11.03.2018’de Dubai Havalimanı’ndan İstanbul’a gelmek üzere havalanan TC-TRB Challenger 604 özel iş uçağının, İran hava sahasında düştüğünü ve uçuş ekibi ile yolcularının vefatını televizyon kanallarının haber yayınlarında büyük bir üzüntüyle izlemiştik. Kaza İran hava sahasında ve ülkesinde meydana geldiği için, kaza ile ilgili kaza araştırma ve incelemesi İran Sivil Havacılık Otoritesi bünyesindeki kaza araştırma kurulu tarafından kazayı müteakiben başlatılmış, araştırma ve incelemelere uçağın Türkiye Cumhuriyeti sivil hava aracı siciline kayıtlı olması, uçak sahip ve işleticisinin Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde olması ve kazada hayatını kaybedenlerin de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması nedeniyle, ICAO Annex 13 hükümleri çerçevesinde gözlemci olarak bu kurulun çalışmalarına Türkiye Kaza Araştırma İnceleme Kurulundan da kaza kırım uzmanları ve uçağın yapımcısı olan firma ve firmanın merkezinin bulunduğu ülkenin sivil havacılık otoritesinden temsilcilerinin de katılımıyla kazadan sonra iki yılın dolmasından bir gün önce 10.03.2020’de nihai rapor açıklanmıştır.
ICAO Annex 13, Uluslararası Sivil Havacılık Sözleşmesi ile kurulan Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) tarafından, bu Sözleşmeye ek olarak yayınlanan eklerden (annex) 13 numaralı olanı, sivil hava aracı kazalarının araştırılması ve incelenmesi ile ilgili standart ve usulleri düzenlemektedir. ICAO’yu onaylayarak iç hukukuna dahil etmiş olan ülkeler, ki İran da ICAO’yu onaylamış Akit devletlerdendir. Bu durumda TC-TRB kazasının araştırılması ve incelenmesi, ICAO Annex 13’e göre yapılacaktır, öyle de olmuştur.
Annex 13’ün 6.5 numaralı paragrafında nihai raporun açıklanmasıyla ilgili olarak şöyle denilmektedir: (*)
Kaza önleme amaçlı olarak, kaza veya olayın soruşturmasını yürüten Devlet mümkün olduğunca erken biçimde, Nihai Kaza Raporunu açıklayacaktır. (Annex 13, paragraf 6.5) Annex’in 6.6 numaralı Tavsiye maddesinde, soruşturmayı yürüten Devletin mümkün olan en kısa zamanda ve eğer mümkünse kaza veya olayın oluş tarihinden itibaren 12 ay içinde Nihai Kaza Raporunun açıklanması tavsiye edilmektedir.
İran, kaza araştırma kurulu her nedense, araştırma ve incelemeyi Annex 13, paragraph 6.5’deki tavsiye edilen 12 aylık sürenin bitiminden bir gün önce bitirerek nihai raporu açıklayabilmiştir. Bu raporun daha erken açıklanmaması, kaza araştırma inceleme raporunda yer alacak kazanın muhtemel nedenleri konusunda yer alacak tespit ve bulguların, kazadan zarar görenlerin açabilecekleri davaların sorumlularının belirlenebilmesi ve davanın hukuki temelini ve argümanlarını oluşturacak olması yönünden, açılacak davalar ve talepleri konusunda son derecede kısıtlı bir zaman dilimine sıkışıp kalmalarına ve bunun sonucu olarak da, dava açma süresini kaçırmalarına ve daha önce özellikle sigortacılarla başlamış olan görüşmelerindeki taleplerini düşük tutmalarına sebep olarak hak kaybına uğramalarına neden olmuş olabilir.
Açıklanan kaza raporu içeriği konusunda, uzmanlar tarafından teknik değerlendirmeleri içeren yazılar medyada yer almıştır. Bu yazılarda yer alan kaza nedenleri ve bulguları incelendiğinde, çok disipliner (multi discipline) jurisdiction (yargı yeri)nin, diğer bir söyleyişle, birden çok ülkede yargı yetkisinin ve değişik ulusal hukuk uygulamasının söz konusu olduğu görülmektedir. Bu da kazadan zarar görenlere, tazminat davaları için, yetkili yargı yerlerinden kendileri için en uygun yeri ve mahkemeyi seçme olanağını vermektedir. Geç açıklanan raporun, dava açma süresinin yeterince rahat kullanılamamasına yol açmış olabileceğini düşünüyorum.
(*) Öztürk, Yaşar; Hava Hukuku I, 2010, Sh.231
Av. Yaşar Öztürk
ozturkylaw@ttmail.com