Türk Hava Yolları geçtiğimiz günlerde web sitesi üzerinden bir bildiri yayınladı ve Güney Amerika ülkelerine gidecek yolcularına ek kontroller uygulamaya başladığını açıkladı. Özel bir şirket tarafından yapılan kontrollerde seyahati engellenen birçok yolcunun diğer kayıplarının yanında 100 bin liranın üzerinde bilete ödedikleri ve geri alamadıkları para söz konusu. Bütün planlarınızın hayal kırıklığına uğradığına mı yanarsınız, geri alamadığınız büyük miktarda paranıza mı?
Bu uygulamanın yapılmasına, çok sayıda Türk Vatandaşının kaçak yollardan Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmesinin sebep olduğu düşünülüyor. THY, taşıdığı yolcular gidilen ülkeye kabul edilmediğinde geri getirme durumunda kaldığı için operasyonlarında aksama olmaması mümkün değil. Bu yüzden tedbir almakta çok haklı.
Meksika, Türk Vatandaşlarını vizesi olmasına rağmen daha uçaktan indirmeden pasaportları toplayıp, inceledikten! sonra bazılarının uçaktan inmesine izin veriyor, diğerlerini geri gönderiyordu. Sebep; ABD’ye kaçak geçiş ihtimali olduğu tahmin ediliyor.
Orta Amerika ülkeleri de Türk Vatandaşlarına karşı ABD’ye kaçak girecek göçmen gözüyle bakıp, hatta oldukça sert davranıp ülkelerine almak istemiyorlar. Buralar Türkiye’de olsa asla gitmeyeceğiniz, sefaletin, pisliğin, kanunsuzluğun kol gezdiği, can güvenliğinizin olmadığı ülkeler.
Ukrayna’ya girişler de sıkıntılıydı. Vize istememesine rağmen hatta kimlikle bile girilirken, gümrükte saatlerce ve defalarca sorgulamalar, aşağılamalar yapılmaktaydı. Sebep; Avrupa Birliği bölgesine kaçak girme ihtimali olduğu tahmin ediliyor.
Muhtemelen bazı müdahalelerle Orta Amerika ülkeleri, en belirgin tavrıyla Meksika, Ukrayna, Avrupa’da olup henüz Avrupa Birliğine girmemiş ülkeler; Avrupa Birliği bölgesinin ya da ABD’nin sınır jandarması gibi davranmasını anlıyorum fakat adında Türk ismini taşıyan havayolumuzun Türk Vatandaşlarına toz kondurmaması gerekirken potansiyel ilticacı belirleyip, seyahat özgürlüklerini kısıtlamasını, maddi ve manevi mağdur etmesini anlamıyorum.
Hele ki; Kolombiya, Peru, Brezilya, Arjantin gibi Türklere büyük sempati duyan, insana insan olduğunu hissettiren, kollarını açmış hoş geldiniz tavırlarıyla karşılayan ülkelere uçuşlarda bu uygulamanın yapılmasını anlamıyorum. Tek suçumuz Türk olmak ve pasaportumuzun gücü daha kendi ülkemizden çıkmaya yetmiyor değil mi?
Türk Hava Yolları, ticari sebeplerle veya uçuş operasyonlarının düzeninin bozulmaması için yapıyor olabilir, tedbir alması da gereklidir, fakat bu şekilde değil.
THY kendini korumak için yolcuların yoğun olarak geri gönderildiği Meksika gibi ülkelere gidecek müşterilerinden gidiş-dönüş bilet almalarını ve diğer kabul şartlarını taşımalarını isteyebilir. Hatta kabul edilmezseniz geri getirmek için şu kadar tazminat alırım da diyebilir. Gerçekten amaç işe yarayacak bir kontrolse bunu gidilecek ülkenin gümrük birimleriyle online olarak değerlendirebilir.
Son dakikada bir şirket görevlisinin ağzından çıkacak merhamet kelimeleriyle seyahat edeceğiniz ya da hayır deyince bütün hayallerinizin suya düştüğü, günlerce hazırlandığınız, işinizden izin aldığınız, kıyafetler aldığınız, otel rezervasyonları yaptığınız, ara uçuşlara bilet aldığınız, ve yüksek meblağlar ödediğiniz seyahatinizi yapamamak hatta bu psikolojiyle seyahate hazırlanmak, uçuş zamanını beklemek nasıl bir psikolojik durum olur takdirinize bırakıyorum.
Göreve gelişiyle mutluluk duyduğum, yakından takip ettiğim, birbirinden güzel işlere imza atan Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ahmet Bolat, tahmin ediyorum en kısa sürede bu duruma bir çözüm bulacaktır. Sosyal medya bu sebeple mağdur olmuş kişilerin anlatımlarıyla çalkalanıyor.
Hadi el yapıyor yapacağını, bizim bize yaptığımız hak mıdır, reva mıdır? Zoruma giden bu.
Türk Hava Yolları’nın Açıklama Bildirimi İçin TIKLAYINIZ
