Türk Hava Kurumu’nda (THK) üyelikleri askıya alınan Genel Yönetim Kurulu üyeleri ve Merkez Denetleme Kurulu üyeleri ortaklaşa yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı;
Türk Hava Kurumu’nun (THK), genel başkan A. Bertan Nogaylaroğlu ve iş birlikçisi/ akıl hocası Haluk Pekşen eliyle düşürüldüğü bataklığa,THK onursal genel başkanı olan
Sn.Cumhurbaşkanımız’da açıklamalarıyla işaret etmiş bulunmaktadır.
Bu açıklamadan bir gün önce Merkez Denetleme Kurulu (MDK) olarak 2.kez yaptığımız olağanüstü genel kurul çağrısının ne derece isabetli ve acil olduğu böylece ortaya çıkmış oldu. Aslında neredeyse 3 ay önce 11 Haziran 2019’da THK’da Merkez Denetleme Kurulumuz kötü gidişi tespit etmiş, yangın söndürme ihalesinin alınamamasıyla gelinen bir süreçte olağanüstü genel kurul çağrısı talebini THK yönetimine ve Sivil Toplumla ilişkiler Genel Müdürlüğü ve İl Sivil Toplumla İlişkiler Bölge Müdürlüğüne iletmişti.
A. Bertan Nogaylaroğlu’nun bu çağrıyı gündeme almamasına ve MDK üyelerine ağır hakaretler etmesine tepki olarak THK Genel Yönetim Kurulu (GYK) üyelerinin çoğunluğu istifa etmiş ve Tarım Orman Bakanlığı delegesi olan genel başkan yardımcısı da A. Bertan Nogaylaroğlu tarafından hukuksuz biçimde görevden el çektirilmişti.
MERKEZ DENETLEME RAPORU VE İSTİFALAR
Tüzük gereği olağanüstü genel kurul çağrısı yapan MDK, A. Bertan Nogaylaroğlu tarafından yetkisi olmadığı halde çağrıdan 15 gün sonra görevden sözde el çektirilmiş; tüzüğümüzdeki ve yasalardaki çok açık maddelere rağmen A. Bertan Nogaylaroğlu ekibi tarafından Ankara 15. Asliye Hukuk mahkemesi hakimini yanıltarak genel kurul çağrısına karşı ihtiyati tedbir kararı aldırılmıştır.
Hâkime, tüzüğümüzün amir maddelerini izah etmemize ve itirazlarımıza rağmen tedbir kararı verilmiştir. Üstelik gerekçelerinden birisi de genel kurulun yapılmaması halinde bir zararın doğmayacağı olarak kayda geçirilmişti. Bugün doğan zararların ağırlığı ortadadır. Bu kararın varlığını ve gerekçelerini Orman Yangınlarımızda yanan canlıların varlığı ile birlikte Siz’lerin vicdanına bırakıyoruz.
Bu süreci başından sonuna yönetip mahkemelere sirayet eden ve bir muhalefet partisinin nüfuzunu kullanan Haluk Pekşen bu tarihten sonra sanki THK genel başkanıymış gibi sayısız basın beyanatı vermiş ve istifa eden yönetim kurulu üyelerini arayarak parti nüfuzunu kullanıp istifalarını geri almaları hususunda baskı yapmıştır. Genel Başkan A. Bertan Nogaylaroğlu, Haluk Pekşen’in Sn. Cumhurbaşkanının gizli danışmanı ve temsilcisi olduğunu ve devletin en üst kademeleri ile yapılacak operasyonlarla MDK üyeleri ve istifa eden yönetim kurulu üyelerinin kelepçe takılarak hapse atılacağını kurum içinde herkese söyleyerek bir korku imparatorluğu yaratmıştır. Gerçek dışı olduğu sonradan ortaya çıkan bu durumlarla THK’ya büyük zarar verilmiş; bir adım sonra sanki esir alınmış gibi genel başkan A. Bertan Nogaylaroğlu’nun önceden çok yakın ilişkiler içinde olduğu Haluk Pekşen’e THK’’ın tüm yönetim yetkilerini devretmesiyle zirveye çıkmıştır. Şöyle ki:
THK, 29 Ağustos’ta A. Bertan Nogaylaroğlu imzasıyla basına verdiği duyuruda (Ek.1) Haluk Pekşen ile 15 Mayıs 2019’da“kurumun geçmiş dönemlerindeki iş ve işlemlere ilişkin suç duyurularının hazırlanması için ‘Hukuki Danışmanlık Sözleşmesi’ imzalandığını“ söylemektedir.
Bu sözleşme imzalandığında THK Hukuk Baş Müşavirliğinde kadrolu 6 avukat çalışmakta olup ayrıca sözleşmeli bürolarla çalışma sürdürülmektedir. Neden bu kadar deneyimli hukuk kadrosu var iken ilave olarak Haluk Pekşen seçilmiştir? Bir açıklaması mevcut olamamıştır bugüne kadar.
Ayrıca THK tüzüğüne göre böyle bir sözleşme genel yönetim kurulunun bilgisi ve onayı olmadan akdedilemez.
Benzer bir sözleşmeyi imzalayan eski genel başkanlardan biri yargılanmış ve istinafta onaylanmış 1 YIL 8 AY KESİN HAPİS cezasına çarptırılmıştır. Bu durum A. Bertan Nogaylaroğlu tarafından bilinmektedir.
Buna rağmen A. Bertan Nogaylaroğlu,bedeli içerdiği akıl dışı maddelerden dolayı yıllık milyonlarca liranın üzerinde olan bu sözleşmeyi,GYK nun muhalefetine ve yetkisi olmadığını çok iyi bildiği halde Haluk Pekşen’in yönlendirmesiyle Hukuk Baş Müşavirliğinin uyarılarına rağmen imzalamış,üstelik bunu yönetim kurulundan gizlemiştir. Yönetim Kurulu ve MDK bu anlaşmanın imzalandığından, çok sonraları haberdar olmuştur.
Diğer yandan THK ile Pekşen Hukuk Bürosu arasında imzalandığı belirtilen “Hukuki Danışmanlık” sözleşmesinin basına da yansıyan içeriği daha geniş, kurumun tüm işleri ve iştirakleri ile kurucusu olduğuayrı bir özel hukuk tüzel kişisi olan Vakfı’nı da kapsayan bir sözleşmedir. Nitekim Olağanüstü Genel Kurul çağrısı yapan Kurum Merkez Denetleme Kurulu ve kararı aleyhine Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri nezdinde açılan tedbir ve iptal davalarının duruşmalarında da kurumu Pekşen Hukuk Bürosu temsil etmiştir. Bir başka anlatımla söz konusu hukuk bürosu basın açıklamasında belirtildiği gibi “…kurumun geçmiş dönemlerindeki iş ve işlemlere ilişkin suç duyurularının hazırlanması için…” görevlendirilmemiştir.
Hatta öyle ki aylık NET 20.000 TL olarak belirlenmiş ve tarafların basın açıklamaları ile de kabul ettiği sabit ücretin dışında diğer işler için yüzdelik oranlarda ayrıca ücret belirlendiği de ortadadır. THK Başkanlığı bu sözleşme ve içeriğini çok iyi bildiği halde aksini söyleyerek algı yaratmaya çalışmaktadır. Kaldı ki söz konusu sözleşmeyi de bu nedenle kamuoyu ile paylaşamamaktadır.
Kızı üzerinden akdettiği bu hukuk dışı anlaşmadan sonra Haluk Pekşen, THK’yı fiili olarak yönetmeye başlamış, yöneticileri hesaba çekmiş, Kurum’un bütün belgelerine ve bilgilerine erişim hakkı kazanmıştır.Hiçbir sıfatı olmadığı halde MDK Başkanını çağırarak sorguya çekmeye kalkışmıştır.Bu yaşanan kabul edilemez gelişmelerden sonra MDK’nın olağanüstü genel kurul istemesi ve yönetim kurulunun istifasıyla kurdukları düzenin bozulacağını anlayan Haluk Pekşen- A. Bertan Nogaylaroğlu ikilisi (Genel Sekreter Rafet Yavuz’unda iştiraki ile), THK teftiş kurulundaki müfettişlere baskı yaparak sahte deliller ve beyanlar ürettirerek mevcut yönetimlerle ilgisi olmayan raporları tekrar öne sürerek Eski yöneticiler ve MDK hakkında savcılıklara çok sayıda suç duyurularında bulunmuşlardır.
Böylece kamuoyuna, bu kişiler haklarındaki suçlamalardan kurutulmak için olağanüstü genel kurul istiyorlar algısını her gün güçlendirmeye gayret etmişlerdir.
Haluk Pekşen isimli şahıs konunun safahatını ve nasıl bir kumpas kurduklarını bizzat kendi ağzından 26 Ağustos’ta Tele 1 programında çıktığı canlı yayında anlatmıştır. Oysa bu süreçte şahsının THK’da hiçbir resmi unvanı yoktur ve bu sebeple THK’nın bilgi ve belgelerini ele geçirmesi bile alenen ağır suçtur. Bir yandan bu TV Programında 20 Temmuz’da ben kurumdan ayrıldım 30 Temmuz itibariyle de tüm avukatlık ilişkilerini fesih ettik demekte diğer yandan kuruma ait bilgi ve belgeleri ifşa etmeye devam ederek suç işlemektedir. Yine bu programda bilerek ve kasıtlı olarak gerçek dışı beyanlarda bulunmuştur. Bu konuşmalar basın yolu ile suç uydurmak ve iftira atmak suçlarının konusunu oluşturmaktadır. THK Genel Başkanı A. Bertan Nogaylaroğlu nitekim bu açıklamalarımızı destekler nitelikte THK, 29 Ağustos’ta basın bildirisinde Haluk Pekşen’in geçmişte ve bundan sonra yaptığı hiçbir açıklamanın THK’yı bağlamadığını kamuoyuna beyan etmiş, beraber planladıkları cürüm girişiminde Haluk Pekşen’i sözde yapayalnız ve savunmasız bırakmıştır.
Böylece masum insanlara karşı iftiralar ve yalanlar üzerinden kurdukları tuzaklara kendileri düşmüşlerdir.
Elbette bu iftiralar karşılıksız kalmayacaktır.
Bizler de mahkemelere suç duyurularında bulunduk ve bulunmaya devam ediyoruz.
Asıl hesaplaşmamız hiç şüphesiz Mahkemeyi Kübra’da görülecektir.
A. Bertan Nogaylaroğlu ve Haluk Pekşen, bu süreçte MDK üyeleri ve istifa eden kurul üyelerinin şubelerine tamamen yetkisiz çok sayıda kurum müfettişi göndererek halen çalışmaya devam eden müfettişlerin baskı ve tehditler altında yazdıkları gerçek dışı gerekçelerle şube kapatma kararları aldırılmaya çalışmakta ve adeta terör estirmektedirler.
A. Bertan Nogaylaroğlu bu şubeleri arayıp kendisine yardımcı olup destek vermeleri halinde müfettişleri geri çekeceğini söylemektedir.
THK’nın bu açıklamayı yaptığı aynı gün Haluk Pekşen, THK’nın açıklamalarının tamamen zıddına bir metin oluşturarak basın kuruluşlarına gönderdi (Ek 2). Metinde kendisinin THK’nın FAHRİ HUKUK DANIŞMANI olduğunu beyan ederek, gündemde sıcaklıklarını koruyan bizzat kendi tarafından uydurulmuş iftiralara sığınarak ve Sn. Cumhurbaşkanının kendisi ve A. Bertan Nogaylaroğlu’nun durumu hakkındaki beyanatlarına cevap vererek THK- Hükumet polemiğini sürdürmeye çalışmıştır.
Bu meselelerin sonuna kadar takipçisi olacağını söyleyip tehditkâr bir dil kullanmayı sürdürmüştür. Oysa Haluk Pekşen, 26 Ağustos tarihindeki Tele 1 TV programında, THK’da 63 gün görev yürüttüğünü, 20 Temmuz’da ayrıldığını ve kızının üzerinden Pekşen Hukuk Bürosu ve THK arasındaki sözleşmenin de 30 Temmuz’da sonlandırıldığını söylemişti.
THK, aynı basın duyurusunda (Ek.1) Haluk Pekşen ile akdettiği sözleşmeyi 30 Temmuz’da karşılıklı feshettiğini söylüyor. THK basın müşaviri ünvanlı bir kişi aynı gün Akit TV ekranında telefonla katıldığı programda Haluk Pekşen’i göklere çıkarıyor ve fakat karşılığında sadece 36 bin lira ödeme yapıldığını söylediği anlaşmanın 20 Temmuz’da fesih olduğunu söylüyordu. Haluk Pekşen ise kendisinin hala THK FAHRİ HUKUK DANIŞMANI olduğunu ilan ediyor ve hesap soracağım demeye devam ediyordu.
Kimse de kendisine Genel Kuruldan neden kaçınıyorsunuz? Neden çağrı hakkında ihtiyati tedbir kararı almak için müracaat ettiniz? Genel Yönetim Kurulu, Disiplin Kurulu boşalmış, bir derneğin bu tür olayları konuşmak için organı genel kurulu değil midir? bu hesapların genel kurulda konuşulması halinde kapatılacağından duyulan bir endişe nedeniyle midir?
Madem yolsuzluk var neden Genel Kurula gidip bunları belgeleriyle ifşa etmiyorsunuz? Hukuk insanı iseniz yasalarda belirlenen görüşme yeri olan genel kurula gitmeyerek neden TV lerde, basın organlarında sürekli yolsuzluk iddiasıyla geziyorsunuz? Kurumun Hukuk Müşavirliği yok mu? Görevini mi yapmıyor? Siz kendinizi Fahri Hukuk Danışmanı olarak atadınız? Denilmemesinin nedeni neydi? Hiç kimse nedense bu soruları sormuyordu? Bu arada kızı üzerinden yapılan sözleşmenin 30 Temmuz’da son bulduğunu da ekliyordu. Peki, hangisi doğruydu?
Aslında tarafların hepsi beyanlarında açıkça yalan söylüyordu.
Amaçları duruma müdahale eden Sn. Cumhurbaşkanımız ve ‘26 Haziran’daki istifalardan sonra THK’da yönetim yok hükmündedir’ diye açıklama yapan Sn. İçişleri Bakanı’nı yanıltmak ve haksız çıkarmaya çalışmaktır.
Gerçekte 30 Temmuz’da iptal edilen hiçbir anlaşma yoktu. Olsaydı bunun yazılı olarak basına açıklanması, kurumun hukuk müşavirliğine teslim edilmiş olması gerekmez miydi?
Basın Açıklamasında yer alan söz konusu sözleşmenin 01.08.2019 tarihinde karşılıklı mutabakat ile sona erdirildiği beyanı da ne yazık ki gerçek olmayan bir husustur.
THK Genel Başkanı A. Bertan NOGAYLAROĞLU, THK Havacılık Vakfı’ndaki Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinden (ve daha sonra Mütevelli Heyet Başkanlığı görevinden de) yaptığı usulsüz işlemlerinin tespit edilmesi üzerine Yönetim Kurulu kararı ile alınmış ve 7 kişilik Mütevelli Heyetin 6’sının çağrısı ile Mütevelli Heyet toplantılarının yapılmasını engellemek ve alınan kararların iptalini sağlamak amacı ile Ankara 4.Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde Vakıf adına 3 Yönetim Kurulu Üyesi aleyhine dava açtırmıştır.
Üstelik bu dava açılma tarihinde vakfın Yönetim Kurulu Başkanı olmamasına rağmen vakıf adına dava açabilmiştir. Söz konusu dava ile Vakıf Başkanlığının kendisine geri verilmesi, yönetim kurulu için Kayyum atanması, 3 yöneticinin azline karar verilmesi ve alınan YK kararlarının iptali ile tedbiren durdurulmasına karar verilmesi talep edilmektedir.
22 Ağustos’ta yani geçen hafta THK’nın Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesine 2019/310 Esas sayılı dosyasındaA. Bertan Nogaylaroğlu- Haluk Pekşen ikilisinin gerçek dışı çarpıtılmış belge ve beyanlarla açtıkları bu davanın ilk duruşması yapılmıştır.Bu duruşmada THK’yı vekâleten temsil eden avukatın PEKŞEN HUKUK BÜROSUNUN 19767 SİCİL NOLU ÇALIŞANI AV. KORAY ÖZYURT olduğu ortaya çıkmıştır (Ek.3).
Görüldüğü üzere 01.08.2019 tarihinden sonra da Pekşen Hukuk Bürosu THK adına görev yapmaya devam etmektedir. Böylece hem Haluk Pekşen hem de A. Bertan Nogaylaroğlu, basın yoluyla alenen gerçek dışı beyanlarla, sözleşmenin fes olduğunu beyan edip, kamuoyunu ve Cumhurbaşkanlığı dahil resmi otoriteleri yanıltmayı amaçlamaktadır. Mevcut resmi kayıtlardaki bilgiler sözleşmenin fes olmadığını, Haluk Pekşen’in asla bundan vazgeçmediğini fakat A. Bertan Nogaylaroğlu’nun bu sözleşmeyi imzalamaya yetkisi olmadığını bildiğinde ve Sn. Cumhurbaşkanlığı ve İçişleri Bakanlığının olaya müdahil olmasından sonra böyle gerçek dışı bir beyanla olayın farklı algılanmasına gayret ettiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Ne yazık ki 100 yıllık çınar THK, basiretsiz bir genel başkan ve onu anlaşılmaz bir şekilde adeta esir alıp geçersiz bir sözleşme imzalatan Haluk Pekşen tarafından felç edilmiştir.
Bu şahıs, PM üyesi olduğunu söylediği siyasi partisinin nüfuzunu kullanarak, yalan beyan ve iftiralarla oluşturduğu kurguyla hükumeti zor durumda bırakmaya kalkmış ama çok kısa zamanda bizlerin gerçekleri kamuoyuna duyurmasıyla gerçek niyeti ortaya çıkmıştır.
A. Bertan Nogaylaroğlu’nun desteğiyle haksız kazanç edinmek gayesiyle girdiği THK’yı ele geçirmeyi kolaylaştırmak için, tarihte görülmemiş bir iftira kampanyasıyla mahkemelerde davaları görülen geçmiş dönemlere aitdosyaları ve incelendiğinde tamamen yanlış ve kasıtlı olarak düzenlenmiş olduğu anlaşılan E&Y adlı Amerikan firmasına ait bir sözde denetim raporunudayanak göstererek sanki olağanüstü genel kurul isteyenlerin işlediği suçların delilleri şeklinde algı oluşturarak kendi tarumarını gözden uzak tutmak istemiştir. E&Y raporunun kasıtlı olarak yanlış bilgilendirmelerle hazırlanmasında THK’nın çoğunluk hissesine sahip olduğu bir şirketinin ortağının da katkısı olduğu rapor incelendiğinde açıkça anlaşılmaktadır. Bu hususla ilgili suç duyurularını, genel kurulumuzdan hemen sonra yapacağız.
Olayın ne kadar organize bir şekilde yapıldığı bu süreçler boyunca genel başkan A. Bertan Nogaylaroğlu’nun basın karşısında ölüm sessizliğine bürünerek tek bir kelime dahi söylemeyip, onun yerine bir yandan kurumla ilişkisi kalmadığını bir yandan da FAHRİ HUKUK DANIŞMANI olduğunu beyan eden Haluk Pekşen isimli şahıs tarafından yapılmasıdır.
Bu zat, THK ailesinden telefonla ulaştığı bir eski yöneticiye, kendisinin bir siyasi partinin genel başkanı olmak için mücadele ettiğini, kendisi aleyhine çıkan THK haberlerinin bunu engellemek amacıyla yaptırtıldığını söylemektedir.Bunların yanında istifa eden eski yöneticiler ve olağanüstü genel kurul çağrısı yapan MDK hakkında akla ziyan iftiraları ardı ardına sıralamaktadır. Tamamı hakkında belgeleriyle suç duyurusunda bulunacak ve iftiralarını ispat gibi imkânsız bir eylemi gerçekleştirmesini adalet karşısında kendisinden talep edeceğiz.
Aynı iftiraları genel başkan A. Bertan Nogaylaroğlu da son günlerde yaptığı bölge toplantılarında dile getirmektedir. Hepsi kayıt altında olan bu iftiralar hakkında da gereğini en kısa zamanda yapıp savcılıklara suç duyurusunda bulunacağız.
Delegelerimizin çoğunluğunun yazılı talebiyle 14-15 Eylül’de yapacağımız Olağanüstü genel kurulumuzda A. Bertan Nogaylaroğlu’nu esir almış Haluk Pekşen ve temsil ettiği köhne- iftiracı zihniyetten THK’yı temizleyeceğiz.
Bu arada basındaki beyanatlarında Haluk Pekşen, Sn. Cumhurbaşkanımızın kendisi ve A. Bertan Nogaylaroğlu için söylediği ‘THK’yı mezarlığa çevirdiler’ sözüne pek alınmış ve THK’nın genel başkanlığına aday olacağını söylemiştir. THK’nın içine düştüğü durumun vahametini açıklayan bundan çarpıcı bir örnek olamaz.
Bu vasıftaki bir kişi kendisini THK’nın genel başkan koltuğuna maalesef layık görmektedir.
Neyse ki bu rüyadan uyanmasına az bir zaman kaldı.
En ağır olan şey,A. Bertan Nogaylaroğlu’nun bu zatı THK’ya ilk davet ettiğinde yönetim kurulu üyelerinin bir partinin mevcut PM üyesi görevindeki bu kişinin kamu yararına çalışan THK’da aktif rol üstlenmesinin hükumet ve devlette hoş karşılanmayacağını söyleyerek itiraz etmesi ve A. Bertan Nogaylaroğlu’nun Haluk Pekşen için ‘kendisi Sn. Cumhurbaşkanımızın gizli danışmanıdır’ yalanını söyleyip itiraz edenleri ikna etmeye yönelmiş olmasıdır. Çünkü A. Bertan Nogaylaroğlu seçildiği günden beri kendisinin THK onursal başkanı Sn. Cumhurbaşkanı tarafından özel olarak görevlendirilip buraya gönderildiğini ve bütün sorunları çözeceğini söylüyordu. Hatta zaman zaman Sn. Cumhurbaşkanı ile görüşmeler yaptığını aktarıyordu. Fakat maalesef aylar geçtikçe bunların hiçbirinin doğru olmadığı ortaya çıktı.
Türk Hava Kurumu, delegelerimizin hiç tanımadığı Hava Kuvvetleri Komutanlığınca aday gösterilen A. Bertan Nogaylaroğlu başkan seçilinceye kadar, siyasetin tamamen dışında durmuş, Devlet ve hükümetlerimiz ile çok yakın iş birlikleri tesis etmiş bir kurumdur. 35 yıldır Orman Bakanlığımız ile çalışıyor ve 5 yıldır da Sağlık Bakanlığımızın ambülans helikopter hizmetini veriyorduk. Hatta geçen yıl Savunma Sanayi Başkanlığı THK’ya Kara Kuvvetlerimizin Helikopter revizyon işini dahi Kurumumuza vermiştir. Yani ne hükumet ne de devletimizle en küçük bir anlaşmazlığımız mevcut değildi. Ama maalesef A. Bertan Nogaylaroğlu nedenini anlayamadığımız bir şekilde THK’yı, millete ait devletle beraber pozisyondan çıkarıp, bir partinin nüfuzunu kullanan Haluk Pekşen’in emrine vermiştir. Bu iki ismin THK aleyhine işlediği cürümleri anlatmak için bir kitap yazmak gerekir. Maalesef bu ağır ve kasıtlı eylemlerinden dolayı THK bu süreçte çok ağır bir bedel ödemek zorunda kalmıştır. Şükür ki 2 hafta içinde bu sorun ortadan kalkacak ve THK tekrar eski konumuna kavuşacaktır.
14 Eylül’de yapacağımız olağanüstü genel kurul ile bu kabusa son vereceğiz. Fitre, zekât ve kurban derisi gibi dinimizin emirleri gereği topladığımız yardımlar ve devletimizin desteğiyle varlığını sürdüren THK, yine eski günlerdeki gibi havacılığın her alanından Milletimizin hizmetinde olmaya devam edecektir.
THK gibi Atatürk’ün Türk Milletine bir emaneti olan yaklaşık 100 yıllık bir kurumu kendi şahsi menfaatleri ile amacından ve sorumluluklarından uzaklaştıran, kurum kültürünü yok etmeye çalışan bir Genel Başkanın şimdi de gerçeği yansıtmayan açıklamalar ile kurumun itibarını sarsması tarafımızca kabul edilemez.
Bu nedenle bu gerçekleri Kamuoyu ile paylaşmak zorunda kaldığımızı belirterek bilginize sunarız.
Bu süreçte sesimizi duyan THK onursal genel başkanı olan Sn. Cumhurbaşkanımıza teşekkürlerimizi arz ediyoruz.
Saygılarımızla
TÜRK HAVA KURUMU
MERKEZ DENETLEME KURULU
İSTİFA ETMİŞ
THK GENEL YÖNETİM KURULU ÜYELERİ