Daha önceki bir yazımda iki değerli havacı büyüğümüze nasıl ulaştığımızı paylaşmıştım sizlerle. Onları tekrar görebilmek bizi çok mutlu etmişti. Böylesi güzel duyguları yaşarken, eski uçmanları ve anılarını dinleyip, belge ve resimleri derlerken, başka bir kapı açıldı önümüzde.
AVNİ YAYKIN İLE BAŞLAYAN GELİŞMELER
Atılmak üzere olan atık kâğıt çuvalları içersinde Şehit Avni YAYKIN’ın şahsi dosyalarına ulaşmıştım. Birçok belge bize hocamız şehit Avni Yaykın’ı anlatıyordu. Belgelerden bir tanesi Avni hocamızın oğlunun doğum raporuydu. Bilgisayarımızla raporda yazan ismi araştırdığımızda, Yaykın hocamızın oğlu Sayın Özcan YAYKIN çıktı karşımıza. Durumu kendisine iletmemizle birlikte, Özcan ağabeyimiz soluğu bizim yanımızda aldı. Beni en çok etkileyen yönü de geçmişe sahip çıkışıydı. Eskilerden saygıyla, gözleri sevgiyle dolarak bahsediyordu. O da biz de duygu dolu anlar yaşadık.
Özcan ağabey babası Avni hocamızın albümünü bizlere getirdi ve paylaştı. Resimlere bakarken birden durakladı, eline telefonu aldı ve babasının arkadaşı olan Öğretmen pilot Sayın Mehmet SEPİCİ ’yi aradı. Tatlı tatlı sohbet etti büyüğü ile bizleri de tanıştırdı.
Şaşkınlığımız bir kez daha arttı. Bizim bildiğimiz ikinci kuşak THK havacılarından Morçöl hocalardan başka kimsenin hayatta olmadığıydı. Ancak bu şaşkınlık mutlu bir şaşkınlıktı. Telefonun öbür ucunda dinç bir ses, açık bir zihin ve sevgi dolu sözler vardı.
ADANA’YA YAPILAN ZİYARET
Özcan Yaykın ağabey uzun yıllardır Sepici ailesi ile görüşmekteymiş. Bu konuşmalardan sonra özlem ağır bastı ve Özcan ağabey Adana ya ziyarete gitti. Bende kendisinden yaşam öykülerini ve resimlerini rica ettim. Döndüğünde harika resimler, belgeler ve anılar bizlerin olmuştu.
Şimdi kitap olabilecek bir yaşamı sizlerle kısaltarak paylaşmak istiyorum.
MEHMET SEPİCİ KİMDİR
Mehmet Sepici 1926 yılında Ordu da dünyaya gelir. Altı yaşında okula başlar ancak üçüncü sınıfta sıtmaya yakalanır ve bir yıl okula ara verir. Kıpır kıpır hareketli bir çocuktur. Ortaokul sıralarında babasının işi gereği Ünye’ye taşınırlar. O yıllarda lise okuyabilmek için en yakın büyük bir kente gitmek gerekirdi. Ünye’de okuyamayan Sepici kaçarak samsun’a gelir. Hem çalışır, hem de lise’ye devam eder. Ailesinden uzak kalan Sepici zorlanarak lise öğrenimini bitirir.
PLANÖR KURSUNA BAŞLAMASI
1945 yılında THK Samsun’da planör kursu açar. Mehmet Sepici hiç vakit geçirmeden kursa yazılır. Samsun’da kursu yöneten öğretmen pilot Cemal Uygun’dur. Cemal hoca atılgan, cesur ve başarılı öğrencisini Eskişehir İnönü’ye yüksek planör kampına gelmesini arzu eder. Hocasının isteği doğrultusunda İnönü de ‘C’ brövesini alır. 1957 yılına kadar planör öğretmenliği yapan Mehmet Sepici, sonraki yıllarda özellikle zirai ilaçlama pilotu olarak Türkkuşu’ndaki görevine devam eder. 1968 yılında THK’nu Fransa’daki toplantıda temsil eder. Yurda dönüşten kısa bir süre sonra da Türkkuşu’ndan istifa ederek ayrılır.
1968 yılında satın aldığı kendi uçağı ile Adana da zirai ilaçlama işlerinde çalışır. 1986 yılına kadar uçuşlarına devam eden Mehmet Sepici emekliye ayrılır ve çok sevdiği Adana’ya yerleşir.
EVLENME YASAĞINA BULUNAN ÇÖZÜM
Türkkuşu’nda renkli kişiliği ve esprileriyle çok sevilen Sepici hocamızın ilginç anılarından bir tanesi unutulacak cinsten değil, şöyle ki. Mehmet Sepici eşi olan sevgili Mürvet ablamıza âşıktır ve evlenmek istemektedir. Ancak bir engel vardır, o yıllarda öğretmen olmayan ama kurumda çalışan öğretmen adaylarına evlenme izni yoktur. Ne zaman kadrolu öğretmen pilot olunursa, evlenmek de serbest olmaktadır.
Öğretmenliğine az bir süre kala, ailevi nedenlerle nikâh kıymak ister ve o sıralarda Türkkuşu Genel Müdürü olan Cemal Uygun hocaya giderek “ Sabiha hanım nikâh şahidim olacak, diğeri de siz olurmusunuz?” der. Sabiha Gökçen’in adını duyan Cemal hoca tabiki der. Sepici hoca bu sefer de Başöğretmen Sabiha Gökçen’e giderek. “Cemal Uygun hocam nikâh şahidim olacak, sizde eşimin nikâh şahidi olurmusunuz?” der. Sabiha Gökçende çok sevdiği Cemal hocanın adını duyunca, memnuniyetle der. Ve Sepici hoca evlenir.
Durumu bilmeyen diğer öğretmen adayları şaka yollu Sepici hocayı şikâyet edeceklerini söylerler. Mehmet Sepici de nikâh fotoğraflarını çıkararak gösterir. “Sıkıysa şikâyet edin. Kimi kime şikâyet edeceksiniz.” der. Fotoğraftaki nikâh şahitlerini görenler şok olurlar. Şaka geri tepmiştir.
Daha birçok anıyı bizlerle paylaşan, özel albümündeki fotoğrafları, belgeleri bilgisayar ortamına atmamıza izin veren Sayın Mehmet Sepici hocamıza ve eşleri Sayın Mürvet ablamızı maalesef kaybettik. Anıları ve havacılığa kattıklarından dolayı onları saygı ve sevgiyle anıyorum. Yaşamları genç havacılara örnek olsun. Gerçek havacılığı kaybedenlere de ders olsun.
Mustafa KILIÇ
Havacılık Tarihi Araştırmacısı – Yazar
sontayyareci@gmail.com
