Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluk arkadaşı ve akrabası olan, THK’nun 2. Genel Başkanı Fuat Bulca için bir ev inşa ettirdiğini araştırıp yazmıştım. Bu isteğin Cumhuriyet Ankara’sında önemli görevlerde bulunan mimar Ernst Arnold Egli tarafından gerçekleştirildiğini de biliyoruz. 1936 yılında bitirildiğini bildiğimiz konut Atatürk’ün vefatı sonrası 1939 yılında Fuat Bulca tarafından kullanılmamaya başlanmıştır.
1927 yılında alınan bir kararla mevcut mimar kadroları ile Türkiye’de yeni yapılacak eğitim ve kamu binalarının yapımının gerçekleştirilmesinin zorluğu nedeni ile yabancı uzmanlardan yararlanılmaya başlanılmıştır. Ernst Arnold Egli’de bu mimarlardan biridir.
Mimar Egli, 1935 yılında kişisel nedenlerle resmi görevlerinden istifa etti ve yalnızca Türk Hava Kurumunun baş mimarı olarak faaliyet gösterdi. Egli 1940 yılı sonlarında siyasi durumdaki belirsizlik nedeni ile İsviçre’ye göç etmişti.
Ernst Arnold Egli, Fuat Bulca başkanlığındaki THK için şu inşaatları gerçekleştirmiştir.
· Türk Tayyare Cemiyeti Genel Başkanlık Binası (1934)
Türk Tayyare Cemiyeti adını 1935’teki Genel Kurulda Türk Hava Kurumu olarak değiştirmiştir. Türk Tayyare Cemiyeti Genel Merkezi olarak yapılan bina tamamlanmasından bir yıl sonra Türk Hava Kurumu Genel Merkezi olarak adlandırılmıştır. Halen bu ad altında, Atatürk Bulvarı No:33 Opera/Ankara adresinde varlığını sürdürmektedir.
THK Genel Merkez binası, Egli’nin neredeyse tamamen simetrik bir toplam düzenlemeden vazgeçtiği az sayıdaki büyük ölçekli yapılarından birisidir. Giriş kanadının yalnızca cadde tarafındaki cephesi kendi içerisinde hiçbir şekilde vurgulanmayan bir yansımayı arz etmektedir. Bina üç tane basit eklentiyle birleştirilmiş, iki veya (giriş alanında) üç katlı bir yapı bölümünden oluşan, büyük ölçüde ima edilen ve kuvvetli bir şekilde biçimi bozulmuş bir “H”dir. Reprezantatif¹ mekânları ile birlikte caddeye diklemesine düzenlenmiş giriş kanadı, sağ köşeden buna bağlanan ofis kanadı ve tekrar caddeye dik olarak duran, dar, ön tarafında merdiveni ile arka tarafta sıhhi tesisleri ile birlikte dikkat çekici, tamamen cam kaplı ön cephesiyle öne çıkan servis kanadı.²
Caddeden birkaç basamak merdivenle ulaşılabilen, geriye kalan yapı gövdesine göre bir parça giriş kanadının “soussol”³ bölümünde yer alan ana giriş, büro kanadının hiza çizgisine doğru geriye çekilmiştir. Bu girişin hemen arkasında, yan taraftan büro kanadına ait hacim içerisine entegre edilmiş ana merdivene ulaşılabilen bir koridor bulunmaktadır. Giriş kanadının her iki üst katının hacmi, ana giriş üzerinde çıkıntı oluşturmakta ve dar, tıpkı “Pilotis”⁴ gibi etki eden, enlemesine dikdörtgen kolonlar tarafından taşınmaktadır. Giriş kanadı zemin katta kapı görevlilerinin kulübesiyle birlikte fuayeyi⁵ barındırmaktadır. Her iki üst katta bir taraftan kütüphane, toplantı odaları ve diğer ortak alanlar, diğer taraftan yönetim ofisleri ve iç kısımda bulunan merkezi bir salondan ve yan taraftaki ofislerden ulaşılan dar bir balkon bulunmaktadır.
Binanın cepheleri, Egli’de oldukça sık rastlanan bir durum olduğu üzere, materyallerde önemli bir fark olmaksızın, tamamen farklı tasarlanmıştır. Giriş kanadının ön cephesi, ince bir dikey şeride sahiptir. Pencereler birer delik şeklinde eşit olarak dikey şeride yerleştirilmiştir. Giriş kanadının pencereleri ile aynı biçimi sergileyen ofis ve servis kanadının pencereleri, orada mimari açıdan tamamen farklı ele alınmıştır yani alttan ve üstten pencere pervazlarına bağlı kesintisiz düşey çıkıntılarla, büro kanadı yatay bir bölümlendirme elde etmiştir. Gösterişli iç mekânlar, müdür odası, kütüphane ve birinci ve ikinci üst kattaki fuayeler, koyu renk ahşap parkeleriyle, ahşap kaplamalarıyla ve tavandaki alçı kabartma havası verilen yüzyıl başındaki Viyana yapılarını hatırlatan bir tasarıma sahiptir. Ofislerin bulunduğu kanat, buna karşın daha katı işlevsel bakış açılarına göre tasarlanmıştır. Egli’nin okul yapılarında olduğu gibi, burada da ışıklık tarafından aydınlatılan bir koridora sahiptir.
Egli büro mekânlarının yazın soğutulmasında, kışın ısıtılmasında kullanılan bir havalandırma sistemi tasarlamıştır.⁶
Türk Hava Kurumu(THK) genel merkez binasının mütehhaidi ⁷ kimdir?
THK Gn. Mrk. Binasının proje mimarının Ernst Arnold Egli olduğunu biliyoruz. Bilmediğimiz genel merkez binasının kimin tarafından inşa edildiği idi. 2000’li yılların başında THK Genel Başkanlığında görevli iken kurum tarihi üzerine çalışmalarıma başlamıştım. Bu süreçte genel merkez inşaat emlak müdürlüğüne yaptığım bir ziyaret sırasında masa üzerinde genel merkez binasının projesi üzerinde çalışırlar iken dikkatimi çekmişti ve hemen inşaat müdürlüğündeki bir büyüğüme sormuştum. Projenin müteahhiti kim? o da proje ozalitinin kenarını çevirdi ve müteahhitin yazılı olduğu bölümü gösterdi. Ben de izin alarak o zaman küçük fotoğraf makinem ile fotoğrafını çekmiştim.
İşte o fotoğrafı paylaşmanın zamanı geldi. Eminim sizler de çok şaşıracaksınız.
Koçzade Ticarethanesi⁸
1917 yılında henüz 16 yaşındayken babasını bir bakkal dükkanı açmaya ikna eden Vehbi Koç (1901-1996) ticaret hayatına Ankara’da başlar.
Bugünkü Koç Topluluğu’nun ilk adımlarının atıldığı bu küçük iş yeri, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarına tanıklık eder ve Cumhuriyet’in ilanından sonra yavaş yavaş büyüme gösterir. Küçük bir Anadolu kenti olan Ankara’nın 1923 yılında başkent oluşu ile şehirde hızlı bir imar ve yapı ortamı doğar. Vehbi Koç da işlerini inşaat malzemesi ve hırdavat alanlarını kapsayacak şekilde genişletir.
Vehbi Koç, babasının adına kurulan bu dükkanı 31 Mayıs 1926’da Koçzade Ahmet Vehbi adıyla Ankara Ticaret Odası’na kaydettirir. Bu tarih Koç Topluluğu’nun doğuşunu simgeler ve topluluğun resmi kuruluş tarihi olarak kabul edilir.
Vehbi Koç’un iş hayatına atıldığı yıllar, Milli Mücadele’nin yeni bittiği, Türkiye’nin savaşlardan yorgun düştüğü, insan ve maddi kaynaklarını uzun süren savaşlarda tükettiği, ülke ekonomisinin güçsüz, halkının fakir olduğu dönemlerdi.
Böyle zor dönemde kurulan şirketin bir sonraki aşaması, Vehbi Koç’un Ankara’dan İstanbul’a gelişi ve daha geniş bir ekonomik ortama sahip olan bu şehirde ticarethaneler açması, bazı müteahhitlik işlerini üstlenmesi, çeşitli bayilik ve temsilciliklerle faaliyet alanını genişletmesi oldu.
· Türkkuşu Okulu ve Öğrenci Yurdu (1938)
1930’lu yıllarda hâkim olan yapı politikalarının en önemlilerinden biri her kentin modern anlayışa uygun olarak planlanması ve bu doğrultuda mutlaka yeni bir Gazi Bulvarı veya Atatürk Caddesi açılmasıdır. Bu aks, kentin anayolu olarak, mutlaka Cumhuriyet Meydanı ile ilişkilendirilir. Ayrıca döneme ait imar hareketi kapsamında okul yapıları da bu ana cadde üzerinde konuşlandırılır.⁹ Ankara’daki eğitim yapılarının birçoğu Sıhhiye ve çevresi ile Cebeci semtinde yer almaktadır. Yapılarından çoğunun Jansen Planı uygulanmadan önce tamamlandığı ya da yerinin belirlendiği bilinmektedir.
Daha önce Mimar Egli’nin 1935 yılında kişisel nedenlerle resmi görevlerinden istifa ettiğini ve yalnızca Türk Hava Kurumunun baş mimarı olarak faaliyet gösterdiğini yazmıştık. Egli, Türkiye’ye gelişini, Ankara’da nasıl karşılandığını ve sonrasında neler olduğunu şöyle anlatır.
…Ertesi sabah Ankara İstasyonu’nda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir temsilcisi ve Türk mimarlarını temsilen, son derece saygıdeğer bir şahsiyet olan Mimar Kemalettin Bey tarafından karşılandım. Bakanlığa, ardından da genç Milli Eğitim Bakanı Necati Bey’in huzuruna çıkarıldım. Bakan beni dikkatlice süzerken, elini çenesine doğru getirip Avrupalı bir profesörü daima sakallı olarak tasavvur ettiğinden, benim neden sakalım olmadığını sordu. Bu son derece hoş karşılama, “hoş geldiniz, sefalar getirdiniz” şeklindeki karşılama cümleleri ve herhangi bir sorunum olursa kendisine başvurabileceğim yolundaki nazik ifadeler ile devam etti. Atatürk, Kemalettin Bey’in tasarımı olan Gazi İlk Muallim Mektebi (Gazi Eğitim Enstitüsü, Gazi Üniversitesi Rektörlüğü) binasının tamamlanması görevini Egli’den istemektedir. Egli, bu görevin ilginç öyküsüne anılarında yer vermiştir. Ayrıca Bakan, Kemalettin Bey’in yaptığı plana göre inşaatı başlamış olan öğretmen okulunu ertesi gün ziyaret ederek, detaylı bir incelemede bulunmamı istedi. Ertesi gün incelememi tamamladım. Aynı gün bakandan Ankara Palas’taki resmi baloya katılma davetini aldım. Maarif Bakanı yanıma geldi ve beni Kemal Paşa’nın bulunduğu locaya götürerek kendisi ile tanıştırdı. Mustafa Kemal Paşa beni şöyle bir süzdü ve selamladıktan sonra hemen konuya girerek “Sayın Profesör, inşaatına yeni başlanan Öğretmen Okulu ve inşaat planları size gösterilmiş, ne dersiniz, gördükleriniz sizde modern bir okul izlenimi uyandırdı mı acaba?”dedi. Kısa bir duraksamanın ardından şöyle dedim. “Ekselansları, Kemalettin Bey ile birlikte çalışırsak, inşaatı elbette modern bir okul haline getirebiliriz.” Bunun üzerine Kemal Paşa “Size bunu sormadım, sadece gördüğünüzün sizde modern bir okul izlenimi uyandırıp uyandırmadığını sormuştum” dedi. Anlaşılan gerçek düşüncelerimi söylemek zorundaydım ve de bu yapı ve planların modern bir okulu yansıtmadığını açıkça belirttim. Kemal Paşa, Maarif Bakanı Necati’ye dönerek “Planları rafa kaldırın, okulun profesör tarafından inşa edilmesini istiyorum” dedi. Paşa’nın verdiği bu karardan sonra, nazikçe müsaadelerini isteyip, karmakarışık düşüncelerimle baş başa kalmıştım.¹⁰
Egli’nin anılarından da anlaşılacağı üzere, yeni kurulmakta olan Ankara’nın özellikle okul binalarının modern anlamda yapılması görevi bizzat Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal tarafından istenmiştir.
THK Türkkuşu Okulu ve öğrenci yurdu yapımı 1936 yılında başlayarak 1938 yılı sonlarında bitirilmiştir. Yer olarak yine Atatürk Bulvarına yakın ve THK Genel Merkezinin hemen arkasındaki arazi üzerinde gerçekleştirilmiştir.
İsmet Paşa Kız Enstitüsü ve Ankara Kız Lisesi’nde olduğu gibi Türkkuşu’nun (Türk Hava Kurumu Genel Merkezi) yönetim binası ile uçuş okulu da doğrudan birbirlerine komşu olacak şekilde, bu sefer neredeyse çakışan paralel bir konumda düzenlenmiştir. Aslında, yapımı gerçekleştirilen her iki binayı birleştiren ve yönetim binası ile okul arasındaki ara bölgeyi güneye doğru tamamlayan ve bir öğrenci yurdunu barındıracak olan üçüncü bir bina öngörülmüştü. Ancak bu yapı bölümü gerçekleştirilmemiştir. Egli tarafından planlanan öğrenci yurdunun yerine, daha sonraları benzer bir yapı inşa edilmiştir. Sonradan yapılan ek binasıyla birlikte okul binası günümüzde artık Türkkuşu’na ait olmayıp, Hava Kuvvetlerinin misafirhanesi olarak kullanıldığından, bu binalar gezilememektedir.
Uçuş okulunun kat planı, yönetim binasının kat planına kıyasla daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Temel olarak iki kollu tasarlanmış olmasına rağmen, bu bölümlendirmenin üzerine binanın yamaç tarafındaki cephesinde buna uygun bir hacimsel kademelendirmeyle kendisini
gösteren, boylamasına çapraz konumda beş bölgeli bir bölümlendirme bindirilmiştir. Bina, bir bodrum katından ve onun üzerinde yer alan iki kattan oluşmaktadır. Binanın konumu nedeniyle yamaca paralel olarak vadi tarafında tamamen açıkta duran bodrum katı, ortada çok amaçlı büyük bir mekânı, sol tarafta çeşitli depo ve makine dairelerini ve sağ tarafta okulun yemek salonu ile mutfağını barındırmaktadır. Bunun üzerinde yer alan katta, eğitim mekânları bulunmaktadır. En üst kat, yine idareye ait mekânlar ile kütüphane ve diğer derslikleri içermektedir.
Ana giriş, binanın kuzey tarafındaki dar kısmında bulunmaktadır. Geniş bir merdivenden çıkılarak, dört tane ince, süslemesiz sütundan ve düz bir çatı döşemesinden oluşan, iki katlı, sütunlu açık bir hole girilmektedir. Giriş holünün ve onun arkasında yer alan fuaye mekanlarının seviyesi, yarı yarıya alt kat ile zemin kat arasında yer almaktadır. Böylece, fuaye ve fuayeye ait mekanlar, bir tür ‘ara kat’ oluşturmaktadır. Girişten itibaren, kısa bir merdivenle dersliklerin de yer aldığı binanın asıl katına ulaşılmaktadır.
Uçuş okulunun düz çatısı, ortasında yer alan üçte birlik kısmı üzerinde dolaşılabilir teras olacak şekilde yapılandırılmıştır. Binanın arka yüzüne düzenlenmiş olan her iki merdivenlik, tıpkı vadi tarafındaki boylamasına cepheyi vurgulayan yarım daire çıkma gibi, çatı terasına kadar yukarıya doğru çekilmiştir. Bunların her ikisinin de uç kısımları çıkmaya benzer şekilde yuvarlatılmış dar bir çatı kaplamasıyla tamamlanmıştır.
Değerli hocamız Sayın Oya Atalay Franck çatı kaplamasının planöre benzediğini doğal olarak fark edememiştir.¹¹
· Uçuş Okulu Tesisleri, Etimesgut “TÜRKKUŞU”
Görev emrini alan Egli THK Genel Merkez binasının bitirilmesinden sonra (1934) 3 Mayıs 1935 tarihinde açılışı yapılan THK’nun uçuş faaliyetlerinin yürütüleceği Etimesgut’taki Türkkuşu tesislerinden Uçuş Okulu, Atölye ve Hangarların tasarımlarını yapar.(1936-37)
Mustafa KILIÇ
Havacılık Tarihi Araştırmacısı – Yazar
sontayyareci@gmail.com