Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği(TUYED) Yönetim Kurulu Başkanı ve Yeni Birlik Gazetesi yazarı Musa Alioğlu, köşesinde Rus turistlerin Türkiye’ye gelişlerini değerlendirdi.
Alioğlu’nun yazısı şöyle;
Şimdilerde Türkiye’nin en büyük turizm müşterisi olan fakat, koronavirüs nedeniyle gelmeleri yılan hikayesine dönen Rus turistlerin haftanın ilk günü Antalya Havalimanı’na inmesiyle, kent halkı, günlerdir hep dillerine doladıkları “Ruslar Geliyor” sözlerini korku değil, bir mutluluk ve sevinç ifadesi olarak dile getirdi.
Orijinal adı, “The Russian Are Coming. The Russian Are Coming” olan 1966 yapımı Amerikan komedi filminin Türkçe adı “Ruslar Geliyor. Ruslar Geliyor.”du.
Bu filmin konusu şöyle. Sovyetler döneminde bir denizaltının kaptanı gözetlemek için geldiği ABD’ye ait küçük bir adanın açıklarında gemisini karaya oturtur. İngilizce bilen iki mürettabatını ve yedi askerini kendilerini çekecek bir bot almaları için adaya gönderir. Fakat askerler halkla iletişim kuramayıp, halk arasına karışmayı başaramayınca, ada sakinleri işgal edildiklerini düşünürler.
Film, buradaki komiklikleri anlatır.
Şimdilerde Türkiye’nin en büyük turizm müşterisi olan fakat, koronavirüs nedeniyle gelmeleri yılan hikayesine dönen Rus turistlerin haftanın ilk günü Antalya Havalimanı’na inmesiyle, kent halkı, günlerdir hep dillerine doladıkları “Ruslar Geliyor” sözlerini korku değil, bir mutluluk ve sevinç ifadesi olarak dile getirdi. Çünkü, geldi, geliyor derken Ruslar nihayet geliverdi. İlk gün farklı şirketlere ait 80 uçakla gelen 23 bin Rus turisti sevinçle karşıladı Antalya’ya.
Filmdeki gibi bir yanlış anlaşılma olmadığı için gelenler de, ev (otelciler ve esnaf) sahipleri de bu durumdan çok memnun. Komünist rejim döneminde, “Aman bizden uzak dursunlar” dediğimiz Rusları şimdi davul zurnayla karşılıyoruz. Komünizm yumuşadı, biz de bu yeni tip komünizme karşı, dövizin de etkisiyle daha bir sıcak davranıyoruz. Onlardan çoğunlukla kız aldık, ama kız vermeden hısım da olduk, kaynaştık.
Uçaklarını düşürdük, büyükelçilerini bir salak öldürdü ama neyse ki tüm bunlara rağmen hiç hasım olmadık. Libya’da ve Suriye’de nasılız doğrusu bilmiyorum.
Asıl konumuza gelirsek Rusların bu çok geç kalmış ziyaretlerini mercek altına almalıyız. Çünkü, onlara ihtiyacımız var.
10 Ağustos Pazartesi günü TAV Antalya Havalimanı olağanüstü bir gün yaşadı. Aylardır uçağa hasret apron ve pistler uçaklara adeta serildi. Yolcuya hasret terminal binalarının yüzü güldü. Fakat Rusların gelişi ne zamana kadar devam eder, bu yıl kaç kişi gelir asıl sorun bu.
Rusya Tur Operatörleri Birliği (ATOR) Başkanı Maya Lomidze Türkiye’ye uçuşların başlamasıyla turizm sektörünün canlandığını ve bu yıl 4,5 ile 5 milyon arasında Rus vatandaşının değişik ülkelerde tatil yapmasını beklediklerini söyledi. İşte bu 5 milyon turistten iki aylık sürede payımıza ne kadar turist düşecek bu çok önemli.
Lomidze açıklamasında “Türkiye, geçen yıl ağırladığı yaklaşık 7 milyon turistle, Rus vatandaşlarının en çok ziyaret ettiği ülkeler arasında ilk sıralarda yer aldı.
Turistlerin bu yaz karşılaştıkları koşulları göz önünde bulundurduğumuzda, Türkiye’ye yönelik yüksek bir talep var. Ağustos sonu ve Eylül başını kapsayan çok iyi göstergeler var. Türkiye bu yıl yurt dışı tatilinde lider ülke olacak.
Talep hacmi geçen yıla yaklaşıyor ve Türkiye’nin bu yıl Rus turizm pazarında iyi bir yaz geçireceğini bekliyoruz.” dedi.
Lomidze’ye bu iyi dilekleri için teşekkür ederiz ama, ya az gelirlerse ne yaparız.
Doğrusu, 2019’a bakınca Türkiye’ye en çok turist gönderen ülke yüzde 17.6 artışla 7 milyon 17 bin kişinin geldiği Rusya Federasyonu olurken, onu yüzde 11.4 atışla 5 milyon 27 bin kişinin geldiği Almanya takip etmiş. İngiltere’den ise, yüzde 13.6 artışla 2 milyon 562 bin, Hollanda’dan yüzde 10.2 artışla 1 milyon 117 bin, Fransa’dan yüzde 19.7 artışla 875 bin ziyaretçi gelmesi yüzlerimizi güldürmüştü. Yani, Rusya çok önemli.
Şimdi Ruslar ayaklanmış, ilk hedefleri olan Akdeniz’e yani sıcak Antalya’ya Sheremetyevo’dan, Domodedovo’dan, Vnokovo’dan ve diğer meydanlardan uçaklarla akın akın geliyorlar. Yetmez ama neyse.
Rusya Federal Havacılık Kurumu (Rosaviatsiya) Türkiye’ye tarifeli ve charter sefer yapacak Rus havayolu şirketleri ise şu şekilde açıkladı.
Moskova-Antalya uçan şirketler;
Aeroflot, S7 Siberia Airlines, Ural Havayolları, Royal Flight, (OTİ Holding Sahibi TC vatandaşı Ayhan Bektaş) Pobeda, Ikar, Red Wings, North Wind, (Pegas Turistik, Sahibi TC vatandaşı Ramazan Akpınar, Azur Air, (Anex Tur- Sahibi TC vatandaşı Neşet-Serhat Koçkar) Rossiya ve I fly. Hollanda’da da Corendon Dutch Airlines (Corendon Turistik-Sahibi TC vatandaşı Yıldıray Karaer ve Atılay Uslu) da bunlara dahil.
Devlet, sahibi Türk olan bu operatörlere neden yardım yaptığını şimdi daha iyi anladık sanırım. Doğru da yapılmıştır.
Moskova- Dalaman uçan şirketler;
S7, Ural Havayolları, Royal Flight, Ikar, North Wind, Azur Air ve Aeroflot.
St. Petersburg çıkışlı şirketler;
Rossiya, North Wind, Red Wings, Ifly ve Ural Havayolları
Rostov çıkışlı şirketler;
North Wind, Red Wings, Ifly ve Ural Havayolları
Türk tescilli şirketler;
THY, Pegasus ve Corendon Airlines’in Rusya’nın üç noktasından Türkiye’ye karşılıklı seferler yapacak. Böylece 11 havayolu şirketi Rusya’nın 22 şehrinden Antalya’ya uçuşlar gerçekleştirecek.
Bakınca doğrusu hoşumuza gidiyor. Ama siz bu yazıyı okuduğunuz günden sonra Ağustos’tan 15 gün, Eylül’den 30 gün ve Ekim’den de 15 gün olsa, Kasım ve Aralık’taki gelenlerle toplam tatil süresi 3 ayı geçmiyor. Kaldı ki, bir de Rusya’da okulların açılışı gibi bir durum da var ki, Antalyalı esnafı kara kara düşündürüyor. Ortalama bir uçağın 300 kişi getireceğini hesaplarsak, günleri de alt alta koyup toplarsak gelecek turist sayısı böylece 2 milyonu geçebilir.
Nerede 7 milyon turist, nerede 2 milyon. Bize ne yaptıysa bu koronavirüs illeti yaptı. Ruslarla aramıza girdi. Geçmişte Rus Donanması’na bağlı savaş gemileri Boğazlar’dan geçtiğinde İdi damoy İvan (Evine dön İvan) diye slogan atan Çin yanlısı guruplar vardı. Ne oldu onlara?
Şimdi Ruslar bizi, biz Rusları seviyoruz.
Kuzey’den gelen bu komşularımıza tüm içtenliğimizle, bütün samimiyet ve güler yüzümüzle, kendi dilleriyle “Dabro pajalovat” (Hoşgeldiniz) diyoruz.
İyi uçuşlar Türkiye’m.
