Türk Hava Yolları’nın (THY) İstanbul-Antalya seferini yapan tarifeli uçağın kokpit bölümündeki sol ön camında çatlama meydana gelmiş ve pilotların, kuleden gerekli izinleri almasının ardından uçak, İstanbul Havalimanı’na sorunsuz inmişti.
THY uçağının kuş sürüsüne çarpması ise sosyal medyada daha önce uzmanların bu yönde yaptığı uyarıların dinlenmemesine atıfta bulunularak eleştirildi.
Uzmanlar, daha önce İstanbul Havalimanı’nın kuş sürülerinin göç yolu üzerinde olduğu gerekçesiyle inşa edildiği alana yapılmasına karşı çıkmıştı.
Leylek, kartal ve şahin sürüleri geçiyor
İstanbul Havalimanı, kuş göç yollarının üzerinde bulunuyor ve kuşların uçağın motoruna kaçma riski uçuş güvenliği açısından risk yaratıyor.
Enerji analisti ve Birgün gazetesi yazarı Özgür Gürbüz, daha önce proje ile ilgili BBC Türkçe’ye şu açıklamada bulunmuştu:
“Ekosistemlerinden dev otoyol geçirdiğimiz bu hayvanlar şimdi de yüzlerce uçağın ve araç trafiğinin baskısı altında kalacak. Havalimanının kuşların göç yolu üzerinde olduğunu, alanın dünya açısından değerli onlarca türe ev sahipliği yaptığını uzmanlar söylüyor. Gerekliliği bile tartışmalı bu devasa proje ekolojik açıdan korunması gereken bir yere yapıldı. Etrafında yapılaşma arttıkça hasar daha da büyüyecek.”
Projeyi hayata geçiren İstanbul Grand Airport’un (İGA) hazırladığı değerlendirme raporlarında da 2014 yılından bu yana uzun dönemli izleme çalışmalarının yapıldığı ve buna göre “göç dönemlerinde ve yıl boyu uçuş güvenliğini tehdit edebilecek göçmen ve yerli kuş türlerinin” tespit edildiği belirtildi.
Değerlendirmede, leylek, kartal ve şahin sürülerinin geçtiği ilkbahar göç döneminde en yoğun zamanın 15 Mart ile 10 Nisan arasında olduğu; sonbahar göç döneminin en yoğun zamanlarının ise 25 Eylül ile 5 Ekim ve 15 Ekim ile 5 Kasım arasında olduğu ifade edildi.
Değerlendirmede, “Yıl boyunca göçmen kuşlara göre daha az olmak üzere yerli kuş hareketliliği mevcuttur. Havalimanı çevresindeki yerleşim alanlarında martı, karga, güvercin ve sığırcık gibi uçuş güvenliği açısından risk oluşturan türler barınmaktadır” denildi.
Raporlarda kuş sürüleriyle ilgili alınan önlemler de yer aldı.
Bunların başında martıların beslenmesi, havalimanına yakın bir noktada çöplüklerin rehabilite edilmesi ve göçmen kuşlar için sesli ve ışıklı uyarı sistemlerinin kurulması bulunuyor.
2016 yılında kapatılan Radikal Gazetesi’nin 2014 yılında yayımladığı bir makale kapsamında muhabir Elif İnce’ye konuşan İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nden kuş bilimci Doç. Dr. Zeynel Arslangündoğdu, bu havalimanında her sene kuşlardan kaynaklı en az 2-3 kaza olma ihtimali olduğunu öne sürmüştü:
“3. Havalimanı’nın yapılacağı bölgede ilkbaharda çok yoğun kuş göçü yaşanıyor. Elimizde bu bölgede 10 senedir ilkbahar aylarında yapılmış sayımlardan veriler var. 3. Havalimanı’nın ÇED raporuna göre uçaklar 3 dakikada bir iniş-kalkış yapılabilecek. Ben sadece gündüz yapılacak uçuşları hesaba katarak yaptığım modelleme sonucunda yılda en az 2-3 uçağın ciddi kaza yapma ihtimali olduğunu tespit ettim. Daha ufak kazaları da sayarsak rakam 10’un üzerine çıkıyor.”
Ekoloji gazetecisi Pelin Cengiz ise Twitter’dan bu konuya dikkat çekmişti.
Atatürk Havalimanı’nda 150 bin göçmen kuşla karşılaşma varken, bu rakam üçüncü havalimanında 550 bin. Kuş çarpışma riskinin tam manasıyla hesaplanıp hesaplanmadığını bile bilmiyoruz. Çünkü hesap verme yok, şeffaflık yok, kamuyu bilgilendirme yok…
— 🏳️🌈Pelin Cengiz🏳️🌈 (@Pel_in_Ce) June 28, 2019