Salı, Nisan 8, 2025

BU HAFTA İLK 5 HABER

Benzer Haberler

‘Vecihi Hürkuş müzesi en büyük hayalim’

Avukat Bahadır Gürer, 2007’de Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği‘ni kurdu. Amacı Hürkuş’un eserlerini ve ideallerini tanıtmak, sivil havacılığın gelişmesini sağlamak, Vecihi Hürkuş Müzesi kurmak.

Aydınlık’tan Füsun İkikardeş, Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Av.Bahadır Gürer ile bir röportaj gerçekleştirdi.

Vecihi Hürkuş’un adı son olarak Gaziantep’te 24-27 Eylül’de yapılan Teknofest 2020 açılış konuşmalarında geçti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ’ın havacılıktaki akıbetlerini bilmeyenler bugün İHA teknolojilerini kendimizin yapma çabalarının önemini bilmez‘ ifadesini kullandı. Kapanış tarihinde, 30 kişilik bir grup da, Sivil Havacılık Günü yıldönümü olarak Vecihi Bey’in Kadıköy’deki anıtı önünde anma etkinliği düzenliyordu. Peşine düştük, aman ne olur kimdir Vecihi Hürkuş, ne yaptı, nasıl unutuldu, doğrusu yanlışıyla bize anlatın, okura aktaralım, dedik.

AMACIMIZ ONUN ADINA MÜZE KURMAK

  • Sizi tanıyabilir miyiz?

Av. Bahadır Gürer. Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği‘ni 2007’de kurdum, Yönetim Kurulu başkanlığını yapıyorum.

  • Derneğin kuruluş amacı nedir?

TVHMD’nin amacı, onun eserlerini ideallerini tanıtmak, sivil havacılığın gelişmesini sağlamak, ilgili kuruluşlarla beraber Vecihi Hürkuş Müzesini kurmaktır.

Uçak projelerini desteklemek Türk ve dünya havacılık tarihine katkı sağlayacak bilgi ve belge oluşturmak, kamuoyuna naklini sağlamaktır. Bu amaçla derneğimizi kurduk.

VECİHİ BEY’İ FOTOĞRAFLA TANIDIM

  • Hukukcusunuz ama Vecihi Hürkuş’un izini sürüyorsunuz, adına müze yapılması için uğraşıyorsunuz. Havacılık veya tarih merakınız mı var?

Pilotluğum yoktur. Vecihi Hürkuş hakkında da hiç bilgim yoktu. Anne babamın vefatından sonra bir gün tesadüfen aile fotolarını tararken karşıma çıktı.

  • Nasıl oldu?

O sıralar 7 bin kadar foto taradım. Amcam İskenderun‘da yaşıyordu. Fotoğraf makinesi vardı, ondaki fotoğrafları da görmek, taramak istedim. Dizüstü bilgisayarımı aldım İskenderun’a gittim. Eski tip televizyon kutularından birini getirdi, elime bıraktı. Fotoğraf doluydu. Onların çekildiği dönemde fotoğrafların önleri kadar arkaları da çok anlamlıdır. Bu varmış bu yokmuş… Hepsi yazılıdır. İşte bunlar arasında rulo pelür bir kağıt buldum. Bu ne, dedim. Amcam, ‘Bunu sorma!‘ dedi ve anlatmaya başladı: ‘Çocukluğumuzda Kalamış’ta, bizim sokağın ucunda Vecihi bey bir hangar yaptı ve orada uçaklar imal etti!‘ O Vecihi Bey, Vecihi Hürkuş idi…

BU NASIL BİR VEFASIZLIK

  • Amcanız pilot ya da havacı oldu mu?

Hayır, amcamın havacılıkla alakası yok, mühendislikle de ilgili değildi. Gümrük komisyoncusu oldu. Ama 70 yaşlarındayken ‘Vecihi Bey‘le ilgili acaba ne var, diyor. İskenderun’da 4 kütüphane var, dördünü de dolaşıyor, hiçbir şey bulamıyor. Ansiklopedilerde de hiçbir şey yok. Bu nasıl bir vefasızlık, diye üzülüyor. O kaygıyla eve gidiyor ve daktilosunun başına geçiyor. Başlıyor hatırladıklarını yazmaya. Kitapta uçakların yapımıyla ilgili her şeyi yazıyor. Daktiloda bunları yazdığı zaman hiçbir bilgi kaynağına da ulaşamıyor. Rulo yapıp fotoların arasına koyuyor. Ben işte bunları buldum, kaydettim. Niyetim bir şekilde bastırıp amcama hediye etmekti.

  • Ve kitap haline getirdiniz…

Bunu yaptım, 200 kadar bastırdım amcama gönderdim. Bu çok önemli bir şey, dedim. Böylesi özel bir şeyle karşılaşınca aile resimlerini de unuttum. Kitap içine adres, tel numaraları falan koydum. Ki, birileri etkilensin ve ulaşsın. İsterse ‘Bunlar saçma‘ falan desin. Heyecan içinde bekliyorum. Havacılar içinde tanıdığım kimse de yoktu. Yeşilköy Havacılık Müzesi‘ne gittim. 60-70 kitabı oraya bıraktım. Para falan isteyen yok, merak eden olursa okusun işe yarar belki, dedim. 15-20 gün sonra bir telefon geldi. ‘Ben Vecihi Hürkuş‘un büyük kızıyım, dedi. 1932-33 döneminde Vecihi beyle eşi ayrılmışlar, bu evlilikten olan en büyük kızı Gönül hanımdı arayan. Onu (Vecihi Hürkuş) en çok onu tanıyan, hafızası kuvvetli bir hanımefendiydi. Sorma soruşturma safhası geçti. Gönül hanımı ziyarete gittim, tanıştık. Tanıştıktan sonra işin rengi değişti. Babası için çırpınan bir hanımefendiydi. Elinden gelen bir bir şey yoktu, Moda’da üç katlı bir evde yalnız yaşıyordu. Babası hakkında bilmediği pek çok şey vardı, öğrenmek istiyordu.

ANNE OĞUL GÜVEN İLİŞKİSİ

  • İlk size mi başvurmuş? Elindeki belgelerin ve tanıklığın peşine düşen koleksiyoncular da olmuş mudur?

Tabi, Gönül hanımın evine de gazete ve televizyonlardan geliyorlar, fotoları alıyorlar… On fotoğraf veriyor, beşi geri geliyor. Onlar da tab edilmiş fotolar. Yalnız da yaşadığı için gelenlerden bir kişi su istese, herşeyi ortadan kaldırabilir. Ciddi olarak elden çıkan şeyler de olmuş! Bunları koruma altına alalım, dedi. Aramızda bir anne-oğul güven ilişkisi oluştu. Hatta biri ben pilotum diye gelmiş, her şeyi toparlamış sonra ortadan kaybolmuş. Üç yıldır da yokmuş.

  • Siz onun da peşine düşmüşsünüzdür…

Telefonla ulaştım, evet. Ben uzaktayım, dönüşte evrakları size getireceğim, dedi. Gerçekten de bir gün yedi poşet içinde Gönül hanımdan aldığı evrakları getirdi. Hani yuvarlak plastik market poşetleri vardır ya, onların içinde. Kurtardım bir kısmını, ama ne verildiği bilinmediği için getirilenleri biliyorum. Mesela, Vecihi bey 1922 ya da 1920’den beri ajandalar tutmuş. Aynı Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk vesikalarını kaydettiği gibi o da şehit olan arkadaşlarını kaybettiğindeki duygularını, isimlerini, sonra uçak çizimlerini hepsini not etmiş. Evrakları geri getiren kişi, 1925’lerin bu kağıtlarını poşete tıkıştırmış. Ben ne bulsam sevinçliyim, ama belli de etmiyorum. ‘Kalanları da istiyorum‘ dedim. Ama en azından onları aldım. Aylarca uğraşarak kendi formlarına dönmesini sağladım.

TARİHİN İZİNİ BULMAK VE KORUMAK

  • Koleksiyoncu musunuz?

Hayır ben hukukçuyum. Vecihi Hürkuş, Türk ve dünya havacılık tarihine geçmiş bir insan! Korumamız lazım. O yedi poşetten çıkanları tamamlamak için sahaflar, açık artırmalar dolaştım, bayağı bir zaman, emek ve para harcadım. Hala da uğraşıyorum, ama artık harçlığım yetmiyor.

Kaynağını bulduğum zaman, cennete düştüm sanıyorum! Belgeler fotoğraflar, kitaplar bir şekilde ortaya çıkacak. Tanıklar, Hürkuş’u tanıyanlar, onunla çalışanlar… İyi bir ses kaydı yapayım derdindeydim. İzmir‘e Adana’ya gidip kayıtlar yaptım. Bireysel çabalarla bu işin yürümesi kolay değil. Kurumsal bir yapıya ulaşmalı. Önce bir müze olmalı. Müze için de, ya da müze kuruluncaya dek bir dernek olmalı ki bunlar gözümüzün önünden kaybolmasın, dedik. Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği’ni kurduk. Vecihi Bey‘in 3 kızı onursal üyemiz oldu.

PİLOT DEYİP GEÇMEYİN

  • Vecihi Bey’in başlıca özelliği nedir sizce? İlk Türk pilotu? İlk Tük uçağının yapımcısı? Nasıl tanımlamalı? 

Vecihi Bey‘i tarif ederken birkaç cümle yetmez. Vecihi bey pilot, ama ne pilotu? Akrobasi pilotu! Savaş pilotu! Test pilotu! Ticari pilot! Öğretmen pilot! Uçakları çizip yapan kişi. Projeleri kendisi yaptı, imal etti, onlarla test uçuşları yaptı. O zaman bu uçakları değerlendirecek kimse de yok! 1923’te yapımına başladığı uçak, askeri uçaktır. O zaman sivil pilot olarak ordudaydı. 28 Ocak 1925’de ilk ve tek uçuşunu yaptı. İzin vermediler. Çünkü kimse sorumluluk almıyordu. Ya ölürse ne olur, endişesi vardı. Bunun için izin veremeyiz, dediler. Uçmak istiyorsan uç denemeni yap, diyorlar.

  • Malzemesini nasıl buluyor? Oyuncak değil ki, demir çelik, motor gerek…

Bu uçaklar ahşap ve bez esaslı uçaklar. Aksamı demir değil

  • Motor?

Daha önce hava kuvvetlerinde düşen, arızalanan, harap diye depoya atılan uçaklar. Vecihi bey, bu motorları değerlendiriyor. Uçak düşmüş bazı bölümleri kırılmış. Kırılan pistonlar, vs Kadıköy’de tornacılara gidiyor. Yaptırıyor, monte ediyor ve çalışabilir hale getiriyor. Motor kendisinin yaptığı bir şey değil, ama aynı uçakta 4 motor eskiten uçaklar yapıyor.

Röportajın devamı için;TIKLAYINIZ

ÇOK OKUNANLAR

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com