Uçaklarda sunulan ikramlar şüphesiz havayollarına göre değişiyor. Hatta aynı havayolunun merkezinden yüklenen ikramıyla, uzun bir uçuş sonrası farklı havalimanlarından yüklenenler bile farklılık gösteriyor. Bu farklılığı zaman zaman Türk Hava Yolları’nın ödüllü ikramlarında da görmek mümkün. Atatürk Havalimanı çıkışlı ikramlarla, Amerika dönüşünde sunulanları bu sebeple kıyaslamak pek doğru olmaz. Bu durum, hemen hemen tüm havayolları için geçerli. İkramlarla yolcuları tatmin etmek ne kadar zorsa, havayolları için de o kadar külfetli bir kalem. Üstelik işin bir de israf boyutu var ki, EasyJet ve Pegasus gibi düşük maliyetli şirketleri saymazsak, henüz hiçbir geleneksel havayolu tam anlamıyla bu duruma çare bulabilmiş değil. Hasılı gelecek yıllarda ikram meselesi tartışılmaya devam edecek.
Çoğu köklü Avrupalı şirketler, özellikle ekonomi sınıfında küçük bir çerez, cips, kurabiye ya da kek gibi basit ikramlar sunuyor. Amerika’da da iç hatlarda benzer durum var. Hatta Delta’nın ikonik Biscoff kurabiyeleri 30 yıldan fazla bir süredir ikram ediliyor ve artık sektörde bir kült haline geldi.
FISTIK TARİFESİ
Halbuki 1950’li ve 1960’lı yıllarda havayolları uçakta adeta büyük ziyafetlere imza atıyordu. Ancak, 1970’lerde Amerikalı Southwest’in gökyüzünde fıstık tarifesi olarak literatüre giren uygulamasından itibaren aperitifler uçak içerisinde daha yaygın şekilde servis edilir hale gelmeye başladı. Bu durumu analiz eden havayolu şirketleri, bu tarz aperitiflerin işletme maliyetlerini ciddi oranda düşürdüğünü görünce uygulama yaygınlaştı. Sağlanan tasarrufların bilet fiyatlarını aşağı çekmesiyle de şirketler daha rekabetçi hale geldi ve yolcu sayısını da artmaya başladı. 1978’lerde küresel ölçekte havacılığın yeni regülasyonlara kavuşmasıyla, küçük atıştırmalıkların uçaklarda ikram edilmesinin önü açıldı, ama çok fazla da yaygınlaşmadı.
MİLAT 11 EYLÜL
Havacılık sektöründe milat olan 11 Eylül 2001 hadisesinden sonra sektörde kâr marjlarının çok aşağılara inmesiyle birlikte uçak içinde atıştırmalıklar standart hale geldi. Havayollarının uçak bileti fiyatlandırmasında, ikramlar üzerinde durulmaya başlandı. En önemli endişe imaj ve itibar olduğu için daha fazla para kazanılan üst sınıflar için özenli davranılmaya çalışıldı.
Netice itibarıyla günümüzdeki düşük maliyetli (low cost) havayollarının geleneksel havayollarına göre daha ucuz rakamlara yolcu taşımasının temelinde bu tarz hizmetleri kısmak yatıyor. Çünkü havayolları uçak içi ikramlarında çok küçük kısıtlamalarla bile milyonlarca dolar tasarruf edebiliyor. Örneğin Continental, 2011’de United’la birleşmesinden sonra, uçak içinde çerez ve küçük simit (pretzel) ikram etmeyi bırakarak yılda 2.5 milyon dolar tasarruf elde ettiğini açıklamıştı. Fakat geleneksel şirketler, yolcularını düşük maliyetlere kaptırınca, ikramlarda da hesaplar değişmeye başladı.
Birçok havayolunda tat ve taşınabilirlikten müşterinin talebine, ürünün tedarikine ve markalaşmaya kadar her şeye bakan özel ürün ekipleri istihdam ediliyor. Maliyet analizi yapılarak, şirket için en verimli, yolcu için de tercih edilen ikramlar seçilmeye çalışılıyor, ama maliyetlerden kurtuluş olmuyor. Ayrıca THY, Lufthansa, Emirates, Katar, British gibi geleneksel havayollarında her yolcu için ikram yüklendiğinden israfların önüne geçilmesi zor oluyor.
TEKNOLOJİYLE İSRAF AZALABİLİR
Netice itibarıyla düşük maliyetli havayollarının da baskısıyla, önümüzdeki yıllarda uçak içerisinde ücretsiz sunulan yemeğin, atıştırmalıkların, içeceklerin sonu gelebilir. Dijital dünyada yiyecekiçeceklerin hem havayoluna hem de yolcuya daha az maliyetle tedariki için çalışmalar yapılıyor. Her yolcu için ikram yüklenmesi yerine uçuştan 5-6 saat önce havayolunun ikram bölümünden sipariş verilmesi için çalışmalar yapılıyor. Böylece ihtiyaç kadar ikram yüklenebilmesiyle, uçağın daha hafif havalanması, ikrama şirketlerin fazla kaynak ayırarak bunu da tüm yolcuya fatura etmesinin önüne geçilmesi amaçlanıyor. Teknolojinin sağladığı imkânlarla iki tarafı da memnun edecek bir çözüm aranıyor. Zaten yapılan araştırmalar da yolcunun uçakta ücretsiz wi-fi kullanmayı yemek yemeye tercih edeceğini gösteriyor. Böylece havada ücretsiz wi-fi sunulması yaygınlaşacak, ama ikramlar paralı hale gelecektir. (Güntay Şimşek-Habertürk)