Dünyanın en büyük iki uçak üreticisinin, Amerikalı Boeing ve Avrupalı Airbus şirketleri olduğu sektörle yakından ilgilenen herkesin malumudur. Bu iki şirket envanterlerindeki gerek askeri, gerekse sivil yolcu uçağı modelleriyle yıllardır pazarı domine ediyor.
Pazar payları yıllara göre değişkenlik göstermekle birlikte neredeyse yarı yarıya olan Boeing ve Airbus’ı bugüne kadar tek koridorlu uçak segmentinde zorlayacak hiçbir üretici çıkmadı. Kanadalı Bombadier, Brezilyalı Embraer ise bölgesel uçak pazarına hitap eden daha küçük gövdeli jet uçakları imal ediyor. Bölgesel uçak pazarının en önemli oyuncularından Embraer E-Jets, Bombardier ise C Serisi adını verdiği yolcu kapasitesi 70-150 arasında değişen uçaklar üretiyor. Bu şirketlere son olarak Rus Sukhoi şirketi Süperjet 100, bir başka Rus üretici Irkut MC21 (yolcu kapasitesi bölgesel uçaklara oranla biraz daha büyük, 160-211 yolcu kapasiteli), Japon Mitsubishi şirketi Mitsubishi Regional Jet (MRJ), Çin Halk Cumhuriyeti, ARJ21 ve Comac 919 (158 yolcu kapasiteli) modelleriyle katıldı. Sukhoi Süperjet 100 ve ARJ21 dışında diğer uçakların üretim çalışmaları halen devam ettiğinden MC21, MRJ ve Comac 919 uçaklarının pazarda kendilerine nasıl bir yer bulabilecekleri konusunda bir şeyler söylemek için erken.
YÜKSEK MALİYET ESKİ MODELLERDE REVİZYONA İTTİ
Ancak bölgesel uçak pazarında kendisini kanıtlamış olan Bombardier C Serisi uçakları (CS100, CS300), Embraer ise E Serisi (EMB 170-E2, EMB 190-E2, EMB 195-E2) modelleriyle uzun yıllardır tek koridorlu uçak pazarını B737 ve A320 serisi uçaklarla domine eden Boeing ve Airbus üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Havayollarının yakıtta daha verimli, teknolojik olarak daha üstün yeni bir uçağa ihtiyaç duyduklarını dillendirmesi yanında Bombardier C serisi ve Embraer E serisi uçaklara olan talebin artması ilk kez Boeing ve Airbus’ı sıfırdan yeni bir uçak üretme konusunda arayışlara itti. Ancak sıfırdan yeni bir uçak tasarlamak, üretmek ve hizmete sunmanın milyarlar dolar ek maliyet getirmesi iki üreticinin bu konuda karar vermesini zorlaştıran en önemli unsur oldu. Bu nedenle iki şirket de yepyeni bir modelin üretim programına milyarlarca dolar yatırmak yerine pazarda kendisini kanıtlamış, bugüne kadar binlerce adet satmış B737 ve A320 ailesi uçakları yenileme yoluna gitti. Özellikle Avrupa ve ABD merkezli Atlantik ötesi uçuşlar yapan havayollarının, tek koridorlu, menzili uzatılmış, noktadan noktaya uçabilecek uçak ihtiyacı Boeing 737 Max ve A320neo modellerinin doğmasına neden oldu. Bu yüzden işe mevcut uçakların motorlarının yenilenmesiyle başlandı.
DAHA SESSİZ, DAHA EKONOMİK VE DAHA UZUN MENZİLLİ
Yeni geliştirilen uçak motorları daha iyi aerodinamik özelliklere sahip bulunuyor, ses ve çevre kirlilğinin azaltılmasına belirgin katkı sağlıyor. Yeni motor teknolojisi ile B737Max ve A320neo tipi uçakların kalkışında ölçülen 85 desibellik ses düzeyi, benzer nitelikteki diğer uçak modellerine kıyasla yarı yarıya azaltılmış bulunuyor. Ayrıca Airbus A320neo tipi uçaklar A320 modellerine kıyasla en az yüzde 15 oranında yakıt tasarrufu sağlıyor. B737 Max ve A320neo’larda koltuk başına sağlanan yakıt avantajı daha da yükselerek, yüzde 20 düzeyine yaklaşıyor, zira yeni model uçaklarda kabin alanları daha verimli kullanıldığı için business class bölümünde yolculara daha geniş diz mesafesi sunuluyor. Giderlerinin üçte birini yakıtın oluşturduğu havayolları, oldukça tasarruflu, motorları yenilenmiş uçaklara bu yüzden büyük ilgi gösterdi. En önemlisi ise bu uçakların menzilleri yaklaşık 800 km uzatıldı. Bu da, B737Max ve A320neo’nun Amerika’nın doğusundaki her noktadan Avrupa’nın merkezinde her şehre direk uçabileceği anlamına geliyor.
YOLCULAR DİREK UÇUŞLARI TERCİH EDİYOR
Dünyanın en büyük yolcu uçağı A380’e havayollarının yeterince ilgi göstermemesi, yolcuların artık büyük aktarma merkezlerinde toplanıp oradan son varış noktasına seyahat etmeyi değil, bekleme yapmadan noktadan noktaya direk uçuşu tercih ettiğini gösteriyordu. Büyük gövdeli uçakların küçük gövdelilere oranla havalimanlarına ödedikleri ücretlerin fazla olması da havayollarının daha küçük uçakları tercih etmesine neden oldu. Şirketlerin havalimanları için ödedikleri ücretlerin azalması, uçak biletlerini daha makul düzeylere çekmelerini, dolayısıyla yolcu sayılarını artırmalarına vesile oldu…