UÇMANLARIMIZ, HER ZAMAN VE HER HALDE, ULUSUN YÜZÜNÜ AĞARTACAK YÜKSEK DEĞERDEDİRLER.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
3 MAYIS 1935
16 ŞUBAT 1925 TÜRK TAYYARE CEMİYETİNİN KURULUŞ GÜNÜ
Cumhuriyetin ilanından on altı ay gibi kısa bir süre sonra kurulan (T.Ta.C.), yaşamını 97 yıldır sürdürmektedir. 1935 yılındaki 6. Büyük Kongresi’nde adı Türk Hava Kurumu (THK) olarak değiştirilmiştir.
THK, Türkiye Cumhuriyeti’nin kamu yararına çalışan ilk derneklerinden biridir. Ulu yönder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ön görüsü ve talimatı ile kurulan T.Ta.C.’nin ilk genel başkanı da Atatürk’ün yaveri Cevat Abbas (Gürer) Bey’dir. THK’nın genelde bir devlet kurumu gibi algılanmasının nedeni, kuruluş yıllarından bugüne tüzüğünün bakanlar kurulu tarafından onaylanmasından kaynaklanmaktadır. Devletin, vergi muafiyeti dışında, kurban derisi ve fitre-zekât toplama yetkisini yasayla verdiği kurumla, başka bir organik bağı bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanının hamiliği ve doğal başkanlığı kuruluşundan bugüne sürmektedir.
İlk yıllardaki yönetim kadroları mebuslardan oluşturulan THK, ilerleyen yıllarda askeri darbelerin etkisiyle kadrolarını ağırlıklı olarak askerlerden oluşturmuştur. Sivil toplum oluşumu olarak gördüğümüz THK şube başkanlıkları ise tamamen sivillerden oluşmaktadır.
THK köklü bir tarihi geçmişe sahip olmasına karşın, kurumun tarihine yönelik olarak yapılan çalışmalar neredeyse yok denilecek kadar azdır. 1925’teki ilk tüzüğünden bu güne değişmeyen misyonu gereği;
· Türk gençliğine havacılığı tanıtmak ve sevdirmek.
· Havacılığın askeri, ekonomik, siyasal ve sosyal önemini anlatmak.
· Türkiye’de havacılık sanayisini kurmak ve geliştirmek.
· Gençliğin havacılığı bir yaşam biçimi haline getirmesini sağlamak,“ Kanatlı bir gençlik yetiştirmek”
Bu amaçlar doğrultusunda uçuşların gerçekleştirildiği Türkkuşu 3 Mayıs 1935 tarihinde ve onun eğitimlerinin gerçekleştirildiği Eskişehir İnönü Eğitim Merkezi de 10 Temmuz 1936 yılında faaliyete geçirilmiştir.
Ben de 45 yıl önce THK Türkkuşunda havacılığa başlamış biri olarak Türk gençliğine havacılığı tanıtmak ve sevdirmek adına neler yaptığımı kısaca yazmak istedim. Umarım kurumumuz eski güzel günlerine en kısa sürede tekrar kavuşur. THK’nun 97. Yaşı kutlu olsun.
*
MUSTAFA KILIÇ KİTAPLARI
AYANCIK – BENİM İLK AŞKIM
30 Ağustos 1978 günü düzenlenen törenle rütbelerimi takmıştım. Artık ben de çok sevdiğim havacılık camiasının bir ferdiydim. Kollarımda altın sarısı parlayan ve sanki beni istediğim her yere götürecekmiş gibi hissettiren rütbelerimle gurur duyuyordum. Tören sonrası branş1 okullarımıza geri döndük. Görev yapacağımız birliklerin kura çekimleri yapılacaktı. Sicil numaralarımıza göre bizleri kura torbasına çağırıyorlardı. 45’inci sıra geldiğinde bir çırpıda sahneye fırlamış ve kuramı çekmiştim. AYANCIK Hava Radar Mevzi Komutanlığı, SİNOP.
Sinop’u haritadan biliyordum ama Ayancık neresi oluyordu, hiç duymamıştım. O şaşkınlığı üzerimden atamamışken, arkadaşlarımdan Canfer Özcan yanıma geldi. “ Devrem tebrik ederim, memleketime gidiyorsun” dedi. O gün Canfer’den çok az şey öğrenmiştim.
Ayancık ile ilgili birçok şeyi ise Ayancık’ta yaşayarak öğrendim. O benim ilk aşkımdı. On dokuz yaşındaydım, ailemden bağımsız yaşıyordum, bir işim ve param vardı. Bundan daha keyifli ne olabilirdi? İlk maaşımı aldığımda Ayancık’ta panayır vardı ve aylardan Eylül’dü. Panayırdan aldığım çakı ve muhtar çakmağımı hala büyük bir özenle saklarım.
Şadırvanın hemen arkasındaki askeri gazinonun üst katında, üç arkadaş bir odayı paylaşmaya başlamıştık. Kısa bir süre sonra önce radardaki misafirhaneye geçmiştik. Rahat edemeyince Hüseyin Yavuz dostumun Akbank karşısındaki evlerine kiracı olarak çıkmıştık. Daha sonra bekâr evi anlaşmazlığı sonucu, sahilde balıkçı Ziya dayının üst kat komşusu olmuştum. Ta ki 1983 yılında Ayancık’tan ayrılana kadar.
SON TAYYARECİ
Türk Hava Kurumu tarihinin tozlu ve hiç açılmamış sayfalarını aralayarak, o günlerin havacılık anlayışını, anıları, kişileri ve mücadeleleri anlatan hikâyelerin bir derlemesi. Gerçeklere dayanan eleştirilerin havacılara sunumu. Gün yüzüne çıkmamış fotoğrafların ilk kez paylaşılması.
UÇAN KANAT / THK-13
THK-13 Uçan Kanat, aslında 1940’lı yıllarda Türk havacılık sanayisinin bir projeksiyonu. O yıllarda Türk Hava Kurumu Uçak fabrikasının neler yapabileceğinin bir göstergesi. Havacılık ile ilgili olanlar kitabın detaylarında uçan kanat projesinde yapımı gerçekleştirilen planörün mühendislik açısından ilerleyişini ve teknik anlamdaki uygulamaların detaylarını da bulabilecekler. İlgi alanı havacılık olmayan okuyucular ise bir planörün yapımcısı yüksek mühendis Yavuz Kansu’nun anılarını ve mücadelesini okuyacaklar. Projede yer alan test pilotlarının canlarını ortaya koyarak yaptıkları uçuşların detaylarını ve yorumlarını bulacaklar.
TÜRK HAVACILIK KRONOLOJİSİ –THK DİZİNSELİ
Son yıllarda havacılık tarihi ile ilgili tez, makale, inceleme ve araştırma adı altında birçok çalışma gün yüzüne çıkmıştır. Sevinilesi bu yayınların çokluğu maalesef birçok maddi hatayı içerisinde barındırmaktadır.
Yayınlanan birkaç çalışma göz önünde tutularak yeni eserler yaratılma çabası yanlış bilgilerin hızla çoğalmasını sağlamaktadır. Maalesef kurum ve kuruluşlarda yetkili makamlardaki kişilerin ilgisizliği ve bilgisizliği havacılık tarihimizin gerçeklerini tek tek kaybetmemize neden olmaktadır.
Bu çalışmada, 2002 yılından bugüne araştırdığım, okuduğum ve fotoğraflarını inceleme fırsatı bulduğum havacılık tarihimizin, özellikle de Türk Hava Kurumu (THK) tarihinin bilinmeyen birçok gerçeğini gözler önüne sererek gelecek kuşaklara, tarih severlere ve genç havacılara kaynak bir başvuru kitabı hazırlamayı amaçladım.
UÇMAN AVNİ YAYKIN
Uçman Avni Yaykın kitabı, Şehit Avni Yaykın hocamızın oğlu Sayın Özcan Yaykın’ın yıllardır düşlediği bir projeydi. Kendisinin de edebi yönünün kuvvetli olduğunu bildiğimiz halde, Avni Yaykın hocamızın biyografisini yazmaya bir türlü kendisini ikna
edemedim. Sevgi ve saygı nedeni ile objektif olamayacağı kaygısını taşıyordu. Babasına ait tüm bilgi, belge, madalya ve fotoğraflarını hiç tereddüt etmeden bana verdi. Ben de bütün bir yaşamı barındıran belgeleri titizlikle inceledim. Bir havacılık efsanesi olan Avni Yaykın’ı anlatabilir miyim endişesi ile bu kitabı hazırlamaya çalıştım. Umarım Avni hocamı layığı ile anlatabilmişimdir.
Kitabın hazırlanışında her an yanımda olan Özcan Yaykın ağabeyime sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Özel anılarını da bizlerle paylaşarak biyografik ağırlıklı kitaba sıcacık kalbini de eklediğini düşünüyorum.
HALİM CANKO – BENİM DEDEM TAYYARECİ
Bu kitabın oluşması, Murat Canko’nun isteği ile başladı. Dedesine ve babasına olan saygı ve sevgisi normalin çok üstünde. Onların adının Eskişehir’de yaşatılması için arayış içerisinde olduğu bir dönemde tanıştık. Birlikte büyüklerimizin kabirlerini ziyaret ettik. Gözyaşlarımızın aynı anda aktığı oldu. Birbirimizi yakından tanıdıkça gönüldaşlığımız daha da pekişti. Artık birbirimizi abi, kardeş olarak görüyoruz.
Abdülhalim Canko, Kurtuluş savaşı sırasında Halim adını kullanmaya başlamış. Çetin geçen savaş günlerinde adının uzunluğu, kayıtlar için zaman harcadığı düşüncesinde olmuş. Sivil pilotluğa geçişi ile birlikte Halim adının askeri kayıtlarda görmeye başlıyoruz. Cana yakınlığı ve dostlukları sayesinde kendisine “Canko” lakabı takılmış. 1934 soyadı kanunu ile birlikte Canko soyadını almış. Bir başka lakabı ise “ Pöstekili Halim”, uçuşlara giderken pilot koltuğuna pösteki koyduğu için.
Eskişehir’in bilinmeyen kahraman tayyarecisini yazmaya çalışmak bana nasip oldu. Mutluyum. Tek isteğim Halim Canko adının yaşadığı mahalle köşesindeki kavşağa isminin verilmesi. Güzel bir anıt ona ve Eskişehir’e yakışacaktır. Anısı önünde saygıyla eğilirim. Ruhu şad olsun.
Mustafa KILIÇ
Havacılık Tarihi Araştırmacısı-Yazar
sontayyareci@gmail.com