 uçak seviyelerine ulaşınca da şimdi sıkıntı yaşıyorlar. Öte yandan kaç yıldır dillere pelesenk olan ikinci pistin yapımı da yılan hikâyesine çevrildi. Türkiye’de dünyanın dikkatini çeken köprüler, Boğaz’a tüneller yapıldı, hatta devasa boyutlardaki üçüncü havalimanı bile önemli oranda tamamlandı, ama Sabiha Gökçen’de pist sorunu çözülemedi. Ciddi bir yönetim zafiyeti söz konusu.
Atatürk Havalimanı’ndaki yoğun trafik sebebiyle zorunlu olarak SabihaGökçen’e gelen havayolları ve özel jetlere de doğru düzgün hizmet verilemezken, biri bitmemiş, diğeri bozulmuş olan iki pistin ortasına, ikinci bir iç hat-dış hat karma terminali yapmak gibi anlamsız projelerden ise bahsetmek bile gereksiz.
Şu an Sabiha Gökçen’de zemini bozulmuş tek pistle hizmet veriliyor, ama her an bir kaza olacağı endişesiyle. Bu meydana iniş-kalkış yapan havayolları, bozuk pist yüzünden ciddi sorunlar yaşıyor. Yabancı cisimlerin motora girme tehlikesinden tutun, taşlı tarla konumuyla da uçakların iniş takımları, aviyonikleri her şeyleri risk altında. Tek pistte bir vukuat meydana gelirse sonra bu meydanı nasıl trafiğe açacaklar?
MALAYSIA AIRPORTS NİÇİN AZINLIK HİSSESİ SATIYOR?
Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki sorunları araştırdığım esnada, tüm hisselerin sahibi olan Malezyalı şirketin azınlık hissesi satacağı haberi geldi. Neden satmak istediğinin cevabını yukarıdaki yazımda bulmak mümkün. Çünkü bu meydanda işler yolunda gitmiyor. Malezyalılar da tek başlarına sorunların üstesinden gelemiyor. Anladığım kadarıyla profesyonel bir ortakla problemlerini çözmek istiyorlar.
(Güntay Şimşek-Habertürk)