Birkaç ay öncesine kadar en çok tartışılan konuların başında Türkiye’nin Ruslardan aldığı S-400 hava savunma sistemine karşılık, ABD’nin F-35 savaş uçağı projesinde Türkiye ile olan ortaklığını askıya alması geliyordu.
ABD’nin aldığı bu kararda hesaplar tutmadı ki, ABD Hükümeti Hesap Verilebilirlik Ofisi (GAO) raporunda Türkiye’nin programdan çıkarılmasının F-35 üretimindeki riskleri arttıracağını yazdı.
Ses üstü hızda uçan, düşük iz bırakan F-35 savaş uçağı için Türk tedarikçiler 1020 parça üretiyordu.
1005 parça için yeni kaynaklar belirlendi, ancak kritik olan 15 parça için beklenilen hedefe ulaşılamadı.
Yani ABD’nin F-35 programı aksadı.
Oysa Türkiye, 20 Haziran 2002’de 3. Seviye ortak olarak katılmıştı projeye.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın da 100 adet F-35 alması planlanıyordu.
Ve ilk F-35, 2018’de teslim edildi.
Teslim derken, usulen bir teslim töreni düzenlendi; ama uçak Türkiye’ye gönderilmedi.
Gerekçe olarak da uçağı Türkiye’ye uçuracak pilotların ve teknisyenlerin eğitimi için bir süre Türkiye’de kalması gerektiği gösterildi.
Bir yıl sonra Türkiye, Rusya’dan S-400 hava savunma sisteminin ilk bölümünü teslim alınca, ABD Türkiye’yi F-35 programından çıkarttığını açıkladı.
Uçakların teslimi de iptal edildi tabi.
Mart ayında Türkiye’yi tamamen üretim hattından çıkartacağını söyleyen ABD, Kovid-19 salgını ile beraber geri adım atıyor.
Çünkü F-35’ler için Türkiye’nin ürettiği o kritik parçalar başka yerden temin edilemedi.Peki, kritik olan o parçalar hangileri ve kimler üretiyor?
Biri ASELSAN’ın ürettiği ve uçağın kanat bölgesinde bulunan navigasyon ve tespit sistemi.
HAVELSAN 2005’ten beri projeye katkı sağlıyor, uçağın alt bölgesinde bir nevi mühendislik desteği veriyor.
Projeye katkı sağlayan bir diğer firma AYESAŞ.
O da projeye yazılım tedarik eden firma.
Ayrıca pilotun bulunduğu cockpitte yer alan panoramik kabin ekranının kartlarının ve füze uzaktan kumanda arabiriminin de tek tedarikçisi.
TUSAŞ ve KALE Havacılık, uçağın gövdesinin yapısal parçalarını ve düzeneklerini üretiyor.
Türk Havacılık Uzay Sanayi, orta gövde üretimine ve montajına büyük katkı sağladığı gibi, kompozit dış kaplama ve hava girişi kanallarının üretimini yapıyor.
ALP Havacılık, iniş takımı parçaları, fren sistemi parçaları, yakıt pompası parçalarının üretimini yapıyor.
Türkiye’nin F-35 üretimine katkı sağladığı diğer parçalar ise sadece mühendislerin anlayacağı kadar fazla teknik.
Yani motordan sonra, uçağın belki de en kritik bölgelerinin parça üretimini Türkiye yapıyor.
ABD Hükümeti Hesap Verilebilirlik Ofisi’nin “Türkiye’nin çıkartılması programı sekteye uğratabilir” raporu önemli ve ABD Kongresi tarafından da dikkate alınır sanırım.
Çünkü içinde bulunulan salgın süreci, zaten kötüye giden ABD ekonomisini, savunma sanayi konusunda da olumsuz etkiledi.
Çalışma ve üretme şartlarının kısıtlı olduğu Kovid döneminde eksik olan bu parçaların kısa zamanda temini neredeyse imkansız.
Zaten bazılarının da tek tedarikçisi Türkiye.
Üzerinde çalışılması, üretilmesi ise zaman ve uygun koşullar istiyor.
Öyle görünüyor ki Mart 2020’de üretim hattından çıkartılması planlanan Türkiye ile sadece üretici sözleşmesinin uzatılması ABD için yeterli olmayacak.
Türkiye’nin tekrar F-35 projesinin bir parçası olarak kalması ise çok yüksek ihtimal.
Denildiği gibi, “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”.